- Kategori
- Gündelik Yaşam
Üsküdar'a gider iken ( Ah İstanbul )
Orhan Veli, “İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı” diye yazmış bir şiirinde.
Şairin bu dizeleri yazdığı andan bu güne her şey katbekat değiştiği için dinlenecek hali kalmamış İstanbul’un.
Ben de üşüten boğaz esintisi ve martılar eşliğinde vapurla Üsküdar’a yol alırken dinlemiyorum;
ama seyrediyorum İstanbul’u, düşünceler içinde.
Roma, Bizans, Osmanlı İmparatorluklarına ev sahipliği yapmış ; Bizans’ın “Konstantinopolis”, Osmanlı’nın “Dersaadet”inden sonra 1930’da resmi olarak “İstanbul” adını almış koca şehir.
25 yılda dört kat nüfusa ulaşan dünyanın en kalabalık birkaç şehrinden biri.
Tarihin, kültürün, sanatın, eğlencenin elçisi… Ve muhteşem güzellikte ki ülkemizin parçası.
Dünyanın binlerce şehri içerisinde ekonomik olarak 34. sırada yer alan, bu durumuyla da Türkiye’nin bel kemiği…
Hangi semtine gitsen “Sen burayı on-on beş sene önce görseydin” ,denilerek hızlı ve çarpık gelişmenin ifade edildiği yer…
Bağrında uçları, çelişkileri, marjinal olanı barındıran “EN” lerin kenti.
En fazla kitaplara, şarkılara, filmlere, şiirlere konu olmuş ; ve her dinden, dilden, ırktan ,renkten insanların yaşadığı ; ayrıca romantizmin de coğrafyası.
En zengini, en yoksulu, en iyiyi, en kötüyü, en güzeli, en çirkini yaşatan; fırsatları, olanakları olan,
Normali, anormali, yasa dışılığı, kural tanımazlığı, hoyratlığı, ürküten kalabalığı, çıldırtan trafiği, rant kavgası, mafya savaşı… Birçok özelliği ve güzelliği yok edilen, talan edilen bu şehirde “ olmaz ” olmaz. Bu şehirde “ yok “ yok.Her şey var ve her şey mümkün.
Yüzde altmış-yetmişi yerlisi olmayan,
En çok “Aslen nerelisin? “ sorusunun sorulduğu,
İstanbul’da yaşayıp da “ İstanbullu “ olamayanların çok olduğu,
İçinde yaşayanlarının çoğunun yakındığı; ama bırakıp gitmediği, gidemediği , Türkiye’nin her çeşit insanını kucaklamış şehir.
Yaz, yazabildiğin kadar. Bunları not ederken vapur Üsküdar iskelesine yaklaştı. İlginçtir, nazire
yaparcasına yağmur da var, şarkıdaki gibi.
Ve ben içimden , ” her şeye rağmen İstanbul’ u seviyorum” diyerek indim. “Üsküdar’a gideriken aldı da bir yağmur “ şarkısını mırıldanarak yürümeye başladım.