- Kategori
- Şiir
Ustaya veda düştü
İçimde şiirin demi, yollarda ses seda
Dönüş kalabalığı, 71T dopdolu
Derken ev, haberlerde; ulu çınara veda.
‘Yaşar Kemal’ ustaya düşen yol veda yolu.
Edebiyat öksüz; dalından bir yaprak düştü
2. cemre düştü, ustaya veda düştü.
Söndü Çukurova’nın o direniş ateşi
Yenik düştü zamana edebiyat güneşi
Böyle coşkun bir kalem, mürekkep yoktur eşi
“İnce Memed “ öyküsü; haksızlık isyan dolu
Yer Demir, Gök Bakır’da umut mitostu, düştü
“Sarı Sıcak” gülüştü, ustaya veda düştü.
Beyaz altın kozası; türkücüsü sevincin
‘Çakıl taşları gibi, türküler tıpkı kırk bin
Yıl su altında kalmış, cilalanmış’ söylerdin.
Sözlü halk edebiyatı, acılı yaşam balı
“Sarı Defterdekiler” yaşamların öyküsü
Umut lal olup küstü, ustaya veda düştü…
Güzel insanlar gitti, neler bırakıp yitti
Roman, öykü, destanlar; ‘Yaşar Kemal’ de gitti
Demokrat, dürüst insan, mücadelesi bitti
Algı, görüş ışığı medeniyetin kolu
Sefaletle savaşım, asil kaleme düştü
Kalemiyle savaştı, ustaya veda düştü…
Ülkenin bölünmemesi, en büyük arzusu
Halkıydı ekmeği, katığı, çoğalan sözü
Anadolu Toprağı; evi, damı, tek gözü
Bir memleket aşkıydı, kalbinde Anadolu
Halkçılık derin işti; çığlık çığlık bölüştü
2. cemre düştü, ustaya veda düştü.
GÜLŞEN ŞENDERİN