Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Aralık '16

 
Kategori
İnançlar
 

Üstad ile bir sohbet

Üstad ile bir sohbet
 

PFC’deki pasifleşmiş bilgi birikimi, hareket halinde olan davranışlarla birleştiğinde mutlak surette beşeri anlamda bir değer ortaya çıkıyor.


Pazar gecesi Üstad ile konuştuk.
Beynin çalışma sisteminin 3 ana grupta toplandığını; birinin Amigdala, birinin PFC, birinin de Epifiz olduğundan bahsetti.


Bizim bildiğimizin aksine Amigdala'nın (duygu alanı, vehim alanı,  ego alanı olarak değil) daha farklı meziyeti olduğundan, bu meziyet için de insanın akıl düzeyinde ortaya koyduğu bir takım şeyleri iyi veya kötü olarak tasdiklediğini, bunun için de özel bir mahiyeti,  'duygularla açıklanamayacak' bir meziyeti olduğundan bahsetti… Tabi bu benim için yeni olan bir şeydi.


"Allah alemleri vehim kanalıyla seyretmiştir." olayını biz Amigdala'ya bağlayıp, "Amigdala zaten vehimdir; O, vehim kanalıyla seyretmiştir." şeklinde bir düşünceye sahip olsak bile aslında amigdala üzerinden vehim özelliğini yani 'olmadığı halde olmuş gibi kabul etmek' suretiyle bu alemleri seyrettiğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla Amigdala'nın 'şeytaniyet' diye bir özelliğinin olmadığını söyleyebiliriz. Ben bunu tweet olarak attım. Daha sonra resimli bir tweet attık. Şeytaniyet özelliğinin PFC’de akıl ve ilim düzeyiyle değil, kendi 'beşeriyet düzeyiyle' yaşadığına işarettir.

Bu benim kendi düşüncem. Net açıklamaları Üstad zamanı geldiğinde yapacaktır. Ben insanlar arasında ayrım yapmam, Resulullah da yapmamıştır. Ebu Cehil ve Ebu Bekir arasında bile ayrım yapmamıştır. Risalet görevi dolayısıyla Ebu Cehil'in evine 55 kere gidip tebliğ etmiştir. Bu da bizim için fevkalade önemli olan bir olaydır. Özel bir zümreye değil, herkese bu ilmin açık olduğunu beyan etmesi fevkalade önemli olan bir noktaydı.


PFC’deki pasifleşmiş bilgi birikimi, hareket halinde olan davranışlarla birleştiğinde mutlak surette beşeri anlamda bir değer ortaya çıkıyor. Ve bu değer 'akıl ve ilim' yönüyle desteklenmediği için; insan ne kadar tanrı anlayışından kurtulup vahdet anlayışında olsa bile, belli başlı bazı 'tutkuları' nedeniyle ve bunun devam etmesi dolayısıyla kendi 'kişiselliğini ortaya koyduğunu' ve böyleyken vahdetin yaşanmadığını ifade ederken bizler bunun farkında değiliz. Evet, tanrı anlayışından kurtulmuş ama Allah'ı bir ilah olarak kabul etmiş ve bu çerçevede etkilenmemek üzere kurduğumuz bir takım hayallere 'vahdet yaşantısı etiketini' yapıştırmış oluyoruz. Bunun bize getirdiği şartlar, bu dünyada karşılaştığımız olaylarda duyduğumuz sıkıntılarla birlikte, yaşadığımız düzeyde gerekirken; dedikodu, kinaye, çekiştirme, beğenmeme, küçümseme noktasına varıyor. Ve sen bu haldeyken üretici olamıyorsun. Ve dayranışların seni bir yerde bloke ediyor. Akıl bunlara bir istikamet veremiyor. Verdiğini düşündüğümüzde yolun açılacak ama ne halde olsan da 'Şeyhi olmayanın, şeyhi şeytandır.' hükmünün bu bilgi alanı içinde, o noktaya monte edilmesinin gerekli olduğunu söylüyorum. Çünkü kendi düşüncelerimle, Üstad'ın anlattıklarının farklı olduğunu biliyorum. Aynı kapasitede olmadığımın bilincindeyim. Ama düşündüğümüz şeyler ortaya çıkıyorsa, gene 'vahdet anlayışı içinde ama kendisini örtmüş' olanın ifadesi olarak kabul edilmesi gerekir.


Mesela, bilgi alanındaki şeytaniyetin varlığının orada bir alan teşkil etmesi. Nitekim daha sonra Dost'tan Dosta'dan alınan bir sözle yapılan resimli tweette gördüğümde, doğru yolda olduğumu düşünüyorum. Önemli olan nokta, vahdet ehli olmamıza rağmen üretemiyoruz. Hep bir şeyleri ortaya koyanın, koyduğu tezlerden yola çıkarak farklı şeyler yapmaya çalışıyoruz. Ve bu halde vahdet yaşantısının ezber olduğu kanaati bende hasıl oldu. Tabi bu başka noktalarda, yani hadis ve ayetlerde de belirtilmiş. 'Resul Nebiler' bu anlayışı ortaya koyarken, bir takım insanlar da kendi anlayışının getirdiği şeyleri Resul Nebilere kabul ettirmek istiyorlar, bu mümkün değil. Neden? Bilgi alanlarındaki ayrışımla alakalı. Nebi Resul, 'akıl yönüyle' mutlak varlığa yönelirken, diğeri kendi 'duygu ve davranışları', 'kendini ilah olarak kabul etmesi' veya 'ilah olarak başkasını kabul etmesi' dolayısıyla bir ayrıma neden olabiliyor. Ve orada pasif bir anlayış ortaya koyuyor . O pasif anlayış, kendi kendini bloke ediyor. Bunları aşmak için Necm Suresi,  'Her insanın kendi yaptıklarından başka bir şey yoktur' anlayışını meydana getiriyor. İşte beyin mekanizmasında Epifiz, PFC ve Amigdala'nın ortak çalışma alanlarından bahsediliyor. Bunların gerçek analizi olmadan ortaya konan' vahdeti yaşıyorum havası' insana hayal alemini getirecektir. Bir takım şeyleri Resullerin insanlara kabul ettirememesi, insanların kendi hallerinden çıkamamaları neticesiyle; Nebi Resul kendi hayatını yaşarken, münafık ve müşrikler de kendi hayatını yaşamak zorunda kalıyorlar. Önceden şöyle söylerdim: Münafık adı altındaki de O, müşrik adı altındaki de O, ne yana dönersen O'nun vechini görürsün… Bu gibi yaklaşımlar insanı tanrı anlayışından kurtarmak ve yeni bir alan açmak içindi. O teklik alanını… Üstad hiçbir zaman o teklik seyrinden sıyrılmaz ama ortada bir pürüz varsa, o anlaşılmayan durum için de gerekli olan saptamaları yapacaktır. Bunlar hep bizlerin olaylara daha iyi yaklaşım yapabilmesi, kendi beynimizi daha iyi değerlendirmemiz içindi…

 

Ahmed F. Yüksel

 

https://twitter.com/sufafy

https://twitter.com/AhmedHulusi

http://www.ahmedhulusi.org/

 

 
Toplam blog
: 636
: 9957
Kayıt tarihi
: 14.12.11
 
 

Araştırmacı Yazar.. ..