Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mayıs '08

 
Kategori
Felsefe
 

Üretene yine para yok!

Gazete sayfalarını çeviredururken ekonomi bölümünün ilk sayfasının tepesine punto harflerle kurulmuş şu başlığa takıldı gözlerim: ‘İşçiye para yok!’ Haber, maaş zammı için birkaç gündür grev yapan işçilerin çabalarının boşa çıktığını yazıyordu.

Sendika ve işveren, neredeyse ‘hiç’ denilecek kadar cüz’î bir miktarda anlaşmışmışlar. Okumaktan vazgeçtim. Sinirlerim bozuldu. Gazeteyi masanın üzerine fırlattım. ‘Para, para, para!’ dedim kendi kendime. ‘Nasıl para olmazmış! Bal gibi de var, ama vermek isteyen yok!’ Kendime bir bardak su doldurdum ve tekrar yerime oturdum. Suyumdan bir yudum aldım. ‘Yapılan ‘iş’in karşılığında ele geçen değer ‘para’, ya da parayla kıyaslanabilir başka bir ‘değer’, değer çoğaltmaya, yani zenginleşmeye yeterli değilse, işin ve işçinin toplumsal değerinin artması ihtimali baştan sıfırdır zaten. Bu değer kaybı, yoksulluktan da kötüdür. Kaybolup gidenin yeri yalnızlığa kalır. Yalnızlık, yoksulluktan da kötüdür. Tek geçerli değerin yalnızlık olduğu bir toplumda, tek işler kural çatışmadır. Yalnızlık insanı çatıştırır; önce kendisiyle, sonra herkesle ve her şeyle. Derin psikolojik çatışmalardan alınan ağır darbelerin insanı kendi çöküşünün eşiğine sevki de işin cabası. 'Marx'î yabancılaşma başlar. Bunun önüne geçmenin başka bir yolu yoktur: ‘değer’lerin değişmesi gerekir! İnsanın elinden parasını alabilirsiniz, ama umudunu paraya endeksledikten sonra neyi harcayıp bitirdiğinizi görmezlikten gelirseniz, insan kızar. Kızdı mı da azar. Azdı mı da, ya yok olur, ya da yok eder. Herkesi ve her şeyi...’ diye geçirdim aklımdan. Sonra da kızarak ‘Kendimizden başka koruyanımız olmadığını ne zaman anlayacağız allah aşkına’ dedim kendi kendime. Düşündüklerimin üstüne koca bir yudum soğuk su içtim.

 
Toplam blog
: 47
: 537
Kayıt tarihi
: 09.04.08
 
 

Freiburg Üniversitesi Nörolengüistik ve Felsefe bölümü mezunuyum. H..