Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mayıs '14

 
Kategori
Deneme
 

Uyanmazsak, utanamayız …

Uyanmazsak, utanamayız …
 

Ve fakat uyumaya devam edeceğiz, Uyandık diyeceğiz, aslında ne kadar derin bir uykunun, kör kuyunun içinde olduğumuzun farkında olmayacağız. “Utanıyoruz” diyeceğiz… Ama asla farkında olamayacağız. ÇÜNKÜ….. UYANMAZSAK, UTANAMAYIZ, HAKKIMIZ YOK….


Tam üç gündür bütün Türkiye’nin gözü, kulağı, kalbi, yüreği, duaları Soma’da

Ölen onlarca, yüzlerce insan, şu an sayı tam 286, göçük altında kalanlar hariç.

Bir dolu şey söyleniyor, haberlerde, sosyal medyada vs. Türkiye yine ikiye ayrılmış durumda. Yine bölünmeye meyilli Türkiye’m. Kimi diyor, ölüm hak, bu işin kaderi ölüm, kimi diyor hükümetin suçu, kimisi bu işten rant sağlayanların günahı boynuna.

Bir sürü cümleler, bir dolu kelimeler.

Ölüm, kader, fıtrat, ekmek, kömür, emek.

Aslında öyle çok kelimelere takılıyoruz ki, kelimeler öyle içimize yerleşmiş ki, tıpkı içimize yerleşen ezikliğimiz gibi. Tıpkı göçük altından çıkan işçinin “ Çizmemi çıkartayım, sedye kirlenmesin” dediği gibi, tıpkı başka işçinin “Kredi borcum var, tekrar o madene girmek zorundayım” demesi gibi. İçimize yerleşen bir eziklik, mecburiyet duygusu. Boğazımıza takılan kocaman bir yumruk.

Ben hiçbir şey diyemiyorum.

Bugün en az 286 Ocağa ateş düştü. Kim bilir hangi çocuklar babasız kaldı, kaç yar sevgilisiz, kaç ocak söndü, Ölenler ait oldukları yere gittiler. Peki ya geride kalanlar. Orada sevdiklerini kaybedenlerin travmaları ne olacak, sıfırlanan banka borçları toparlayabilecek mi oradakilerin travmalarını, peki ya bağlanan 1000 TL lik maaşlar.

Bizler burada acıyı paylaşıyoruz diyen, bizler, anlayabileyecek miyiz onların acılarını.

Asla!!!

Peki ya bundan sonra ne olacak?

İnsan fıtratı unutmaya meyillidir.  Bizler şu anda evlerimizde rahat, rahat oturup, acıyı paylaşıyoruz diyoruz ya. O insanların acılarını asla paylaşamayacağız.

Bugünler de unutulacak, üç günlük yas olacak, televizyonlarda, sosyal medyada bu konu bir süre konuşulacak. İnsanlar bir süre bununla ilgili paylaşım yapıp, bakın ben ne kadar duyarlıyım mesajları verecek. Sonra hayat akacak, Bizler, sosyal medya duayenleri yeniden, yemek fotoğrafları, eğlence fotoğrafları paylaşıp, eski sevgililere atıfta bulunmaya devam edeceğiz.

İşçinin emeğini sömürerek, zengin olanlar, üç gün sonra yine aynı şeyleri yapıp, bu işten rant sağlamaya devam edecek.

Bir işçi çalışacak, belki hayatından vazgeçecek ve bir zengin daha servetine servet katıp, lüks hayatına devam edecek. Siyasiler yine meydanlarda şiirler okuyacak, yine bizlerden oy isteyecek, bizler onlara alkış tutacağız. “Vay be ne güzel şiir okuyor, bizleri de ne güzel kandırıyor” diyeceğiz. Sandıkların başına gidip o güzel şiir okuyan, bizi sözleri ile efsunlayan insanlara “Evet” oyu basacağız.

O güzel şiir okuyan insanlar yine başımıza gelecekler, yine bir gün bir yerlerde, yine kazalar olacak, yine insanlar ölecek. Bizler yine “Ahlar vahlar” edip üzüleceğiz. Ulusal yaslar ilan edeceğiz, sosyal medyada bir sürü şey paylaşıp, ölen insanların acılarını paylaşacağız. İki damla gözyaşı döküp, kirli vicdanımızı rahatlatacağız.

Ve fakat uyumaya devam edeceğiz,

Uyandık diyeceğiz, aslında ne kadar derin bir uykunun, kör kuyunun içinde olduğumuzun farkında olmayacağız.

“Utanıyoruz” diyeceğiz…

Ama asla farkında olamayacağız.

ÇÜNKÜ…..

UYANMAZSAK, UTANAMAYIZ,

HAKKIMIZ YOK….

 

                                                                                                                                             SABRİYE NİŞANCI

                                                                                                                                                             16/05/2014

Bu blog Milliyet.com.tr sitesinden 215 kez görüntülenmiştir

 
Toplam blog
: 6
: 249
Kayıt tarihi
: 12.06.12
 
 

Basit şeyleri ince eleyip, sık dokuma, titizliğini taşırım ruhumda. Dilim, karşımdakine aman, des..