Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Haziran '07

 
Kategori
Yöresel Yemekler
 

Urumeli diyarından tarif var!

Urumeli diyarından tarif var!
 

Eski zamanlara gidelim sizinle, varsayın ki zaman makinesi bulunmuş, varsayın ki siz bir zaman turizmi acentesinden birkaç günlüğüne bir bilet almışsınız. Bu tur en fazla 150 yıl öncesine, henüz makineleşmenin olmadığı insanların daha fazla bedenlerini kullandıkları döneme meraklılar için.

Cep telefonları çalışmayacak, elektrik olmayacak, o yüzden sizden ricam bunları bırakmanız. Kimsenin soyadı yok babanızın lakabı ile anıldığınız bir dönem, kara Mehmet, kör Ahmet, topal Mustafa, gıdı musa, süslü hasene, pepe nemci, sırık hamdi, hacı Osman, geveze Necla, dedikoducu habibe, aşçı arif vs vs . Ama gördüğünüz gibi insanlar birbirleri tanımakta bizlerden daha başarılılar. Yanınıza sadece ne olduğunuzu alın kısacası, gocunmadan kırılmadan, durun ve düşünün o devirlerde yaşasaydınız size ne denirdi? Ben biliyorum mesela bana söylenecek isimlerin başında patavatsız, geveze, şişko gibi sıfatlar olabilirdi.

Konuyu çokta dağıtmayalım çünkü geldik geçmiş zamana. Başında çemberleri, kolları dirseklere kadar sıvanmış kadınları görüyor musunuz? Akşama burada sünnet düğünü var, masalar hazırlanmış, rakılar alınmış, turşular küplerden çıkarılmış, ev temizlenmiş, bahçe süslenmiş, saz cümbüş tutulmuş sıra yemek hazırlığına gelmiş.

Mahallenin en maharetli kadını yemek yapmak için orada. Dün akşamdan alınmış olan kuzu (ne yazık ki kesilmiş!), et bir gün dinlendirilmiş. En önemli yemek yapım aşaması başlamış. Kapama !! hayır hayır bilgisayarı kapama demiyorum, yemeğin adı kapama. Trakya yöresine ait çok lezzetli mutlaka yenilmesi gereken bir nevi pilav olarak özetleyebileceğim ancak yapımı zaman alan bir yemek. Gereken malzemeleri daha önce ki gelişimde not almıştım, ilgilenenlere yazalım hemen:

- Koyun eti; ancak lop et mümkünse butları kullanılacak yağlı olması makbul kemiksiz parçalar halinde.
- Bolca kuru soğan, bolca kuru nane ve mutlaka taze nane ve taze soğan
- Pirinç, kırık olmayan bol su çeken, iri taneli
- Tereyağ
- Tuz, karabiber, kırmızı biber

Şimdilik malzeme listesini not alanlar için bir ince detay verelim, neden bu yemeğe kapama denilmiş. Şu an içinde bulunduğumuz zamanlarda mevcut fırınlarımız olmadığından, büyük kiremitten yayvan kaplara bu yemek hazırlanır üstü hamur ya da bir kapak ile kapandıktan sonra üzerine de ateş kaplarlarmış, arada yemeğin kapağını açık bakmak gibi lüksleri de yokmuş bu nedenle bu yemeği tutturmak her baba yiğidin her ben kadınım diyenin harcı değilmiş. Kap açıldığında yemek tam kıvamında pişmiş olmalıymış.

Yapılışını ise kısaca anlatacak olur isek; öncelikle kuzu etleri haşlanıyor. Haşlanan kuzu etleri kenarda bekliyor, siz bu arada kuru soğanları küçük küçük doğruyorsunuz, bunları yemeği pişireceğiniz derince ama yayvan bir kap içine alıyorsunuz.

Soğanları ocakta yemeğin pişeceği kapta tereyağ ile kavuruyorsunuz, soğanların pembeleşmesi olduğunda kuru nane, doğradığınız taze nane ve taze soğanı karıştırıp birkaç kez çeviriyorsunuz. Pirinçler ayıklanıp yıkanmış olarak bu tepsiye soğanların yanına katılıyor, onları da kavuruyorsunuz ama fazla da uzun sürmüyor tereyağı esmerletmemek gerekiyor.

Kenarda hazır pişirdiğiniz koyun etleri tenceresinden et suyundan kullanacağınız pirincin bardak kıvamına göre et suyu katıyor ve pirincin tepsiye eşit yayılmasını sağlıyorsunuz. Bu arada da tuz, karabiber, kırmızı biberi cimrilik yapmadan ama tansiyona dikkat ederek bu zamanda atmakta fayda var. O dönemlerde ne kadar bol malzeme o kadar güzel yemek anlayışı hakim.

Pirinçlerde gayet güzel tepsiye yayıldı ise; sırada haşlanmış iri parça kuzu etlerini tepsiye belirli aralıklarla dizmeniz var. Bunları mümkün olduğunda servis anında kaşığa pilav ve et gelecek aralıklarla dizmeniz gerekiyor; ne eti çok fazla ne de pilavı çok fazla olmamalı, her çatala her ikisinden de gelecek gibi.

Etler dizildikten sonra parça etlerin üzerine bol kırmızı biber atmanız gerekiyor, anlayacağınız tepsinizde pirinçler için koyacağınız su kıvamında etleri su altında bırakmayacak genişlikte ve derinlikte olmalı, aksi takdirde tepsiye dizdiğiniz etlerin üzerine kırmızı biber atmanız mümkün olmayacak. Kısaca bırakın et boy versin ve mümkünse kafası su üstünde kalsın;) yemeği fırına koyuyor ve pişmesini bekliyorsunuz.

Düşünsenize, tazecik malzemelerle yapılmış bu yemeğin yanında koyun yoğurdundan yapılmış bol köpüklü ayran, bol salata ardından da tiryaki fincanına konulmuş kömürde pişmiş türk kahvesi. Paşam sünnet olsa da mahallelinin midesi de cümbüş sesine eşlik etse diye beklenirmiş o devirlerde çünkü zamanımızın gazlı fırınları yerine üstü yine ateşle kapatılarak için için pişen yemeklerin tadını pek bulamıyoruz.

Bir de yanına çingene kebabı yaparlarmış, közde patlıcan biber doğranıp sarımsak, sirke yağ bolcaaaaa rakı, oğlanın babası akşamdan kasa ile depolar kuyuya kova ile indirirmiş ki soğuk olsun. Ve buzhaneden alınan koca buz kalıpları geldiğinde, saz ekibi bahçede yerini alır, haremlik ve selamlığın ta ortasına yerleşir gerektiğinde şarkı söyleyerek atışmalarına destek olurlarmış.

Eğer bir de bu düğün bahar mevsimine denk gelir ise kocaman bir mani kübü hazırlanırmış, içine herkes bir nesne atarmış, mesela biri tokasını, biri çakısını, bir başkası düğmesini, manici gelir küp içinden nesneyi alır kimin olduğunu bilmeden maniyi okurmuş ancak ne çektiğini de göstermezmiş ki maniler can kulağı ile dinlenilsin.

Ne yazık ki bu geldiğiniz düğünde manicimiz yok, ancak rakımız bol haydi beyler bayanlar, afiyet olsun.

Ben bir sonra ki zaman turizmi yolcuları için başka bir yemek pişimini organize ediyorum. İsteyenler başvursun, ancak lakaplarını da mutlaka bulsunlar biletler eski isimlere göre kesilmektedir, bugünki talihlimiz göbek İsmail, koca bir kapama kazandı, ona da afiyet olsun yarasın göbek olsun.:)

Bu arada geldiğiniz yer Kırklareli ve düğün ve yediğiniz düğünlerin vazgeçilmezi kuzu kapamadır. Daha detay isteyenlere ekli sayfa önerimdir

http://www.lezzet.com.tr/tarifler_turkiye/01617/?printerfriendly=yes

 
Toplam blog
: 73
: 486
Kayıt tarihi
: 31.03.07
 
 

İktisat fakültesi mezunuyum, bankacıyım, çocukları severim...