Üreme Bilgisi

Bütün diğer canlı varlıklar gibi insan da sınırlı bir yaşam süresine sahiptir. Bu sebeple, bir doğal varlık olarak yok olmadan evvel, yerini alacak insanı dünyaya getirmiş olmak durumundadır.


En ilkel canlılarda, yâni tekhücrelilerde üreme bölünme yoluyla olur. En gelişmiş canlı olan insanda ise, üreme olayındaki işlevleri açısından bütünüyle farklı iki kişinin, yâni bir dişi ve bir erkeğin özel olarak üretilmiş birer hücresinin birleşmesi gerekir.


İnsanlığın ortaya çıkışını izleyen ilk dönemlerde, kadının, erkeğin ve cinsel birleşmenin üremedeki yerleri bilinmiyordu. Bunun en açık ifadesi, bugün dünyamızın çeşitli bölgelerinde yaşamlarını sürdüren bazı ilkel kabilelerdeki bir inanıştır. Bu inanışa göre, bebek kadının karnına yerleşen bir ruhun cisimleşmesi, bedene kavuşması neticesinde oluşur ve dünyaya gelir...


Daha ileri toplumlarda bu inanış değişmiş olmakla birlikte, yüzyıllar boyunca doğumun yalnızca kadını içeren bir olay olduğuna inanıldı. Bu inancın kaybolmasından sonra bile, kısırlığın sadece kadına mahsus bir özellik olduğu düşüncesi sürüp gitti.


İnsanda üremenin tekhücrelilerdeki üremeden diğer bir farkı da şudur...


Bölünme yoluyla ortaya çıkan iki yeni tekhücreli canlı, o andan başlamak suretiyle yaşam mücadelelerini kendi başlarına sürdürebilirken, yeni insanın ilk hücresi kadının dölyatağında 266 gün süreyle dönüşüme uğrar ve 2.2 trilyon hücreli bir canlı durumuna gelir...


Buna ek olarak, insan yavrusu kendi başına yaşayabilir duruma gelmek için daha uzun yıllar, başta anne ve babası olmak üzere pek çok insanın yakın ilgisine gerek duyar.