Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Haziran '09

 
Kategori
Güncel
 

Uyanık olmalıyız

Uyanık olmalıyız
 

Ekonomininde, siyasetinde, hoşgörününde, saygınında, cinnet getirip aile fertlerini katletmeninde, töre cinayetlerininde, ağalığında, marabalığında toplumsal zeminle alakası var mıdır? Vardır. Toplumsal zemin yerde sürünmüyorsa ekonomide siyasette diğerleri de olması gereken yerdedir. Toplumsal ayrışmalara çanak tutacak hareketlerden kaçınıyorsak, mahalle baskısı oluşturacak oluşumlara prim vermiyorsak, bu ülkede düzmece Atatürkçü, düzmece solcu, düzmece milliyetçi, düzmece demokrat, düzmece aydın olmayı reddediyorsak, kısacası kendimiz olmayı başarmaya çalışıyorsak kendimize de topluma da faydamız var demektir.

Kendi ağalığımız paşalığımız için insanların geleceğini hiçe sayıp onları ucuz ırgat, ucuz işçi ve sömürülmesi gerekenler olarak görüyorsak; şıhlığımızı, şeyhliğimizi, baronluğumuzu devam ettirmek için insanların dini duygularını sömürmeye çalışıyorsak, onları doğuda maraba batıda ırgat olarak görüyor kullanıp işimiz bittiğinde bir kenara atılacaklar olarak algılıyorsak, toplumsal yapının varlığına, demokrasi ve insan haklarına, hukukun ilkelerine, sosyal anlayışa çok uzaktaysak ya da işimize gelmediği için lafını bile etmiyorsak;

Biz çıkarcıyız,

Biz özde değil ve fakat

Sözde demokratız,

Biz sözde insan hakları savunucusuyuz,

Biz başkalarını yolunacak kaz olarak görürüz,

Biz tasnif dışıyız,

Biz bağımsız ve özgür yaşamayı, yaşatmayı istemiyoruz…

Demokrasi kavramının ardına saklanıp Cumhuriyete, lâikliğe, Atatürk’e saldırmayı; dahası insan haklarına, demokrasiye, lâikliğe, Cumhuriyete sahip çıkanları sindirmeyi kendine hedef seçen dönek solcuların, liboşların, yalakaların, çıkarcıların, çamur atanların, sesyayarların, kanal kanal gezip ağababalarına hoş görünme telaşında olanların, işbirlikçilerin, değerlerimize küfredenlerin, kısaca şer erbabının yaptıklarına, yapmaya çalıştıklarına karşı uyanık olmak zorundayız.

Uyanık olmalıyız; Çukurova’da pamuk işçiliğinde, Aydın ovasında incir işletmelerinde, Giresun ve Ordu’da fındık bahçelerinde, Konya ovasında buğday tarlalarında…

Ağrı’da, Kaçkarlarda, Toroslarda ve Cilo’da buzul vadilerinde yükseklere tırmanırken…

Kaz dağları ve Ovacık Altın madenlerinde ter dökerken, İç Anadolu kırsalında bozkırla savaşırken. Aydos’ta yılkı atları ile kanatlanırken. Urfa’da bir damla su için o narin bacağını kıran Ceylana yardıma koşarken, Nemrut’ta gün batımını seyrederken, kanadı kırık Akbabaya sahip çıkarken…

Mardin’de, Nusaybin’de, Cizre’de tel örgü ile çevrili mayın tarlalarında…

Uygarlığın beşiği olan Hasankeyf’te, Peygamberler şehri Urfa’da, Harran’da…

Kısacası Anadolu coğrafyasında daha fazla hüzün, daha fazla acı ve gözyaşı olmaması için uyanık olmalıyız.

Yaylalarımızın, ormanlarımızın, kentlerimizin yağmalanıp talan edilmemesi için, yoksulluğun Anadolu insanının kaderi olmaması için, savunmasız çoluk çocuk, kadın, kız, yaşlı, genç insanların; bölücü vatan hainlerinin ve kanla beslenen canilerin daha fazla saldırısına maruz kalmaması için uyanık olmalıyız.

Çünkü üç tarafı denizlerle çevrili, dünyanın en güzel ovalarının, yaylalarının, koy ve körfezlerinin olduğu bu güzel ülke bizim.

Çünkü Yunanın, İngiliz’in, Rus’un, Fransız’ın, Ermeni’nin kısacası müttefiklerin öngördüğü Sevr’in yırtılıp atılmasını sağlayan, bugünkü modern ve özgür yaşantımızı, onurumuzu, demokratik, lâik ve sosyal devlet anlayışının övüncünü borçlu olduğumuz Mustafa Kemal ve onbinlerce şehit ve gazi vatan evladının kalbinin attığı bu güzel vatan bizim.

 
Toplam blog
: 210
: 910
Kayıt tarihi
: 04.05.08
 
 

Eğitimciyim. Bir insanın çağdaş bir gelecek için, aydınlanma için çok okuması gerektiğine inanıyo..