Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mart '12

 
Kategori
Siyaset
 

Uyan borusu…

Uyan borusu…
 

“Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş” deyişi, insanları giderek bir nevi paranoyak hale getiriyor. Ancak sel geçip de ardında bıraktığı yıkıntılara baktığımızda yaşadıklarımızın paranoya nöbeti değil, gerçeğin ta kendisi olduğunu görmek bizleri daha da dikkatli olmaya zorluyor.

Arşivime baktığımda bor ile ilgili yazılar yazdığımı gördüm. En ufak bir hareket sezdiğimde bu konuyu hatırlatmaya,  insanların dikkatini çekmeye çalıştım. Nedeni ise bor madenlerinin dünya üzerinde belki de tek etkin olduğumuz şey olduğunun bilincinde olmamdı. Bilindiği üzere Türkiye dünya bor rezervinin kendi başına %70 ini elinde tutuyor.

Bu oran ciddi ve ulusunu seven bir hükümet elinde bizi dünyada çok üst bir seviyeye taşıyacak avantajdır. Bunu bilen küresel çete egemenleri her dönemde bor madeninin özelleştirilmesi yolu ile işgal planları yapmışlar, ancak meclise her dönem girebilmiş bir kısım vatansever milletvekili sayesinde bu emelleri boşa çıkmıştır.

AKP dönemi ise bu çabaların aşırı hızlandığı bir dönemdir. Ne zaman üretilen suni gündemler ile ortalık toz duman olsa bir kısım vatansever hapsedilse, biliyoruz ki bir şeyler kotarılmaya, halkın gözünden kaçırılmaya çalışılmaktadır. Baykal ve ekibinin tasfiyesi ile küresel çeteye biraz olsun direnen CHP de tıpkı adı muhalefet kendi kuru gürültüden başka bir şey olmayan MHP gibi küresel çetenin dümen suyuna girmiştir.

İktidar, 12 Eylülün yargılanmasına odaklandırarak geçirdiği referandum maddeleri ile sadece yargıyı ele geçirmiştir. Gerisinin ise göz boyamadan başka bir şey olmadığı ortaya çıkmıştır. O referandum iktidar için bir test niteliğindeydi. Halkı nasıl kandırabileceklerini test ettiler. Şimdi ise yeni anayasa ile Türkiye cumhuriyetinin iktisaden ve coğrafi olarak yok olmasına hukuki kılıf hazırlıyorlar. Aylar öncesinden beri taslağın ABD ye onaylatıldığı hatta PKK ile bile görüşüldüğü söylentileri ayyuka çıkmışken, CHP komisyonlara katılıp bu sözde demokratik anayasa yapımına katkı veriyor. İktidarın işine gelmeyenlerin bir şekilde hapsedildiği, medyanın tamamen teslim alındığı, ordunu n dizayn edildiği, yargının ele geçirildiği bir ortamda insanların son umudu da birkaç milletvekili hariç malum kervana katılıp gitti.

Ve bu gürültü kirliliğinin altında bor işletmelerin e bir şeyler oluyor.

“5 Mart 2012 tarihinde gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu'na Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız tarafından 2840 Sayılı "Bor Tuzları, Trona ve Asfaltit Madenleri ile Nükleer Enerji Hammaddelerinin İşletilmesini, Linyit ve Demir Sahalarının Bazılarının İadesini Düzenleyen Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" taslağı sunulmuştur. 2840 Sayılı Kanunun "Devlet Eliyle İşletilecek Madenler" başlıklı 2. maddesinde yer alan "Bor tuzları, uranyum ve toryum madenlerinin aranması ve işletilmesi Devlet eliyle yapılır. Bu madenler için 6309 sayılı Maden Kanunu gereğince gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerine verilmiş olan ruhsatlar iptal edilmiştir" hükmüne bir fıkra eklenerek bu yetki özel sektöre devredilmek istenmektedir. İlgili fıkra ile bor madeninin üretimi ve zenginleştirilmesi faaliyeti, ürünün mülkiyeti Devlette kalmak üzere ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebilecektir. Bor tuzları, uranyum ve toryum madenlerinin aranmasının, üretiminin ve pazarlamasının özel sektöre devrine olanak sağlayan bu değişiklikle, bor madenlerinin özel sektör tarafından işletilebilmesinin önü açılmakta ve bu stratejik madenimizin özelleştirilmesinin ilk adımı atılmaktadır. Bilindiği gibi, bor madenleri 2172 Sayılı Kanunla Devlet eliyle işletilecek madenler kapsamına alınmış olup 2840 Sayılı Kanun ve 3213 Sayılı Maden Kanunu'na ek ve değişiklik getiren 5177 Sayılı Kanunun 49. maddesine istinaden Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından işletilmekte, üretilmekte ve pazarlanmaktadır.” (*)

“Bu tür tartışmalar sürerken, Türkiye’nin tapusu da her geçen gün daha fazla oranda yabancı şirketlerin eline geçiyor… Eski Tapu Kadastro Genel Müdür Yardımcısı Orhan Özkaya, konunun uzmanı olarak “Bor madenleri de satılıyor” diyor:

- “Daha önce sürekli olarak ‘Bor madenleri özelleştirme dışında kalacak’ diyen yetkili bakanlar, şimdi ‘Bor Tuzları, Trona ve Asfaltit Madenleri ile Nükleer Enerji Hammaddelerinin İşletilmesini, Linyit ve Demir Sahalarının Bazılarının İadesini Düzenleyen Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ’taslağını, 5 Mart 2012 tarihinde Bakanlar Kurulu’na sunarak, bor madeninin özelleştirilmesinin önündeki engelleri kaldırıyor.

- İktidar Anayasa’nın 168’inci maddesindeki engelleri aşabilmek için şimdiye kadar ‘kiralama’ yoluna başvurmaktaydı. 49 ya da 99 yıllığına kiralayarak özelleştirmeyi sağlamak suretiyle, hem Anayasa’nın 168. maddesindeki işletme hakkının devri hem de 3996 sayılı Yap-İşlet-Devret Yasası hükümlerinden yararlanıyordu. Ancak bundan böyle Anayasa’nın 168. maddesi kaldırılarak bu engel de aşılmış olacak.

- Dünya bor rezervlerinin yüzde 72’sine sahip ülkemiz, bu madenlerini 1889 yılından bu yana sömüren Rio Tinto şirketine yeni imtiyazlar vererek devretmektedir. Bu şirketin ruhsatlarını yalnızca Atatürk iptal etmiştir.

- Başbakan Erdoğan’ın, 2005 yılı Avustralya gezisi sırasında BHP-Billiton’la Türkiye borlarını işletme ve pazarlama konusunda görüşmeler yaptığı iddiaları kamuoyunda yer aldı. 90 milyar dolar mal varlığı, petrol ve enerji alanlarında dünya devlerinden olan BHP-Billiton firması, ABD sermayeli Rothschild ailesine ait Anglo-Amerikan kökenli Rio Tinto Şirketi’nin Avustralya’daki uzantısı durumundadır.

- Rio Tinto’nun işlettiği bor, boraks ve bor tuz yatakları, Balıkesir, Susurluk, Bandırma, Balya, Sultançayırı civarındadır. Ankara Eryaman, Sincan, Güdül, Kazan, Beypazarı ve Eskişehir Sivrihisar yöresinde trona (doğal soda) ve bor maden sahalarına sahiptir. Bu alan 450-500 kilometre kare olup, yaklaşık bir buçukMalta Adası büyüklüğündedir. ABD, 130 yıldır işlettiği kendi bor rezervleri bitmekte olduğu için Türkiye’deki bor yataklarını istemektedir. Çünkü bor tıptan uzay teknolojisine kadar her alanda kullanılmaktadır. Geleceğin petrolü olacaktır.” (**)

Bütün bunları hükümet yetkilileri bilmez mi? Bilir. Hükümet olarak en büyük görevlerinden birinin boru ham madde olarak değil de işleyerek satmanın defalarca karlı olduğunu bilmez mi? Bilir. Popülist yatırımlardan vaz geçip enerjisini büyük oranda bor madenlerinin gerektiği gibi işletmesine kullanması gerektiğini Bilmez mi? Bilir. Peki, neden yapmaz?

(*)= Petrol iş sendikası Basın bildirisi,

(**)= Yeni çağ.

İzmir 2012

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..