Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Haziran '12

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Utanç duyuyorum!!!

Utanç duyuyorum!!!
 

internetten alıntı


Öyle anlar vardır ki yaşanan! Hatırlamak istemez insan! Hatırladığında veya hatırlatıldığında; içerisinde bir şeylerin koptuğunu hisseder. İçi alev alev yanar. Onarılamaz yaraları vardır. Ve… O yaralar kanar…

Siz bilir misiniz? Bilebilir misiniz?

Bir kadın sağlık sorunu diye geçiştirdiğiniz, konularda nasıl üzülür?

Nasıl yanar? Bir kadın neler  yaşar? Jinekoloğun muayene odasındaki o yatağa nasıl çıkar, nasıl uzanır, nasıl kasılır, nasıl yatar? Bilebilir misiniz?

Doktor ister erkek olsun, ister kadın! Hiç fark etmez! Hem de hiç! Yaşanan duygular hep aynıdır! Bunu erkekler asla bilemez!!!

Ya ruhu? Nasıl paramparçadır? Utanır, yer yarılsa içine girse diye çare aranır!

Siz erkekler bunu bilemezsiniz!

Siyaset yapmak uğruna, kadının mahremini bu denli ulu orta yere seremezsiniz!

Kadına şiddetin bir başka çeşididir bu, hem de en aşağılayıcı biçimi.

Günlerdir ağızlarda pelesenk ettiniz!

Kadını, kadının mahremini sakız misali millete çiğnettiniz ve çiğnetmektesiniz!


&&&

‘’Her ay hamile kalamadım yine ağlıyordum hani o muayyen günlerde. Annemle babam teselliye gelirlerdi işyerime. Eşimin ailesi ise_bizim gelin kısır- diyerek sürekli tacizde!

Yaşadığımız ilde, gezmediğim hastane, doktor kalmadı. Olmuyor olmuyor yine.

Ve.. Bir gün bir umut ışığı…

Sevincimden uçuyordum. Ne yazık ki birkaç hafta sonra o sevinç hüsrana döndü. Bir sabah apar topar hastanede aldım soluğu. Cenin içimde ölmüş ve vücudum korkunç kasılmalarla dışarı atmaya uğraşıyormuş.

Hani kürtaj diye bas bas bağırıyor ya herkesler! Ben o anı yaşamak zorunda kaldım. O kelimeyi duymak bile ürpertiyor içimi. Canım yanıyor. Yaralarım depreşip, kanıyor. Gözyaşlarım sel oldu aktı. Yitip giden bebeğe, çektiğim onca cefaya yandım. Yaşanan acıları üç kez daha yaşadım.

Yıllarım, üniversite hastaneleri ile doktor muayenehaneleri arasında mekik dokumakla geçti. Belki yüz, belki de beş yüz kez o masalara yatmak zorunda kaldım!’’

&&&

Küçücük bir anekdot yazdım. Bir kadının kürtaj sözünden ne denli etkilendiğine dair.

Şimdi soruyorum sizlere!

Bu ve bu acıları yaşayan binlerce, milyonlarca kadını üzmeye, her kürtaj kelimesini duyduğunda yaşadıkları acıları yeniden yaşayan kadınları incitmeye hakkınız var mı?

İster tıbbi nedenlerle, ister başka sebeplerle olsun!

Hiçbir kadın kürtaj olmaya koşa koşa gitmez!

Gittiğinde de onarılmaz yaralarla kalkar o masadan!

Siz bilemezsiniz!

Utanç duyuyorum!

Kadının bedeni, özeli, mahremi üzerinden gündem yarattığınız için!

Kadının haysiyetini yerlere düşürüp, ezip geçtiğiniz için!

Utanç duyuyorum!

En iğrenç şiddet şekli olan tecavüzü sıradanlaştırıp, tecavüz bebeklerine ‘’biz sahip çıkarız’’ dediğiniz için!

Utanç duyuyorum!

Siyasete, siyasetin acımasız oyunlarına alet edildiğimiz için!

Kalemim bile isyanlarda… Yere düştü, paramparça… Aynen günlerdir paralanan yüreğim gibi.

Utanç duyuyorum!

Hem de çok!!!

 

 

Ayşen Arslangiray Kura

1 Haziran 2012/ Kuşadası

 
Toplam blog
: 533
: 1375
Kayıt tarihi
: 14.11.10
 
 

Aydoğdu; kızgın güneşinde Ağustos'un, sararmıştı altın sarısı başaklar. Kırlangıçların göç dansın..