Üstad’ın ardından 28 yıl (vefa eden, vefa bulur)

Sultan-üş Şuara Necip Fazıl Kısakürek’in ardından...

“Hapishane hayatı, tahsil hayatından daha fazladır” diye tarif edilen Merhum Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in vefatının üzerinden 28 yıl geçti.

Türk düşünce ve sanat dünyasına şiirleri, piyesleri, romanları ve konferanslarıyla yeni bir ufuk açan Üstad; aksiyoner yönü, tavizsiz, ivazsız, garazsız dava adamlığı vasfı ile de pırıltısı hiç sönmeyecek bir yıldızdır düşünce semalarımda...

Merhum Üstad’ın hayatı, polemikleri, maruz kaldığı davalar ve davalarda yaptığı müdafaaları (ki, “Müdafaalarım” adıyla kitaplaştırılmıştır) hakkında çokça şeyler yazılmış ve söylenmiş, sayısız iftiralara maruz kalmış, hatta hiçbir dayanağı olmayan suçlamalara göğüs germiştir. O, mükemmel gerçek bir fikir ve eylem adamıydı.

Bundan iki sene önce Üstad’ın Sene-i Devriyesi münasebetiyle; “Üstad Necip Fazıl Kısakürek’i Yad Ederken...” isimli bloğumu yazdığımda, kendisi hakkındaki sevgi ve muhabbetimi acemice de olsa yazıya dökebilme gayreti göstermiştim. Bu seneki Sene-i Devriyesi münasebetiyle; sizlere, yaklaşık otuz yıl onun yakının da bulunan (şu an kendileri de rahmet-i rahmana yürümüş bulunan) Hilmi Oflaz’la, 1989 yılında yine bir Sene-i Devriye münasebetiyle yapılmış röportajından (1) birkaç cümle aktaracağım...

Sorulmuş Hilmi Oflaz’a:
- Kimdi Necip Fazıl?
- Sesini, soluğunu Türkiye hudutları içerisinde duyuran, durmadan zihinleri kurcalayan, taşıran bir sanatkar, mütefekkirdir Necip Fazıl. Hikmetle sanatı, tasavvufla şiiri ve bütün ruhunu aksiyon halinde, tefekkür incileri halinde zihinlere, gönüllere yerleştiren bir sanatkardır. O, hayatı inancından ve sevgilerinden ibaret bilen bir kimsedir.

- Üstad’ı andığımız bu kısa konuşmasının sonunda Hilmi Oflaz’dan , O’nunla ilgili değer hükmünü nasıl kelimelere dizilebileceğini sorulur.
- Necip Fazıl, ruhunu ufuktan ufağa geren, müminleri sevindiren, karşısındakileri de nekbete, kasvete bürüyen büyük sanatkar, mütefekkir ve aksiyonerdir. O’nun kendine biçtiği değer, kendi ifadesi ile; Sonsuzluk kervanında üç ayakla seken, ayağı yanmış bir topal köpektir. Asıl O’nun incelenmesi, üzerinde düşünülmesi gereken yönü budur. Mekanı cennet olsun İnşaallah”

Merhum Üstad Necip Fazıl ile ilgili diğer bloglarım:
“Üstad Necip Fazıl Kısakürek’i Yad Ederken...”
“Ukraynalı Katerina Tişenko’nun Üstad Sevgisi!”

Ahiret yolculuğuna çıkmış olmasının 28. sene-i devriyesi münasebetiyle Merhum Üstad’a; Rabbimden sonsuz af-mağfiret ve merhametiyle muamele eylemesini, Cennet-i Aşiyan’da Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’e komşu eylemesini niyaz ederim...


Sağlıcakla Kalın...
23/05/2011



Dipnot:
1-İslam Dergisi, Yıl:6, Sayı: 69, Mayıs/1989, s. 34.