Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Temmuz '19

 
Kategori
Eğitim
 

Üniversiteye Giriş Tercihi

Liseyi bitiren her öğrenci, nitelikli bir üniversitede okumak ister.Türkiye’de 2019 yılı itibari ile toplamda 203 üniversite ve akademi vardır.

130 devlet üniversitesi (on teknik üniversite, bir yüksek teknoloji enstitüsü ve iki güzel sanatlar üniversitesinin yanı sıra Millî Savunma Üniversitesi ve Polis Akademisi.) ve 73 vakıf üniversitesi bulunmaktadır.

Öğrenci, bu kadar üniversite içinde hangisini, nasıl seçecek? Ailesinin ekonomik durumu, uygun değilse vakıf üniversitelerini tercih etme sansı yoktur; çünkü bu üniversiteler paralıdır. Ne var ki yüksek puanlı öğrenciler için burs olanakları vardır.

Devlet üniversitelerini tercih edecek öğrenciler, hangi üniversitede, hangi alanda eğitim alacaklarını saptamaları gerekir. Ne olursa olsun bir üniversiteye gireyim düşüncesiyle tercihlerini yaptıklarında pişman oluyor; zamanla bölüm değiştirmek zorunda kalıyorlar. Sevmediğiniz, mutlu olamayacağınız bir alanı tercih ettiğinizde, başarılı olmanız da zorlaşıyor. Seçeceğiniz program kadar üniversitenin bulunduğu kent de önemli. Neden mi? Üniversite kadar kentin kütüphaneleri, tiyatroları, müzeleri olması da önemli.Kentin, kültür merkezi de olmasını düşünmeli aile ve öğrenci. En önemlisi, barınma, yurt olanakları da gözden geçirilmeli.Tercih yapmadan önce, aday önce kendini tanımalı.

Kendine en uygun meslek hangisidir? Kendini, ne mutlu ediyor? Yetenekleri, ilgili alanları nedir? Nasıl bir gelecek düşlüyor?

Hangi mesleğin ne tür yetenekler gerektirdiği, eğitiminin özellikleri, iş bulma olanakları, çalışma alanları,

Üniversite mi bölümtercih edilmeli. Bilim ve teknolojinin her gün değiştiği bir dünyada yaşıyoruz. Yeni iş alanlarına uygun eleman yetiştirin üniversiteler yeğlenmeli. Öyle ki daha önceki yıllarda geçerli olan, aranan meslek elemanları günümüzde iş bulmakta zorlanıyorlar. Bilişim çağıyla bütünlesen meslekler araştırılmalı. İnsansız hava, kara araçları, robotlarla ilgili alanlar gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır.

Kendi yeteneğinize uygun, gerçekleştirebileceğiniz, başarılı olabileceğiniz mesleklere yönelmelisiniz; onlarca program arasında gidip gelmek tercihinizi zorlaştırır.

Her yıl puanlar farklılık göstermektedir. Son üç yılın başarı sıralamaları göz önünde bulundurulmalı. Örneğin, sıralamada 20 binde olan bir aday,10 binlerden başlayarak en son sıralaması gerilerde olsa bile tercihte bulunabilir.

Adaylar, programlar ve meslekler hakkında bilgisi olmadan sürprizlerle karşılaşıyorlar. Bu nedenle yanlış tercih yapan 500 binden fazla aday üniversitede okurken yeniden üniversite sınavlarına girmek, bölüm değiştirmek zorunda kalıyor.

Üniversite sınavına giren gençler, artık düşledikleri programları, meslekleri seçemiyorlar. Mezun olunca boşta kalmayacakları meslekleri seçmek zorunda kalıyorlar; çünkü1milyondan fazla üniversite mezunu işsiz.

Özgürlükçü, demokratik, laik, sosyal, hukuk ilkelerini benimsemiş üniversiteleri yeğlemeniz; ülkemizin geleceği bakımından önemlidir.

Geçen yıl sınava girip, bu yıl tercih yapacak adaylar, çok daha şanslı!

Geçen yıl aynı sayıda soru yapanların puanı da sırası da daha yüksek!

Önceki yılların verilerine göre puan hesabı yapanlar da adeta yasta!

İşte bir anne ve bir adayın isyanı:

Eşit ağırlıkta, aynı netlerle geçen yıl 23-26 bin bandında Hukuk’a yerleştiler, kızım bu yıl, aynı netlerle 46 binde. Hukuk barajı indirilsin!..

Mezun olarak sınava giren adaylar, kolay TYT sorularıyla 2018’den getirdikleri puanla, 2019’da ilk defa sınava giren öğrencilere fark attı, ne kadar adil olduğuna siz karar verin!

Benzeri o kadar çok eleştiri geliyor ki bırakın bu köşeyi, sayfayı, gazetenin tümünü, tepkilere ayırsak, yine yetmez.

Bu arada en büyük şikâyet konulardan biri de hormonlu, şişirilmiş not uygulaması. ÖSYM, umarız bu konuda tüm notları standardize etmiştir. Yoksa zaten adil olmayan sınav ve yerleştirme sistemi, daha büyük haksızlıklara neden olacaktır!..

Bu yüzden, sınavla ilgili sayısal veriler hemen açıklansın ki herkes ne olduğunu daha net anlayabilsin!..

Peki, şimdi ne olacak?

Sayısal veriler, muhtemelen bugün açıklanır ama adaylardan gelen geri dönüşler, tahminlerin çok ötesinde. Oldukça farklı ve moral bozucu.

Örneğin, doğru ve yanlış sayılarının, çok farklı geldiğini iddia eden aday sayısı çok fazla. Dahası, tüm tahminlerini ve çalışma tempolarını, geçen yılın verilerine göre ayarlayan üst puan dilimindeki adaylar şok üzerine şok yaşıyorlar.

Örneğin aynı sayıda nete sahip olan bir aday, geçen yıl 18 bin 500’üncü sıradayken, bu yıl 22 bin 400’üncü sıraya düşmüş.

Bu da taban puanların çok değişeceği anlamına geliyor...

Hafta içerisinde, elimize veriler ulaştıkça, daha geniş analiz ve öngörüleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz...

Ve bir değerlendirme daha:

“Sınav sonuçları göstermiştir ki geçen yıl mezun olanlar, bu yıl sınava girenleri, bir miktar geriye attı. Geçen yıl 1500’üncü Sayısal puan için gereken netten fazla yapan adaylar bu yıl 2300’üncü sıraya denk gelen bir Sayısal puan aldı. Geçen sene TYT’si iyi, AYT’si kötü olan, bu sene sadece AYT çalıştı ve avantaj sağladı.”!..(Abbas Güçlü,19 Temmuz 2019 Milliyet)

 

Sonuç: YÖK ve ÖSYM’nin yeni uygulamasının, adayları memnun ettiği söylenemez. 2018’de sınava giren bir aday, 2019’da sınava giren öğrenciden daha şanslı. Bu da eğitimde, fırsat eşitliğine uygun değil. Diğer yandan, milyonlarca aday, az ya da çok puan aldım diye üzülüyor ya da seviniyor. Hepsi de en iyi puanı alsa ve istedikleri üniversiteye girip mezun olsalar da mutlu olamayacaklar; çünkü  başarılı da olsalar mezuniyet sonrası işsizlik! Asıl bu soruna, çözüm bulunmalı.

 

 
Toplam blog
: 391
: 2555
Kayıt tarihi
: 04.12.12
 
 

Hüseyin BAŞDOĞAN, 1942'de Malatya- Arapgir'de doğdu.Arapgir Ortaokulunu, Diyarbakır Öğretmen Okul..