Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Şubat '08

 
Kategori
Uzay
 

USA - 193 düşürüldü

USA - 193 düşürüldü
 

Dünyamız, yaklaşık olarak 1, 5 aydır olağandışı bir heyecanı yaşıyordu. Ta ki 20 Şubat 2008 tarihinde Pentagon tarafından yapılan açıklama ile, mevcut tehlikenin ortadan kaldırıldığı “biz dünyalılara” açıklanana kadar. Uzun süredir bir saatli bomba gibi dünyanın çevresinde dolanan USA-193 adıyla bilinen Amerikan casus uydusundan bahsediyorum.

2006 yılının Aralık ayı ortasında Kaliforniya'daki Vandenberg Hava Üssü'nden uzaya gönderilen USA-193 (veya diğer bilinen ismiyle L-21) uydusu yörüngeye başarılı bir şekilde girmesine rağmen, ilerleyen birkaç saat içinde komuta merkezi ile bağlantısını kaybederek kontrolden çıkmıştı. Ocak 2008'de alışık olmadığımız bir duyuru haber bültenlerinde ön sıralarda yerini aldı, ve birkaç gün içinde dünyanın en çok takip edilen haberleri arasına girdi.

Bu ilk haberde söylenen bilgi, bir okul otobüsü (filmlerdeki klasik sarı olanlarından) büyüklüğündeki USA-193'ün yörüngesinden sapmaya başladığı ve Şubat sonu ile Mart başı arasında dünyaya düşeceğinin hesaplandığı kesin bir dille resmi makamlardan açıklandı. Tabii ki bu resmi makam, dünyanın uzayla ilişkilerden sorumlu ülkesi ABD' den başkası değildi. Bugüne kadarki mevcut uzay çalışmalarını domine eden, ve filmlerden de çoğunlukla alışık olduğumuz Amerikalılar! Ancak bu sefer ABD'nin başı çekmek için bu kadar “istekli” davranmasını yadırgamamak lazım. Ne de olsa bu casus uydu onlara aitti.

Böylece bir göktaşı olmasa da, uzayda ilerleyen bir nesnenin gezegenimize düşeceği sorunu çözüm gerektiren bir mesele halini aldı. Olayın birkaç boyutu vardı. Öncelikle, casus uydunun tam olarak nereye düşeceği belli değildi. Dünya yüzeyinin büyük bir kısmı okyanuslardan oluşsa da, yerleşim birimlerinden birine bu tip bir cismin düşmesi büyük bir faciayla sonuçlanacaktı. Üstelik yakıt tankında toksik bir madde taşıdığından, düşüşü her halükarda bir çevre felaketine de dönüşecekti. Gaz şeklinde bir diamin (H4N2) olan hidrazin yakıtı taşıyan araç eğer bir yerleşim birimine düşseydi, bu gazla temas eden kişilerde geri dönülemez sağlık problemlerine sebep olabilirdi. En basitinden gözlerde, burunda ve boğazda tahrişe sebep olabilen bu madde, daha büyük miktarda solunması halinde, ciğerlerin iflasına, sinir sisteminin bozulmasına ve de kişinin direkt ölmesine veya koma haline sebebiyet verebiliyor.

İkinci bir endişe noktası ise, daha çok uydunun sahibi olan ABD'yi ilgilendiren kısmı, casus uydunun teknik sırları ve de barındırdığı istihbarat bilgileri. USA-193'ün olası bir “düşman” toprağına düşmesi halinde bu bilgiler rakiplerinin eline geçecekti. Rusya, Çin ve İran muhtemelen ABD için uyduyu ele geçirecek ülkeler arasındaki felaket senaryoları olmuştur. Geçtiğimiz haftalarda Cnbc-e televizyonunda da gösterilen 24 dizisindeki senaryoyu hatırlatan bu istihbarat savaşının dizideki kadar ucuz atlatılamayacağı da ihtimaller dahilindeydi.

(Dizi ile ilgili bir hatırlatma yapmak gerekirse, Rus savunma kodları senaryo gereği müttefik ABD'li ajanlar tarafından Çinli ajanlara kaptırılıyordu. Rus tarafı -nasıl olduysa dost olarak gördükleri- Amerikalılardan bu devre kartını verilen süre içinde Çinli ajanlardan alamamaları durumunda, Orta Asya'daki ABD üslerine saldıracakları tehdidinde bulunuyordu).

Sonuçta karar verildi ve USA-193 adıyla literatüre geçen casus uydunun kendi haliyle düşmesinin beklenmeyeceği ve düşürülmesine karar verildiği bizzat ABD Başkanı Bush tarafından ABD Savunma Bakanı Gates'e verilen yetkiyle duyuruldu. Uygulama 20 Şubat 2008 tarihinde, Hawaii adalarının batısında konuşlanmış bir savaş gemisinden gönderilen füzeyle yerine getirildi. Yapılan açıklamaya göre tehdit sebebi uydu yok edildi ancak kalan parçaların tehdit oluşturup oluşturmadığı henüz netlik kazanmadı.

Olayın çarpışma kısmı dışında, dünyayı ilgilendiren bir boyutu daha var. Şimdiye kadar, uydunun dünyaya mı düşeceği, yoksa havadayken imha mı edileceği tartışılırken, aslında şimdiye kadar geride kalan bir soru da ABD'nin uzay çalışmalarında geldiği son noktaydı. USA-193 operasyonu acaba aynı mantık çerçevesinde dünyaya düşmesi muhtemel meteorlara karşı da uygulanabilir mi? ABD ve Rusya arasında soğuk savaş dönemlerini hatırlatan bir çekişmeye sahne olan, ve Doğu Avrupa'da özellikle de Polonya'da yoğun tartışmalara sebep olan Ulusal Füze Kalkanı projesinin ayak seslerinden biri miydi casus uydunun düşürülmesi?

Bu konular daha çok tartışılacağa benzer. Ülkemiz bu tip uzay çalışmalarının dışında olduğu için, bize göre hava hoş olabilir. Ancak, okyanusun ortasındaki bir savaş gemisinden, bu kadar hızlı hareket eden ve nispeten küçük bir cisim olan bir uydunun kilometrelerce yükseklikte istenilen şekilde vurulabilmesi, bir kilometre taşına daha ulaşıldığını gösteriyor. Ülkemizin uzay kurumlarına duyurulur. Pardon?

Kuzeyli48

 
Toplam blog
: 27
: 1014
Kayıt tarihi
: 15.05.07
 
 

Yazmayı severim. Diğer yazılanları okumayı da... Güncel olayları takip edip, fikirlerimle kamuoyunda..