Ustalar Yanyana - Righteous Kill (Orijinal Cineyet(ler))

Bir internet sitesi var ki; üyeleri ile birlikte dünya sinema tarihinin en iyi filmlerini seçiyor. Sinema salonlarında vizyona girmiş veya girmemiş her film izleyen üyeler tarafından puanlanıyor ve ortaya sinema tarihinin “en iyi 250 filmi” sıralaması oluşuyor. Merak edenler için “En İyi 250 Film Listesi”...

***

Alakasız bir giriş gibi olmasına rağmen yazacaklarımla uzaktan da olsa ilgili bir durumdu bu. Listenin 3.sırasında sinema tarihinin unutulmazları arasına girmiş iki oyuncuyu barındıran bir film var.
Filmimizin adı The Godfather: Part II...

Yani yıl 1974...
20 Aralık Cuma günü...

Sinema tarihine unutulmaz bir filmin ve unutulmaz oyuncuların kazandırıldığı tarih. Kimler mi diye sormaya gerek var mı ki? Çoğumuz cevabı biliriz; Al Pacino ve Robert De Niro.

1960'lı yıllarda tiyatrolarda küçük kitleleri büyüleyen Al Pacino, Francis Ford Copolla'nın ünlü "Baba/The Godfather"sında canlandırdığı rolle öne çıktı. Savaş kahramanıyken mafya lideri olan Michael Corleone karakteriyle bir anda dünya çapında tanınan bir oyuncu oldu. Serinin ikinci bölümünde artık tüm yük Al Pacino’nun üzerindeydi. Filmde Vite Corleone (Marlon Brando)’nun gençliğini canlandıran biri daha vardı ki filmde en fazla 45 dk görünmesine rağmen Oscar’ı kucakladı. Kimdir bu mimik ustası, karakter oyuncusu; Robert De Niro tabi ki. İki oyuncu aynı filmde rol almalarına karşı filmin çekimleri boyunca hiç karşı karşıya gelmediler. Böyle filmler yapıldıktan sonra karşılaşmasalar da olur...

***

İkisi de oynadıkları filmlerde kendilerini sinemayla ilgilenen her alandaki kişilere kabul ettirdiler. Oscarları kucakladılar, “hey bana bak! (Hey!Look at me”) diyerek sinema izleyicisinin gönlünde taht kurmaya devam ettiler. Baba II’de hiç karşılaşmamış bu iki yıldızın artık karşılaşma vakti gelmişti. Bu da en iyi filmler listesinin 144. sırasındaki Heat (Büyük Hesaplaşma) filminde gerçekleşti...

Yani yıl 1995...
1 Mart Cuma günü...
Oyuncu kadrosuna bir bakalım. Kimler yok ki; Al Pacino, Robert De Niro, Val Kilmer, Jon Voight, Dennis Haysbert, Natalie Portman, Ted Levine, William Fichtner, Ashley Judd, Tom Sizemore, Amy Brenneman, Hank Azaria...

Filmi izlediğim 1996 yılında bu oyunculardan hiçbirinin adını dahi bilmiyordum. O zamanlar sinema salonlarının yolunu da biliyor değildim. Arkadaşlarla o zamanın meşhur teknolojik araç gereci video sayesinde filmi izleme şansı bulmuştum. Film beni öyle etkilemişti ki bir gün sonra tekrar izleme isteği oluşturmuştu. Sonunu bildiğim halde izlemek istediğim filmlerin belirli sayıda olması ne kadar etkilendiğimi gösteren bir göstergeydi. Televizyonlarda şimdiki deyimle reytingin canına okuyan bir dizi vardı; Miami Vice... Bu dizi ile televizyon tarihinin en önemli polisiye dizisini gerçekleştiren Michael Mann, suç dünyasını en iyi yansıtan filmlerden biriyle bize bir hediye vermiş oldu. Kabulümdür, teşekkür ederim hediye için.

Usta bir soyguncu Neal McCauley (Robert De Niro). Başarısız bir evliliğin içindeki inatçı ve akıllı polis dedektifi Vincent Hana (Al Pacino). Bu kez bu karakterlerle karşımızdaydılar. Onları filmdeki performansları ile her zaman ayakta alkışlıyorum... Bunu sadece ben düşünmüyorum tabii ki. İzleyen herkes aynı fikirdedir umarım. Birbirine çok benzeyen ve iki iyi dost olabilecek bu iki sıkı adam arasında büyük bir kovalamaca yaşandığı filmin çatışma sahneleri ders niteliğinde...

Baba II’de hiç karşı karşıya gelmeyen bu iki oyuncu bu filmde birbirleriyle sadece iki kere yüzleşiyorlar. Birincisinde kahve eşliğinde güzel güzel sohbet ediyorlar ve ikincisinde ise biri ölüyor. Film için kullanılacak mekanların gerçek mekanlar olmasına özen göstermiş yönetmen. Sokakları en iyi gerçek sokaklar yansıtır düşüncesine sahipmiş galiba. Ünlü sokak çatışması sahnesi Los Angeles'ın en işlek caddesi trafiğe kapatılarak gerçekleştirilmiş....

Filmde usta suçlu Neal McCauley ile kendini özdeşleştirmeyenlerin sayısı iki elin parmaklarının sayısını geçmez herhalde...Bunda Robert De Niro’nun oyunculuk yeteneğinin ve mimiklerinin önemi çok fazladır diye düşünüyorum.. Sonuç olarak Heat'in senaryosu, aksiyon sahneleri ve mükemmel görüntüleri ve tam anlamıyla zirve performanslarıyla izlenesi mükemmel bir film ortaya çıkmış oldu. Bu iki oyuncu aynı filmde olur da karşı karşıya gelmez mi? Gelince de böyle bir film bizim görsel hafızamızda kalıcı yerini alır...

***

Önce aynı filmdeydiler ama hiç karşı karşıya gelemediler senaryo gereği. Yıllar sonra yine aynı filmdeydiler ve yalnız iki kez karşı karşıya geldiler ve döktürdüler. Aradan geçen uzun sürenin ardından yine aynı filmdeler ve aynı saftalar. Yani kısaca yan yanalar...Henüz en iyi filmler listesinde yok bu film, çünkü daha gösterime girmedi. Ama mutlaka bu listede yerini alacaktır bu iki oyuncunun performanslarıyla...

Yani yıl 2008...
12 Eylül Cuma günü...

Filmimizin Adı: Righteous Kill
Filmin Konusu : David Fisk ve Thomas Cowan New York Polis Teşkilatı'nda görev yapan iki polistir. 30 yıllık hizmetten sonra, emekliye ayrılmayı bekleyen iki ortak, rozetlerini sandıkları gibi kolaylıkla teslim edemeyeceklerdir. Onları sırlarla dolu bir cinayeti çözme işi beklemektedir.

New York'ta bilinen bir kadın tacirinin cesedi ile karşılaştıklarında, daha önce işlenen bir cinayetle benzerliğini görürler. Ancak cinayetler burada bitmez. Suç dünyasından isimler birer birer aynı yöntemlerle öldürülmeye başlanır. Tüm ipuçları bir seri katili işaret etmektedir. Ancak bu seri katil yalnızca suçluları öldüren ve polisin yapamadığını kendi yapmaya karar veren bir katildir.

***

Gel 12 Eylül gel diyeceğim ama yanlış anlaşılacağımdan korkarım... Filmin gösterim tarihi 12 Eylül 2008 ve beklenen bir gün beklenen bir filmle ben sinema salonlarında olacağım...

Sevgiyle ve sevdiklerinizle sağlıklı ve mutlu yaşayın. Sinemayla kalın...