Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ocak '12

 
Kategori
Eğitim
 

Üniversiteye girişte sınavsız geçiş kaldırılmalıdır!

1999 yılında üniversiteye geçiş sisteminde yapılan köklü değişiklikler sonrası 'alan içi', 'alan dışı' ve alanlar arasında da 'katsayı farkı' uygulaması başladı. Bu yıldan itibaren uygulanan katsayı farkı ile meslek lisesi öğrencileri nerdeyse alanları ile ilgili öğretmenlik programı dışında bir lisans programına yerleşemez hale geldi.

Bu yeni uygulamanın sonucu olarak meslek liseleri, yükseköğretime devam etmek isteyen öğrenciler açısından cazibesini yitirdi. 1999 öncesi ortaokul mezunlarının yaklaşık yarısı (1996-97 yılında yüzde 49,4) mesleki eğitime devam ederken 1999 sonrası bu oran hızla düşmeye başladı. 

Bunun üzerine 2001 yılında büyük bir hızla kan kaybeden mesleki eğitimi bir nebze de olsa hareketlendirmek için olsa gerek, meslek liselilerin meslek yüksek okullarına sınavsız geçişi yasalaştı. 2002 yılından itibaren ise meslek lisesi mezunlarının herhangi bir sınava tabi olmaksızın belirli önceliklere göre sınavsız geçişle alanları ile ilgili meslek yüksek okullarına yerleştirmeleri yapılmaya başlandı. O günden bugüne üniversiteye geçiş sisteminde birçok yeni düzenleme yapılmasına rağmen sınavsız geçiş, 2002 yılından itibaren aynen uygulanmaya devam ediyor.

Oysa üniversiteler sınavsız geçiş uygulamasından çok da menun değil ve sınavsız geçişin olumsuzlukları birçok defa yüksekokul müdürleri tarafından dile getirildi ve raporlaştırıldı. Zira sınavsız geçiş, meslek yüksek okullarındaki öğrenci niteliğini oldukça düşürmüştü.

Daha düne kadar sınavsız geçiş uygulamasının devamından yanaydım, fakat gelinen noktada artık bu uygulamanın kaldırılmasının zamanı gelmiştir. Zira sınavsız geçiş uygulamasının artık elle tutulur bir faydası kalmamıştır. 

Öncelikle sınavsız geçiş, öğrencileri motive edici bir sistem değildir ve bu yönüyle de meslek yüksekokullarındaki öğrenci niteliği oldukça düşmüş durumdadır. 

Sınavsız geçiş, sadece ortaöğretim tercihi sırasında mesleki eğitime yönelme noktasında bir miktar motive edici etkiye sahip olsa da, ortaöğretim süresince öğrencileri çalışmaya motive etmemektedir. Zira ortaöğretim tercihi sırasında Anadolu Teknik Liselerinin mesleki bir programına yerleşmek, alanıyla ilgili iyi bir önlisans programına yerleşmeyi garantilemek anlamına gelmektedir. 

Bir Anadolu Teknik Lisesi öğrencisi, sınıfını yazın girdiği birçok sınavlarla ite kaka sonuncu olarak bitirse bile sınavsız geçiş uygulamasında Teknik Lise mezununun birincisinden daha öncelikli olarak önlisans programına yerleşebilmektedir. Bir bakıma Anadolu Teknik Lisesi öğrencisinin sınıfını geçecek düzeyde çaba sarfetmesi ki, bu aslında neredeyse hiç çaba sarfetmemesi demek, iyi bir önlisans programına yerleşmesi için yeterli olmaktadır. Oysa mesleki eğitim veren okullarda görev yapan eğitimciler bilirler ki, bu liselerde genellikle Teknik Lise öğrencileri bir şeyler öğrenme ve başarılı olma adına çok daha fazla gayretli ve de isteklidir. Bu yönüyle sınavsız geçiş, öğrencileri çalışmaya motive etmek bir yana gevşekliğe dahi yönlendirmekte ve de çalışanla çalışmayanı ayırt etmekte oldukça yetersizdir.

Bu durumu birkaç örnekle somutlaştıralım;
Örneğin; İstanbul Üniversitesi, Biyomedikal Cihaz Teknolojisi, Önlisans programına 2011 yılında en son yerleşen adayın yerleştirme öncelikleri 2011,4,İ,92 ve orta öğretim başarı puanı da 100,000'dür. Yani bu aday, İstanbul ilimizdeki bir Anadolu Teknik Lisesi mezunlarının sonuncusudur. Sırf Anadolu Teknik Lisesi mezunu olduğu için, puanı 500,000 olan Teknik Lise mezunu birincisinden daha öncelikli olarak yerleşmiş, diğer bir ifadeyle okulunu birincilikle bitirse bile bir Teknik Lise mezunu bu programa yerleşememiştir. 

Yine Marmara Üniversitesi, Bilgisayar Programcılığı (İÖ), önlisans programına 2011 yılında yerleşen en son adayın yerleştirme öncelikleri 2011,4,İ,93 ve orta öğretim başarı puanı da 100,000'dür. Yani bu aday da İstanbul'daki bir Anadolu Teknik Lisesi mezunlarının en sonuncusudur ve bu programda da Teknik Lise birincisi dahi yerleşme fırsatı bulamamıştır. Örnekleri çoğaltmak mümkün fakat konunun ehemmiyeti için şimdilik yeterlidir.

Genel Lise Mezunlarının Bazı Önlisans Programına Yerleşme İhtimali Neredeyse İmkansızdır

Yıllarca uygulanan ve nihayet yakın bir zamanda kaldırılan 'katsayı farkı' uygulamasına karşı olunmasının en temel nedenlerinden biri, eğitimde fırsat eşitliğine muhalif olması ve meslek lisesi mezunlarının ellerinden lisans okuma hakkının neredeyse alınmış olmasıdır. 

Bugün gelinen noktada artık meslek lisesi adayları da lisans programlarına yerleştirilmede genel lise mezunları ile eşit haklara sahiptirler. Fakat ne var ki genel lise mezunları önlisans tercihleri noktasında eşit haklara sahip değillerdir ve hatta bazı önlisans programına yerleşmeleri nerdeyse imkansızdır. 'Katsayı farkı' uygulamasına karşı çıkanların buna da karşı çıkması gerekmiyor mu? Bu da eğitimde fırsat eşitliğine muhalif bir durum değil mi?

Yapılan son düzenlemelerle bir meslek lisesi mezunu Uçak Mühendisliği programını tercih edebilir ve yeterli puana ulaşması halinde de yerleşebilir. Fakat bir genel lise meznu Uçak Teknolojisi önlisans programını yazsa bile yerleşemez. Vehameti göstermek için söylüyorum, sınav birincisi olsa dahi yerleşemez.

Bir meslek lisesi mezunu tıp, eczacılık, diş hekimliği gibi programları yazabilir ve herhangi bir puan kaybı olmaksızın yeterli puanı almışsa bu programlara yerleşebilir. Fakat bir genel lise mezunu yazsa bile, Odyometri, Optisyenlik, Anestezi (çok nadir genel lise mezunlarına sıra gelmekte) gibi önlisans programlarına yerleşemez.

Bu örnekleri de çoğaltmak mümkün, fakat vehameti göstermek açısından kafi görüyorum.

Meslek Lisesi Mezunlarına Ek Puan Verilebilir

Bununla birlikte meslek lisesi mezunlarının da sınavsız geçiş başvuruları önceki yıllara nazaran düşmektedir ve yeni düzenlemelerle birlikte düşmeye de devam edecektir. Yine meslek lisesine yönelim de 1999 yılı öncesine ulaşmış durumdadır. Yani artık sınavsız geçiş uygulamasının kaldırılmasının ve genel lise mezunlarının da eşit koşullarda önlisans (2 yıllık meslek yüksekokulu programları) programı tercihi yapabilmesinin vakti gelmiştir. 

Bu konuda mesleki eğitimin pahalı bir eğitim olduğu, ortaöğretimde bu yönde eğitim alanlara önlisans sırasında da alanları ile ilgili programlara yerleştirilmeleri gerektiği görüşlerini ileri sürenler olacaktır. 

Bu konuda ben de farklı düşünmüyorum. Evet ortaöğretimde mesleki eğitim alan adayların alanları ile ilgili önlisans programlarına geçişleri daha kolay olmalıdır. Fakat bu amaca, diğer adayları parkur dışına iterek değil, meslek lisesi mezunlarına avantaj sağlamakla ulaşılmalıdır. Yani diğer adaylar da önlisans programlarını tercih edebilmeli, fakat bu yönde eğitim almış meslek lisesi adayları da alanları ile ilgili önlisans programlarına ek puan alarak yerleştirilebilirler.

Tek cümlelik özet; artık her adaya her yükseköğretim programını tercih etme hakkı tanınmalıdır.

Sinan ÇAĞIRAN | www.EgitimHaberim.com
sinan.cagiran@EgitimHaberim.com
http://www.facebook.com/scagiran

 

 
Toplam blog
: 157
: 12370
Kayıt tarihi
: 22.08.06
 
 

1996-2000 Ondokuz Mayıs Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü, Psikolojik Danış..