Urfa'da, Ceylanpınar'da bir Fikret Otyam vardı

Son günlerde ardı ardına gelen şehit haberleri yüreklerimizi yakıyor. Bunlarla birlikte birçok yazarlarımızı da kaybettik. Yaşar Kemal, Erol Büyükburç, Muzaffer Akgün ve 9 Ağustos 2015 günü Anadolu’ya ve özellikle Urfa’ya, Ceylanpınar’a, Viranşehir’e sevdalı gazeteci- yazar ve ressam Fikret Otyam’ı da öbür âleme gönderdik. Ben bu satırları yazarken Şair ve yazar Tarık Dursun Kakınç( 84) ölüm haberleri geldi. O da bu kervana katıldı. Bunların her biri sanatımızın, kültürümüzün biner köşe taşları idiler. Fikret OTYAM, bu toprağın gür sesi idi. Gazeteci idi, yazar ve şairdi. Aynı zamanda ressamdı. Fırçasiyla Anadolu’yu en güzel anlatan yazıp çizen bir ressamdı.

Değerli sanatçı Fikret Otyam, böbrek yetmezliği nedeniyle bir süredir tedavi görüyordu. Antalya’da 89 yaşında iken yaşamını yitirdi. Kırk yıldır şeker hastalığı ile savaşıyordu. Onun tavsiyesi üzerine cenazesi Nevşehir’e kaldırıldı. Nevşehir’in Hacı Bektaş ilçesinde İz Bırakan Aydınlar Mezarlığında boynunda her zaman taşıdığı 12 imam Kolyesiyle dualarla toprağa verildi.

Fikret Otyam 1926 yılında Aksaray’da dünyaya geldi. 6-7 yaşlarında iken babasının açtığı Eczanede resimler yapmaya başladı. Aksaray Halkevinde ilk resim sergisini açtı. Bedri Rahmi Eyüpoğlu’ndan resim derslerini aldı. Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nden mezun oldu. 27 yaşında iken gazeteciliye başladı.1950 de Son Havadis gazetesinde yazmaya başladı. 1945-1946 yılında İstanbul’da Gece Postası Gazetesinde ilk yazılarıyla dikkatleri çekti. Daha Sonra Dünya gazetesinde Müdür yardımcılığını yaptı. 1956’da Ulus, daha sonra 1979 kadar Cumhuriyette yazmaya başladı. Yazılarında daha çok Doğu ve Güney doğu Anadolu’nun insanların yaşayışı içeren yazılarıyla tanındı ve onlarla ilgili yüzlerce fotoğraf ve röportajlar yayımladı.

Şu anda masamın üzerinde bulunan bir kitabı bulunuyor. Bu kitabı bana 10.10.1995’lerde imzalı olarak göndermişlerdi. Çünkü bende uzun yıllar Şanlıurfa, Akçakale ve Ceylanpınar’da görev yaptım. İkimizinde ortak bir Urfa, Ceylanpınar sevdası vardı. Ben de1986 larda “Harran’da Atatürk Çieçeği (şiirleri) yayımlamış ve bu kitabı sevgili Fikret Otyam’a armağan etmiştim. Kim bilir nedenli sevinmişlerdi.  Şimdi bana göndermiş olduğu “40 Yıl Önce 40 Yıl Sonra” ( Gelin Canlar Bir Olalım ) adını taşıyan kitabında yer alan bir yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum:

BUGÜN BANA YARIN SANA

" Oda senin

Döşenmiş oda  senin

Bir  canım var Hak vermiş

Dilersen  o da senin"

***

Paşadan

Selam  gelmiş  paşadan

Toprağıma   su salınsın 

Yalvarırım Paşa'dan"

..

Şanlıurfa mezar taşlarının, çoğunda “Bugün bana, yarın sana”  yazar. Yitirdiğim dostlarımın, sevdiklerimin mezarlarını ziyaret ettim. Sazcı Aziz Çekirge reyhan çiçeğini çok severdi. Mezar taşına kazımışlar ki: Reyhan ektim duvara / Kimsem yok ki savura /Ben küçük yârim küçük  / Ancak Mevlam suvara”…  O güzel ses, o güzel insan Tenekeci Mahmut  Güzelgöz’de  bizi terk edenler arasında, O’na da merhaba  dedim. Ver elini kısas beldesi “ “Urfa Canavar” dedikleri Cefer Kaya, evlerine yakın bir tarlada tek başına yatıyor mermer mezarlığında.” Yirmi bir vilayet hapis dolaştım / Nice engelleri çiğneyip aştım / Demir parmaklıkları keserek kaçtım / Namus yarasıdır yarımın adı / Kalmadı dünyanın lezzeti, tadı “ / Fatiha… Kemal Yahya oğlu Cafer Kaya. D.1952- Ö. 23.8.1991”

Böyle diyor sevgili Fikret Otyam. O bir Urfa, Ceylanpınar, Viranşehir ve Siverek, Akçakale ve Harran  hayranı idi… Bu  yörenin insanlarını can dostlar etmişti. Onun deyişi ile “HU” diyerek “Gelin Canlar Bir Olalım” diyordu… O’da güzel bir kır ata binerek ayrılıp, elveda etti. Işıklar içinde yatsın. Tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum. Mekanı cennet olsun… 

Abdülkadir  GÜLER 

14.08..2015- SÖKE