Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Unutulmaz

Unutulmaz
 

Kapıdan girdiği gibi '' Benim karnım tok''dedi. Yemek yemeyecegim.İşim var, çabuk olmam lazım arkadaşlarım aşagıda bekliyor çünkü beni.
Ne kadar karşı çıktıysam da,yemek yemeden gidemezsin desem de.. beni dinlemeden dosdogru odasına gitti,tabii ben de peşinden.
Banyoda yakaladım onu az sonra. Süslenirken yakaladım.Son zamanlarda sıkça yaptıgı bir şey olmaya başladı diye düşündüm.. sabahları evden çıkmadan önceki yarım saati banyoda süslenmekle geçiyor. Kendisiyle fazla ilgilenir oldu. Çamaşır makinasının üzeri zaten sırf onun parfümleri,deodorantları ve briyantinleri ve saç jöleleri ile kaplı.Banyonun kapısında dikilip seyrettim onu.Ve ne kadar çok büyümüş, ve ne kadar yakışıklı oldugunu farkettim bir kadın gözüyle.. anne gözüyle.

Aynada kendine bakışı bile degişmiş ben farkına varamamışım.Saçının her teliyle ayrı ayrı ilgilenmeye başlamış.Bakış fırlatma denemeleri yapıyormuşcasına kendine, gözlerine bir sagdan,bir soldan baktı saçlarına briyantini sürerken.. Ve tabii en sonunda da bir de yukarıdan bir bakış fırlattı. Agzım açık resmen.. Ne olmuş benim ogluma böyle ya.. diyorum kendi kendime.
Sesli konuşsam tabii ki her zamanki redlerden biri daha sunulacak bana. ''ne olmuş ki bana,bir şey oldugu yok insanın kendine bakması ne zamandan beri suç oldu?'' diyecek her zamanki gibi.

Aşagıda arkadaşlarım bekliyor dediği için,o odasında birşeyleriyle ilgilenirken içeriye sesleniyorum. ''arkadaşlarını yukarıya çagırsaydın oglum,aşagıda beklemeseydiler keşke'' derken pencereye yöneliyorum. Bakalım kimler var aşagıda benim tanıdıgım mı tanımadıgım biri mi yoksa?. Uzun, yere kadar olan tül perdenin altından girip, kendimi göstermemeye çalışarak aşagıya baktım. Kimse yok.. aa evet karşı apartmanın duvar dibinde ayaklarını yere vurarak sabırsız bekleyen bir kız gördüm.Sırtında çantası, elleri montunun cepbinde bekliyor. Beni görmesini istemiyorum ya.. saklanıyorum. '' ben tanımıyorum bu kızı'' diyorum kendi kendime.Kim bu yaa??
çabucak oglumun yanına gidiyorum. Ama '' kim o kız ooluum?''demeden.
Oglumu kapıdan geçirirken ''ben çabuk gelecem anne,dershaneye gidecegiz.Soracak sorularımız var'' diyerke öptü beni. Yanaktan ve gıdıdan:))

O aşagıya inerken,ben yatak odamın penceresine koştum.Oradan daha rahat görebilirim diye. Bir an kendimi bir hafiye gibi hissettim. Ve, ben neler yapıyorum böyle dedim kendi kendime. Ama yine de meraklı tarafım agır bastı. Tül perdenin alt güpürlü deliklerinden baktım yola dogru,buradan geçecekler biliyorum.
Evet işte.. oradalar. Kız arkadaşı çok güzel.Narin birşey.. oglum gibi uzun boylu. Az önceki telaşlı halinden bir şey kalmamış oglumda. Şimdi gayet sakin,ve kendinden emin.. onlara baktım bir an. Onlar yavaş yavaş yolda ilerlerken,etraftan kopmuşlarken.

Bogazıma o an bir yumruk tıkandı. Bogazımda bir acı oluştu. Henüz ondördünde olan oglum büyümüş de aşık olmuş dedim. Gözlerimden yaşlar akmaya başladı elimde olmadan. Eni-konu aglamaya başladım şimdi onlara bakarken.
Kıskançlık mı mutluluk mu diye sorarsanız,tabii ki mutluluk. Oglumun ilk aşkı bu. İçindeki ilk kıpırdanışları,ilk heyecanı,ilk kez ilgi duydugu birisi şu an yanında. Aşk olarak nitelendirilemez bu yaşta diye düşünsem de.. düpe düz aşk bu işte.

Yolda yürüken onun yüzüne bakarak konuşması,onu dikkate aldıgını gösteren yüz ifadelerini takınması,yanından araba geçerken hafifçe sırtından tutarak sahip çıkması.. beni daha çok aglattı.Bu kez de ''ne kadar düşünceli'' diye aglamaya başladım
Hemen eşimi aradım o anda. Yazık korktu o da panikledi ben aglayarak konuşmaya başlayınca. Kötü bir şey var sandı adamcagız.Anlattım onlar daha yolda yürülerken onlara bakarak.Hadi gözümüz aydın, nihayet dedi en sonunda.. aglama.. hem artık çekil camdan da çocukları rahatsız etme,seni görürse akşama ifadeni alır karışmam bak sonra dedi gülerek.
O gün kiminle telefonda konuştuysam herkese anlattım. ''oğlumuz aşık.. artık bir kız arkadaşı var'' diye herkese yaydım mutluluktan
,Ahh ilk aşk!! ilk aşk hiç unutulmaz ki..

Orta okula başlayışımın ilk günü,okulun ilk günü. Daha zil çalmadı bahçede geziyoruz. Gördüğüm,sürekli koşturan kızlara sataşıp duran yaramaz bir çocuk. Aynı türk filimlerindeki ömercik gibi bir surata ve saçlara sahip.Kızları koştururken bir an gözgöze geliyoruz onunla. Dikilip kalıyor. ''Bana sataşma, işine bak''diyorum sert sert. Koşup gidiyor.
Sınıflara girdiğimizde bir bakıyorum aynı sınıfa düşmüşüz. Kaçan kovalanır hesabı peşimden ayrılmıyor sanki. yürürken ayagıma çelmeler takıyor.Hadi kovalamaca oynayalım,sen kaç.. ben seni kovalayayım diyor.Çocukluk işte.
Bir gün, elimdeki kalem yere düştügünde ve almak için sıranın altına egildiğimde onun da benimle birlikte egildiğini gördüğümde.. içimden ''beni seviyor''diye düşündüm sevinçle.
Ve bir gün yine,bir teneffüs.. benimle konuşmak istedigini söylediğinde de onu hep reddettim garip bir şımarıklıkla. konuşmasına izin vermedim,hep kaçtım ondan.
Ve sonra bir gün yine, babamın aniden çıkan tayin sebebiyle konuşamadan apartopar ayrıldık o kasabadan..
İlk aşkımı yaşamadan,onu tanıyamadan, konuşamadan bitmişti bile çoktan.
İlk aşk unutulmaz, tıpkı çabucak yitirdiğimiz çocuklugumuz gibi kayıp gider ellerimizden, unutamayışımız belki de o yüzden.

Şimdilerde bulundugumuz şehirden gitme ihtimalimiz var. Düşünüyorum da, ben oglumu nasıl çekip alacagım ilk aşkının ellerinden.. işte onu düşünüyorum.

 
Toplam blog
: 319
: 1390
Kayıt tarihi
: 29.10.06
 
 

"Ben; hiç yalnız kalmadım... Kalabalık bi ailede yere atılan yataklarda Yan yana, baş başa, el el..