Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Klinik Psikolog Nurcan Arslan Kanber

http://blog.milliyet.com.tr/nurcanarslan

21 Ocak '20

 
Kategori
Alışveriş - Moda
 

Unutuyormuyuz?

                                   BELLEĞİMİZİ KORUMAK ELİMİZDE Mİ  

Zinde ve mutlu olarak yaşamak, iyi bir zihne ve bedene sahip olabilmek hepimizin arzusudur. İyi bir belleğe ve bedene  sahip olarak uzun yıllar kimseye ihtiyaç duymadan yaşamak isteğine kim hayır diyebilir ki? 

       Çoğu insan yaşlanmayı kabul edemezken, yaşlılık ile birlikte gelen doğal değişimleri kabul edemezken, bellekteki değişimleri nasıl kabul edebilir ki? Fakat yaşlılıkla birlikte malesef bedenimizdeki değişimlerin yanında asıl önemli olan belleğimizde de önemli değişimler olmaktadır.

Fakat bu durum kişiden kişiye farklılık gösterir. Özellikle 40’lı yaşlarda ve sonrasında daha çok kendini gösteren sorunlar, isimleri akılda tutamama, önemli tarihler, evdeki bazı eşyaların yerlerini bulamama, önceki veya daha sonra yaşanılan geçmiş ile ilgili bazı olayları anımsayamama, bazı toplantı ve randevuların tarihlerinin unutulması hatırlamakta güçlük gibi bazı sorun yaratan endişe verici unutkanlıklardan bahsedebiliriz. Yaş aldıkça sadece takvim yaşımız ilerlememekte, kabiliyetimiz, iş gücümüzdeki azalma enerjimizdeki düşmede yaş ile birlikte artmakta ve bize asıl sinyallerini vermektedir.

Peki bu bizim boyun eğmemiz gereken kaderimiz mi?

Bunu kabullenip hiçbir şey yapmadan yaşlanmaya teslim mi olucağız? 

             Tabiki hayır.

Yaşam tarzımız, kişinin yaşam kalitesi, kişiliği oluşan değişimler karşısında mücadeleci tavrı ve ruh hali çok önemlidir. İnsan her durumda çözüm odaklı olup ne yapabilirim düşüncesi ile yola çıkarsa mutlaka  en doğru çözüme ulaşıcaktır. Öncelikle yaşamı severek, çok şükür yaşlanıyoruz. Bunca yıl yaşıyoruz, yaşadık ne tecrübeler edindik ya da ne acılar çektik ama mücadele edebildik, bu günlere gelebildik. Hala ayakta dimdik durabiliyorum  diye bilmeyi başarmak  bence bu en güzel motivasyon kişinin kendisine ve yaşadığı yıllara en güzel şükran duygusudur. Belkide o yaşlara gelmeden, yaşlanamadan erken yaşta yaşamını yitiren insanları düşününce yaşlanmanın çok büyük şans olduğunu  anlayabiliriz.

         Bellek bozuklukları beynimizi besleyen damarların yaşlanması ile birlikte, daralıp sertleşmesi ve bunun sonucunda ortaya çıkan beynimizi tahrip edici değişimlerin ortaya çıkmasıdır. Bu süreci yaşamamak ya da erken yıllarda bu süreç ile tanışmaktan korkuyorsak beslenmemize, damarlarımızın  daha sağlıklı ve genç kalabilmesini sağlıyacak önlemleri erken yaşlarda almamız gerekmektedir. Aslında çok zorlanmayacağımız sağlıklı beslenme tarzı aşırı yağlı ve kızartmalı yiyeceklerden uzak durabilmek bile yeterli. Stresten uzak kalmayı başarabilirsek ve bunu oksijenli ortamlarda yürüyüşler ile desteklersek kendimiz için ne yapabilirim sorusuna da cevap bulmuş oluruz. Ruh sağlığımızı koruyabilmek, her şeyi takıntı haline getirmemek zihnimizde bir nevi rahatlatıcaktır. Öyle vesveseler ile kurduğumuz kuruntular biz uyurken bile malesef zihnimizi yormaktadır. Çok duyarız bedenim uyuyor ama beynim uyumuyor hep yorgun kalkıyorum, uykuda bile beynim düşüncelere takılıp uğraşıyor gibi…

      Belleğimiz zihinsel egzersizlerle güçleniyor ve büyüyor. Bulmaca çözmek, karmaşık puzzle yapmaya çalışmak, satranç, dama gibi oyunlar oynamak, imkanınız varsa yeni bir dil öğrenmeye çalışmak, değişik yerlere gitmeyi hedeflemek, kültürel gezilere katılmak, konserlere, söyleşilere, tiyatrolara katılmak zihnimizi güçlendiricektir. Takıntılar, korkular yerine kendiniz ile ilgili yeni hobiler edinin, kendinizdeki yetenekleri keşfedin. Kendinize zaman ayırarak yeniden kendinizi bulunduğunuz ruh halinden çıkarak keşfetmeye çalışın. Yeni şeyler okuyun, kitap dergi neden mutlu olucaksanız o konuda okuyup kendinize önemli notlar tutacağınız bir defter edinin. Tarihleri ile birlikte o deftere özel alıntılarınızı paylaşın. Yeni şeyler öğrenmeye açık olun ve kendinize güvenin. Öğrendiklerinizi başkalarına öğretin, başka kişiler ile paylaşıma açık olun.

    Hiçbir şey yapmak istemiyorsanız bile geçmişte yaşadıklarınızı bugüne dair anımsadığınız, önemsediğiniz şeyleri hatırlamaya ve günlük şeklinde notlar almaya, özet tutmaya çalışın. Konsantre olup, planlayıp yaşamınızı resimleyin. Bu kadarını kendiniz için geçmiş yılların hatırına yaparsınız herhalde. Yaşanmış onca yıla bu kadarını borçlusunuz.

 
Toplam blog
: 69
: 3739
Kayıt tarihi
: 23.08.12
 
 

Anadolu Üniversitesi'nde lisans eğitimini tamamladıktan sonra, İstanbul Gelişim Üniversitesi'nde Kl..