Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Eylül '07

 
Kategori
Güncel
 

Unutamadığım resimler

Unutamadığım resimler
 

12 Eylül sabahı uyandığımızda sokak bomboştu. O günü hiç unutamıyorum. Bütünleme sınavları vardı. O gün de Coğrafya sınavı yapılacaktı. Biz de eşimle birlikte her sınav günü olduğu gibi erkenden kalktık, okula gitmek için hazırlanmaya başladık. Ilık bir sonbahar rüzgârı balkon kapısından içeriye doğru esiyordu. Perdeler nazalı nazlı bir o yana bir bu yana sallanıyordu. Başımı balkon kapısından dışarı uzattım. Bir gariplik vardı. Sokakta kimse yoktu. Balkona çıktım iki ev ötemizde oturan lise müdürü Zühtü Bey sokakta çiftetelli oynuyordu. Ben şaşkın bir ona bir boş sokaklara bakıyor, ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Eşim televizyonu açmış bana seslendi; “İhtilal olmuş. Asker yönetime el koymuş. “dedi. Zühtü ise sokakta hem oynuyor hem de bize el sallıyordu, bir yandan da yüksek sesle; “Ordu yönetime el koymuş, sıkıntılarımız geçecek. Terör bitecek.” Diye bağırıyordu. Ama o zamanki yönetimin ilk işlerinden biri Zühtü’yü görevden almak oldu. Zühtü ise buruk bir şekilde İngilizce Öğretmeni olan eşini Karamürsel’de bırakarak Bursa’ya gitti.

Sokağa çıkma yasağı olduğu için evde oturmaya başladık bir yandan da televizyon izliyorduk. Arada sırada da balkondan boş sokaklara bakıyorduk. Devriye görevi yapan askerlerden ve askeri arabalardan başka sokakta kimse görünmüyordu. 1999 yılındaki depremde o zamanlar oturduğumuz on katlı apartman yerle bir olmuş. Gidip komşularımıza ne olduğunu soramadım bile…

Eşim tedirgin. Gece bekçisin in ne olduğunu merak ediyor. Devriye gezen askeri arabalardan birisine gidip kendisini tanıttı. Okula gitmesi gerektiğini söyledi ve izin istedi. Gece bekçisi henüz okuldan ayrılamamış. Onun için ve kendisi için sıkıyönetim komutanından izin belgesi çıkarttı. Akşamüzeri okula gidip gece bekçisinin saatini düzenliyordu. Sabahları da saati teslim alıyordu. Artık biz de kâh televizyon başında kâh balkonda günlerimizi geçirmeye başladık. Terör ise birden bıçak gibi kesilmişti.

13 Eylül sabahıydı balkonda oturuyorduk. Karşı sokaktan çember sakallı sarıklı cüppeli bir adam bir çocuk caddeye çıktılar. Evimiz İstanbul Bursa karayolunun üzerindeydi. İki sokaktan ötede kayboldular. Artık her sabah caddeye çıkıyorlar iki sokak ötede evlerin arasında kayboluyorlardı. Bu resmi hiç unutamıyorum bir de Zühtü’nün sokakta çiftetelli oynayışını…

Sokağa çıkma yasağı birkaç gün sonra sona erdi. Ama her gün öğle saatlerinde minibüslerle 13–14 yaşlarındaki başları bağlı kız çocukları İzmit tarafına doğru gitmeye başladılar. Bu resmi de unutamıyorum.

Ve sonra televizyonlarda “Netekim” diye söze başlayıp; “Asmayalım da besleyelim mi?” diyen sesle görüntü ve ben bu resmi de unutamıyorum…

Unutamadığım bir başka resim Erdal Eren ise hiç belleğimden çıkmıyor. Bir de Manisalı annenin söyledikleri ile birlikte; “O henüz daha çocuk…” Bir çocuk Erdal Eren ve elinde su bardağı olan birinin resmi beynimde ve “Asmayalım da besleyelim mi?” sözleri…

Asalında unutamadığım resimler çok… Beynimin içinde dönüp duran…

Bir gece saat 22 00 sıralarında kapı çalındı. Kapıda bir adam; “Burada teksir makinesi sadece sizin okulda varmış. Benim de teksir yapılacak bazı evraklarım var. Gece bekçisi izin vermedi. Sizden izin almamı söyledi. Ben bir gemide kaptanım. İzin verir misiniz?” dedi. Eşim adama kendisini tanımadığını, tanısa bile böyle bir şeye izin vermeyeceğini söyledi. Adama bir saatten fazla kapıda izin için ısrar etti durdu. O zamanlar evlerde bile doğru düzgün telefon yok. Okulla iletişim kurmamız olası değil. Adam gittikten sonra eşim çıktı okula gitti. Ben tedirgin evde beklemek zorunda kaldım. Döndüğünde adamın gerçekten okula gittiğini gece bekçisinin izin vermediğini söyledi. O adam gecenin bir yarısında gelen adam hala bizim için bilinmez ama bu resimde unutamadıklarımdan…

Hep düşünürüm neden 12 Eylül oldu diye…

Neyi değiştirdi?

Yitip giden umutlardan başka…

Erdal Eren’in de umutları vardı, yaşamdan bekledikleri…

Bir de hiçbir şey olmamış gibi o gün görevden uzaklaştırılanlar tekrar yönetime gelmediler mi?

Ben her 12 Eylülde Karamürsel’i anımsarım bir de unutamadığım resimleri öylesine çoklar ki…

Resim http://www.haber1.com/haber/20070913/Evren-Erdal-Ereni-boyle-astirdi.php

 
Toplam blog
: 222
: 1359
Kayıt tarihi
: 22.07.06
 
 

Matematik öğretmeniyim. Liselerde okutulan MEB Talim Terbiye Kurulundan onaylı matematik ders kit..