Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Şubat '10

 
Kategori
Mizah
 

Üsküdar'da sabah olurken...

Üsküdar'da sabah olurken...
 

Görsel:www.sehristanbul.com.


Hayatta en çok yaptığımız ama hakkında en az bilgi sahibi olduğumuz bir eyleme sözü getirmek istedim bugün...

Bazen kesintili, bazen kesintisiz, kimi kez sığ, kimi zamanlarda derin, huzurlu ya da huzursuz yapılan bir etkinlik bu eylem.

Çoğunlukla bireysel olarak ya da eşli yapılan ama duruma göre grup halinde uygulamaları da olan bir etkinliktir.

Derin olsa da oksijen tüpü almadan, balıkadam kıyafeti giymeden, çok daha sade, rahat giysilerle dalınan, çok sıcak yaz günleri dışında kupkuru da çıkılarak son verilen bir tür dalış bu eylem…Çalışanların, iş, güç sahiplerinin emeklilere ve işsiz, güçsüzlere göre dipte mecburen daha az kalabildikleri bir dalış.

Kimilerine göre yaşamın en güzel, en dinlendirici, en huzurlu anı… Kimilerine göreyse vakit kaybı ve fazlası tembellik işareti.

Bazen gerçeklerden kaçmak için kullanılan doğal bir sığınak,

Bazı anları biletsiz, koltuksuz izlenen bireysel, gerçeküstü (sürrealist) bir sinema filmi tadında...Öyle ki bu türden bir filmin yorumcusu da çok ve fazlaca bir eğitim de gerektirmiyor!

Bazen ayakta da yapılabildiği söylenen, kişinin en savunmasız olduğu durum...Ve maalesef toplumlar için de öyle...

Günlük zamanlamalarımızdaki yerine çoğu kez uymayan, uyacak gibi olduğu bazı anlarda nazlanıp kaçan, zoraki geri gelen…

Öznesi bedenlerimiz, katalizörü melatonin hormonu -ve tyrophonin aminoasit- yüklemi ise hafif olan temel bir aktivitemiz.

Elektronik aletler için stand-by konumu ya da şarj edilme durumu ne ise bedenlerimiz ve zihnimiz için de ona tekabül eden eylem.

Günümüzde stresi az, kendiyle barışık ve iç huzura sahip herkesin –sosyal adalet ilkesine uygun olarak- eşitçe gerçekleştirebildiği bir eylem. Fakat özellikle büyük kentlerde ve iş yaşamında artan rekabet ve karmaşa nedeniyle giderek lüks bir gereksinime dönüşeceği, zenginlerin –ya da çok fakirlerin ve işsizlerin- tekeline gireceği tahmin edilen bir eylem bu eylem.

Mucizevî ve çok özel bir imtiyaz olan yeryüzü konukluğumuz sona erdiğinde ise zengin, fakir demeden herkes için aynı derinlikte, eşit ve sonsuzluğa değin yerine getirilecek olan bir eylem aynı zamanda!

Bireysel olarak gerekli, uygun süreleri içermek koşuluyla yararlı fakat toplumsal olarak, hep bir arada ve sürekli yapıldığında bedeli çok ağır olan bir eylem!

Bireysel olanında havadar ve karanlık bir oda, rahat bir yastık ve yatak gerekirken toplumsal olanında ise tam tersi, icat edilen yeni değerlerin bombardımanı, karmaşa ve kaos gerekmekte. Burada özne toplum, katalizörler yanlış, kasıtlı ve yoğun enformasyon, yüklem ise çok "ağır"!

"Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar - Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar - Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı - Görmezler ufuklarda - Şafak söktüğü anı..." ( Yahya Kemal Beyatlı)

Haydi uyan artık Türkiye’m. Her nerede, hangi konu(lar)da ve nasıl uyunuyorsa!

 
Toplam blog
: 366
: 2333
Kayıt tarihi
: 05.10.07
 
 

Samsun/Ladik doğumluyum. Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım babamın görevi gereği ülkemizin Orta ..