- Kategori
- Şiir
- Okunma Sayısı
- 71
Usta ozan Cemal Süreya

Şiir günü Haziran 1992 Trabzon Lisesi
ŞİİR ÖĞRETİLEBİLİR Mİ?
Şiir, ozanın dili yoğun biçimde kullandığı, imgelerin soyut çağrışımlar, anlamlar, anlamsızlıklar, anımsatmalar oluşturduğu bir anlatım türüdür
İmgeyle dilsel arayış, buluş, güdülenmiş dil oyunları, sanatlı söz dizimleri, toplumsal gerçeklik ve onun algılanışı şiirde ozanla birlikte akar; ulaştığı yerde yeniden algılanır. Okur, şiirdeki çağrışımları, sözcük ilişkilerini ve imge örgüsünü çözdükçe kendini bekleyen duyusal / düşünsel tada dokunabilir. Bu dokunma eylemini başarmada okura çok iş düşmektedir
Salah Birsel, Şiirin İlkeleri adlı yapıtında şiirde asıl olan dilin söyleyemediğidir gerçeğini vurgular.”Şiir yazdığımız sözcüklerle değil dışarıda bıraktıklarımızla yazılır.” yargısı şiirin dille sınırlı kalamayacağı anlamındadır.
Dilin değişimi, başkalaşımı imgeyle gerçekleşir. Bu, biçemin ve sesin açığa çıkması imgenin dönüşümüyle üst imgeye açılır. Böylece şiire ulaşılır. Sözcükler arasındaki bağlantılar, gerilimler, yeni birleşimler; şiirin devingenliği, gerilimi ozanın önünde yer alırken imge içeriği yakalanarak şiir dönüştürülür. Bu aşamada söz sanatları işlev üstlenebilir. Bu gerçeği ozanın gerçekleştirmediğini kim söyleyebilir!
Etkileşim, dilsel, güzelduyusal, eytişimsel bilinç, görüngünün sürekliliği, çatışmalar ozanın duyabildiği, duyurmak istediği dingin ya da devingen gizil güç ozanların bilinci, usu olarak açıklanabilir mi? Ozan imgeyi nereye, neye açıyorsa imge orada fazla ya da eksik dönüşebilir.
Dilde dönüşüm, var olan nitelikler arasındaki bağların koparılarak yeniden kurulmasıyla gerçekleşir. Anlıktaki fazlalıklar atılarak sözcük yeni duyuma ulaştırır şiiri.Yeni nitelik, imge dönüşümü şiiri kurar. Bireşim, ayrıştırma, sancılı yürüyüş niteliksel, bütünsel bilgilerle beslenir. Şiir titreşim ile ulaştığı, nesnelleştiği ya da nesnelleşemediği gönderim alanında güzelduyusal algıya, güzel duyusal bilince ulaşır. Dil görüntü, ses olduğu kadar sessizliktir de.
Sait Maden, Yeryüzü Şiiri, Şiir Tapınağı adlı başvuru yapıtlarında şiiri, “acemiliğin ustalığı” diye adlandırır.
Nuray Gökaksamaz, Şiir Tasarımı ve Süreçleri adlı yapıtında “Şair, şiire bildiklerini unutarak girmelidir.” diyor.
Bu türde emek verenler ustayım demekten kaçınırlar hep. Yine de dilimizde, dünya yazınında usta olanların varlığı şiiri öğrenmemizde bize yol gösteriyor.
“Şiir öğretilebilir mi?” sorusuna birlikte yanıt verebiliriz şimdi: “Şiir öğretilebilir değil, öğrenilebilir bir iştir.” * Bilmem ne dersiniz ?
*(M.H.Doğan,Papirüs,Haziran1999,sayı 28)
uzak gün
uzağa koşar
kaynağından çıkan ırmak
yorulmak bilmese
zaman büyür
soluklanış sonrası
çoğalır anlar sayıklamalar
gözyaşları ıslatan ses
uzak günü
anlatır
Usta Cemal Süreya 9 Ocak günü yine bizi uyarıyor
"Her ölüm erkendir"
Hele bu, şiirimizi verimli, dilimizii üretken kılan bir ozansa!
Üzgünüz, özlem duyuyoruz!
Şahin ÖZŞAHİN, Abbas Oğuz
bu blog'u önerdi.
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Türkay Bey, değerli şairimiz Cemal Süreya'yı dün bizler de Konak Belediyesi destekli etkinlikte andık. Esen kalınız.
Şahin ÖZŞAHİN 10.01.2016 22:28- Cevap :
- Sayın Şahin, Ortak etkinliklerde buluşmak dileğiyle sevgiler sunuyorum. 11.01.2016 9:51
Evet"Üzgünüz,özlem duyuyoruz" ve isteklice izlerinden yürümeye çalışıyoruz.Hele bu Cemal Süreya ise....Elinize sağlık.Selam ve saygılarımla.
Abbas Oğuz 10.01.2016 21:02- Cevap :
- Sayın Abbas, Yazın, dil alanında seçkin bir ozan, yazardı Cemal Süreya.Özlerken izlerinde yürüyoruz ürünlerimizle! Sevgiler sunarım. 11.01.2016 9:54
Facebook hesabınızla yorum yapın, daha çabuk onaylansın!