Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Şubat '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Ustalar (1) Orhan Boran

Ustalar (1) Orhan Boran
 

Televizyonda ciyak ciyak bağıran, sahnede insanların pantolonlarını indiren, ve konukları küçük düşüren sunucuları gördükçe, yıllar önce televizyonun olmadığı, radyo ve sahnenin ön planda olduğu zamanları düşünüyorum.

O zamanların duayenlerinden Orhan Boran hakkında en son okuduğum yazı 27.05.05 tarihinde sabah gazetesindeki bir röportajda yakalandığı kolon kanserine karşı kemoterapiyi reddettiği ve "Hayatımın son yıllarını saçlarım dökülmüş olarak geçirmek istemiyorum. Öleceksem insan gibi bu halimle öleyim. Şu dünyayı sefil halde terketmek istemiyorum. Hayranların beni hep bu halimle hatırlayacak, saçları dökülmüş olarak değil." sözleriydi.

Kendisine 10 Haziran 2005 de 60. sanat yılı dolayısiyle bir jubile yapılmış ve birçok sanatçımız kendisine destek vermişti. O günden sonra kendisiyle ilgili bir yazıya rastlayamadım.

Çocukluğumuzda kendisini 11 soru bilgi yarışması ve anlattığı fıkralarla tanıdık. Radyoda teybin hızıyla oynayarak yarattığı Yuki ve kayınbirader tiplemelerini ilgiyle izlerdik. Leyleğin ömrü adlı bir radyo programında kendine özgü fıkralarını müzik aralarında anlatarak yaptığı program unutamadıklarım arasındaydı.

Sahnede fıkra anlattığı zaman, her cümlenin sonunda seyircilerin koro halinde eeeeeeeee diye cevap vermelerine hiç kızmaz, hatta her cümlenin sonunda bir orkestra şefi gibi eeeeeeee leri yönetirdi.

Televizyonda en son eşiyle beraber yönettiği bir yemek programı dizisinde rastamıştım. Sanıyorum sağlığı dolayısiyle o program bir müddet sonra bitmişti.

Umarım şu anda sağlığıyla ilgili problemler iyiye doğru gidiyordur.

Aklımda ondan dinlediğim birkaç fıkrasını buraya yazarak, kendisini hatırlatmak istiyorum.

Bir yarışma programında yarışmacı bütün soruları hızla cevaplandırıyor. Bu sorular arasında Kristof Colomb'un Amerikaya gidişi sırasında gemi yelkeninin hangi kumaştan yapıldığı ile, Alman imparatoru Şarlman'ın kız kardeşinin kocasının ismi de dahil bütün soruları biliyor. Sunucu son bir soru soracak ve yarışmacı bu soruyu bilirse büyük ödülün sahibi olacak. Soru şu; Mısar'da Keops piramidi yapılırken piramidin güney kapısında çalışan ustabaşının adı nedir? Yarışmacı biraz düşündükten sonra cevap veriyor, acaba sabah vardiyasında çalışan ustanın adını mı soruyorsunuz? Yoksa gece vardiyasında çalışanın mı?

Adam otobüse biniyor. Otobüs çok kalabalık. Ani bir fren sonucu adam önündeki kadına çarpıyor. Kadın ters ters bakıyor. Adam da utanarak, " Hanımefendi yanlış anlamayın o maaşım" diyor. Biraz sonra otobüs ani bir fren daha yapıyor. Kadın yine ters ters bakıyor. Adam yine açıklama ihtiyacı duyuyor." Hanımefendi söyledim ya maaşım diye" Kadın bu sefer cevap veriyor. "Anladım da maaşına ne zaman zam geldi onu anlamadım."

Yaşlı bir kadın bir mermerciye gidiyor. Artık yaşlandığını öldüğünde mezarı için bir mezar taşı siparişi vermek istediğini söylüyor. Yalnız üzerine bir yazı yazılmasını istiyor. O yazı da şu "Kız doğdu, kız yaşadı, kız öldü" Bu yazının ücretini soruyor. Adam kelime başına 20 YTL diyor. 6 kelime olduğuna göre 120 YTL. olur diyor. Kadın "Ama benim sadece 40 YTL. param var." diyor. Mezarcı ama hanımefendi bu paraya bunu yazamayız diyor. Kadın da öyleyse aynı anlama gelen 2 kelime yazın bari diyor. Mezarcı bunu kabul ediyor. Ertesi günü kadın mezar taşını görmeye gittiğinde taşın üzerinde şunlar yazılı: "Açılmadan iade"

Yıllar boyu bizi güldürdün Orhan abi, Allah ta seni güldürsün.

Sana acil şifalar dilerim.

 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..