Uyanan erkeğe herkes helal yasası çıksın!

Yıllar önce Anadolu’nun bir köşesinde, altı katlı bir devlet binasında görev yapan arkadaşım anlatmıştı;

Altı katlı bina yapılırken, binanın planını yapan öngörüsüz mühendis ve ona onay veren öngörüsüz yetkililer sayesinde tek bir tane dahi “Kadınlara” ait tuvalet yapılmamış. Yıllar içerisinde orada görev yapan kadınlar utana sıkıla bir erkek arkadaşlarından tuvaleti kontrol etmelerini istemiş ki boşsa gidecek ihtiyacını giderecek. Bu arada diğer erkek arkadaş da kapıda gözcülük yapacak. Aman yaklaşmayın kadın arkadaşımız ihtiyaç gideriyor diye uyaracak olası gelen diğer erkekleri.

Bu arkadaş gidince oraya bu durumun kabul edilemez olduğunu düşünmüş ve diğer kadınları da örgütleyerek katların birindeki tuvaleti “Kadınlara ait” bir tuvalete dönüştürüvermiş. Bir de kilit ayarlayarak.

Tabii bunu duyan erkekler çıldırmış. Söylemedikleri kalmamış. Sonrasında bu nazik durum kurumun en üst düzey etkilisine kadar iletilmiş “Kadınlar tuvalet kapattı” diye. Kendisi de bir erkek olan yetkilinin ağzından çıkanlar rivayete göre; “Yahu şu kadınları da nereye şaaptıracağımızı şaşırdık” olmuş. Yani ne kadar zor bir kattaki tuvaleti kadınlara tahsis etmek, ya da her katta bir tane tuvaleti bölüp kadınlara ayırmak. Aslında zor değil de kadınları yok saymanın bir yansıması bu. Ben sana ne kadar imkan veriyorsam onunla yaşamak zorundasın demek bu.

Neyse ki kadınların zaferiyle sonuçlanmış bu nazik durum.

Yukardaki  basit bir konuydu belki ama verilen mücadele ve sonuç takdire şayan. Şimdi de yine bir dayatmayla karşı karşıyayız. Kadınların bedenlerine verilebilecek en büyük zararlardan biriyle, “Cinsel istismarla.” Kadının kendinden başka, herkesin hakkı olduğunu düşündüğü kadın bedenimizle imtihan ediliyoruz.

AK Parti milletvekillerince kabul edilen bir önergeyle; “cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın 16 Kasım 2016'ya kadar işlenen cinsel istismar suçunda, mağdurla failin evlenmesi durumunda CMK'deki koşullara bakılmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmişse cezanın infazının ertelenmesine karar verilecek.”miş.

Bir çocuk ne kadar iradeli olabilir? 

Karşısına gelen kendinden büyük birine ne kadar karşı koyabilir?

Babası evlen diye dayatıyorsa karşı koyabilir mi?

Burada yapılmak istenen toplumda farklı bir algı yaratmak. Bakın işte on iki, on üç yaşındaki kızlarla cinsel ilişkiye girilebilir hatta evlenilebilir algısı.

Ne ala bir durum pedofiller açısından.

Gözüne kestirdiğine bir şekilde tecavüz et, sonra da evleneceğim de kurtul cezadan. Tabii toplumun da küçük kıza yapacağı baskının şiddetini hayal bile edemiyorum evlenmesi yönünde. Bu, kız çocuklarının da en doğal hakkı olan “Kendini geliştirme” hakkının gaspıdır.

Yılmayacağız! Kadınlar ve sağduyulu erkekler bir arada mücadele edeceğiz. Bu utançtan, bu esaretten kurtulacağız. Başkalarının bedenimiz üzerinde hak iddia etmesine izin vermeyeceğiz. Çocuklarımızı sapıkların kirli kalıntılarından uzak tutacağız.

Bu kadar çok düşünüyorlarsa bu sapıkları, bari yakışan bir yasa daha yapsınlar ve desinler ki bu yasayla;

“Bir erkek uyandığı anda karşısında duran kadın, kız, çocuk, at, eşek, köpek, tavuk, damacana vs… Hepsi helaldir.”

Sorun tek kalemde çözülsün, çözülebilirse…

Yetti artık! Kadınları her alanda olduğu gibi, bedeninde dahi yok saymayı bırakın! Kadının bedeni sizin siyasi arenanız değil! Kadının bedeni oy devşirme yeri değil! Gücünüz yetiyorsa koruyun kadınları, çocukları, sapıkları değil!

 18 Kasım 2016