Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '09

 
Kategori
Mizah
 

Ünlü manken Adrianna,akrabamız çıktı !..

Ünlü manken Adrianna,akrabamız çıktı !..
 

Anası, hemşehrimiz :)


Adrianna kızımız, artık ülkemize ayak basmıştı...Kader yine ağlarını örüyordu...

Muhlis'le birlikte yaptığımız plân gereği, yarışmanın yapılacağı stüdyoda,refüze olmamak için Şowt Tv'nin patronuyla randevulaşıp bir an önce,televizyonu satın almamız gerekiyordu.

Bu renkli dünya içinde, paranın açamayacağı kapı ve kutu yoktu !..

Helikopterimizi, sağda müsait bir yerde, parkededip en yakındaki kıraathaneye dalmıştık. Mis gibi tavşan kanı çayların yanında, taze simitle kaşar da iyi gidiyordu.

Muhlis, ani bir kararla cep telefonuna sarılmıştı....Ama heyhat hiç kontürü kalmamıştı !.. Hatta en kısa sürede kontör yüklemezse telefonunun kapatılacağı ikaz ediliyordu.

Muhlis,ani bir hamleyle kıraathanenin manyetolu telefonuna yöneldi...Çevirdi...çevirdi...Yarım saat gibi kısa bir sürede Şowt Tv 'nin meşhur patronuyla konuşmaya başlamıştı...

''Hello!..Mr. Maksoy!..Ben Mr.Muhlis !..Tanıdın mı beni ?..''

''Pardon tanıyamadım !..İş istiyorsan avcunu yalarsın !..Başka kapıya!..''

'' Giminle dans ettiğinin farkında mısın ?..Şowt Tv'yi elinden alacam leynn !..''

''Eeee şşşeeyy !...Yoksa TMSF'den misiniz ?..Muhlis Bey, etmeyin noooluuur !..Yakında borçları kapatırım !..Ühüüü !..''

'' TMSF de gimmiş leeynn !..Orayı da satın alırım bana Muhlis derler...Kısaca İsviçrede, adım Mr.Muhi'dir...kih..Kih!..''

''Neeee....şaka mı ?..Şimdi ben Mr.Mumi'yle mi konuşuyorum ?..Emret abi !..Dükkân senin !..''

''Şimdi beni eyi dinle ...Adresini vir...geliyom...Para peşin ...Kırmızı meşin !..''

''Aman Tanrım...seni Allah gönderdi...Hemen gelin bekliyorum...Hızır'ımsın benim...''

Çayımızın son ''fırtını '' da çekip ,helikopterimizi çizilmesin diye,park mafyasına teslim edip damalı taksiyle,kısa sürede hedefe ulaşmıştık...

Medya patronları ve TMSF yetkililerinin peşin parayı görünce,''Arabada beşşş..Evde yirmibeş!.. '' isimli oyun havasıyla,sevinçle kıvırtarak oynamalarına da tanık olmuştuk !..

Merol Maksoy Beyefendi ve TMSF ortaklarıyla,yaptığımız anlaşma gereği yarısı peşin diğer yarısı 1326 ay, ''ötelemeli ödemeli '' taksitlerle, kredi kartı ödemeli anlaşmamızı yapıp koca medyanın tamamını satın almıştık...

Böylece ''kriz bahanesiyle '' işten çıkarılacak olan binlerce kişiyi de kurtarmıştık...

Aylardır,kazanan yarışmacıların paralarının da verilmediğini duyuyorduk !..Muhlis'in yüreği böyle bir kandırmacaya hiç dayanamazdı !..

Hatta,Muhlis'in isteği üzerine eşek arabasıyla bankadan getirtilen ''para balyalarının'' ağırlığına dayanamayan tahta arabanın ,arkaya kaykılarak,önündeki eşeği havaya kaldırmasına da çok gülmüştük...(Resimde görülüyor )

Muhlis, anlaşma içerisine ,bir çırpıda, Manken Adrianna'yı da dahil ettirivermişti...Medya önemli değildi onun için...

O ünlü para babası ve entellektüel adam, Muhlis'in tek hedefi Adriaana'yı almak ve hatta bu gece yarışacak olan dünya güzelinin önündeki ''kutuyu '' da açmak olacaktı...

Nihayet beklenen an gelmişti...

Medyada özel olarak şahsıma döşenen genel müdür odasındaki Ses, Hayat, Akbaba, Fırt gibi dergilerde;Tercüman -Ahvâl, Cerîde-yi Havâdis gibi gazetelerin 5. baskılarında, Muhlis Bey'in boy boy resimleri yer alıyordu...

O'nu artık tanımayan yoktu...Macun Mılıcalı ve Adrianna ''Dar mısın ;Tok musun ?..'' isimli kumar gösterisinde, Muhlis Bey 'in ne sürprizler yapacağını da merak ediyorlardı...

Adrianna, kutusunun bizzat MR.Muhlis tarafından açılacağını duyunca da havalara uçmuş olduğu söyleniyordu ...

Hatta Muhlis'in resmini gördüğünde küçük dilini yutmuş ve en yakındaki KBB uzmanı,epey uğraşmalar sonucunda, o sevimli dilini yerine oturtmuştu...

Adrianna, sürekli Muhlis'in resmine bakıp şöyle sayıklıyormuş :

''Ohhh!.. Mr.Muhi!.. Türkişh lokkum...Kıllı ,dişlek baby 'm benim...My crazzy babyyy !..''

Buna yürek dayanmazdı...Bir an önce yarışma başlamalıydı..Ve başladı...

Macun Mılıcalı,önce dev ekranda yeni patronları,Mr. Muhi 'nin,bebeklik yıllarından İsviçre'ye kadar olan acıklı ve cacıklı öyküsünü ,tüm konuklara ve yarışmacılara acıklı kaval sesi eşliğinde görsel sunu yapıyordu...

Gözyaşları sel olmuş;stüdyonun kanallarından gürlüyerek akıyor ve İstanbul sokaklarına taşıyordu...Adrianna da kuliste sırasını beklerken, heyecandan sık sık altını ıslattığından sürekli mayosunu değiştiriyordu.

Gecenin en büyük sürprizi Muhlis'in geliş biçimi olacaktı...O'nun nasıl ortaya çıkacağını biz bile bilemiyorduk...

O gece yarışma iptal edilmişti ve tüm yarışmacıların kutularını açtırmadan 500 milyar verileceği de vaat edilmişti...

Salondakilere de poşette,yardım,yiyecek verilecek ve hatta evlerine kömür neyim gönderilecekti...

Aniden gök gürültüsüne benzer bir sesle sisler arasında kapı aralandı ve zenci kölelerin omuzlarında,ortaya kocaman bir sandık gemişti.

Sandık kapağı oryantal müziğin eşliğinde açılırken, Muhlis kucağında Adrianna ile ortaya çıkmıştı.

Adrianna kırmızı bikinisiyle harika görünüyordu...Ancak Muhlis'in üzerinde panter derisine benzer donumsu bir mayo vardı. Kıllı ve yamuk vücuduyla Adrianna'ya çok güzel yakışıyordu !..

Birlikte ''Teke zortlatması '' ezgilerinin eşliğinde dans ediyorlardı. Tüm salon da onlara eşlik ediyordu.

Adrianna 'nın boyu uzun olduğundan zavallı Muhlis, O'nu kavramak için sıksık zıplamak zorunda kalıyordu...

Nihayet beklenen an gelmişti...Muhlis kızı yavaşça koltuğuna uzatıverdi.

Şimdi, milyonların önünde,O'nun kutusunu açacaktı...Gerildi...Salyasını sildi...

Bir hamle ile kızı belinden kavrayıp kaldırdı ve kutusunun kırmızı mührünü koparıverdi !..

Kutuyu okşadı,yokladı;hatta kutunun kenarından içine bakıp sırıttı...

Adrianna kendinden geçmişti...Kutusu açılmak üzereydi...Sabrı kalmamıştı...

Tam o sırada Macun Mılıcalı,eski alışkanlıkla, ''Reklamlaaar!.. '' deyince Muhlis tarafından sille tokat kovulmuştu...

Ve...işte Adrianna'nın kutusu açılıyordu...Evet...kutunun içinden de bir kırmızı küçük kutu çıkmıştı...İçinde de kırmızı taşlı bir yüzük vardı. Onu da dün, ''Bir milyoncudan '' almıştı !..

Muhlis nişan yüzüğünü, kızın parmağına taktıktan sonra o'nu öpüvermişti...Ve ilân ı aşk eyledi...Hatta evliliğini ilanen tebliğ etti...

Adrianna, mutluluktan uçuyor ve bir taraftan bağırıyordu...

''Oh my God !..Muradımıza erdik!..Kıllı my darlingim benim...My vifeee !..''

Muhlis, nişanını ilân edip arkasından Adriannayla bu salonda yarın evleneceğini haykırınca, salonun sessizliğini yırtan bir yaşlı kadın sesiyle donup kalmıştık !..

''Nayııırr!.. Onlar evlenemezler...Çünkü onlar kardeştir !..''

Muhlis yaşlı kadını yakalayıp,havaya kaldırırken bir taftan da sormuştu :

''Kimsin sen be koca karı !..Nereden kardeş oluyormuşuz ?..''

''Yavrım, ben senin ananım...Yıllardır seni arıyordum...50 yıl önce bilinmeyen bir yöne gidip ayrılmıştım ya !..İşte o zaman yolum Berezilya'ya düşmüştü ve Adrianna'nın babasının çalıştığı inşaata topum kaçmıştı...

İşte o adamdan 21 çocuğum oldu...Adrianna ortancasıdır...Yani senin biricik bacındır !..''


Adrianna annesine sarılıp hüngürdeyerek ağlarken bir taraftan da kaybettiği paralara yanıyordu...

* * * * * * * * * * * * * *


Muhlis, vefasız annesinin elini öpüp oradan ayrıldı...

Mutluluk,yine, O'nu ''teğet geçmişti !..''

Bir gemicik alarak anasını ve Adrianna'yı,Berezilya'ya üvey bubasının köyüne yolcu etti...

Pâyitahtın yüksek rakımlı bir tepesinde, lüküs bir ofis tuttu...Üzüntüsünden hem kör; hem de sağır olmuştu.

Bu durumda yapacağı en iyi iş milletvekili olmaktı...Hemen yerel seçimlere hazırlanmaya başladı...

O hiç narsist değildi...Kader O'nu da narsist yapıvermişti...

(The END..)

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..