Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '11

 
Kategori
Güncel
 

Uygar dünya yeni bir Afrika istiyor sizlerden…

Uygar dünya yeni bir Afrika istiyor sizlerden…
 

Savaşın derin izler bırakan acılarını en çok çocuklar çekiyor. Yalnız savaşların mı..? Doğal afetlerin sonuçları da en çok onları etkiliyor. Sefaletin, yokluk ve yoksullukların, sonu gelmez her türlü sömürünün de en büyük mağduru yine çocuklar. 

Hadi büyük toplumsal sorunları bir kenara bırakalım. Evdeki basit bir karı-koca kavgası bile, kavganın taraflarından çok çocukları yaralıyor. Gerek ufacık bedenleri, gerekse ruhlarıyla her acının en büyük hissesi hep onların payına düşüyor. 

Kaderine dram yazılmış Afrika’nın, doğu ucundaki Somali’de büyük bir kuraklık ve açlık yaşanıyor. Hiç kuşkusuz oradaki acılarında en büyük kurbanı yine çocuklar. Zaten günlerdir beni kendimle hesaplaşmaya sürükleyen de bu. Bir çocuğa değil de, tasvir etmeye dilimin bile varmadığı başka bir şeye benzeyen o ufacık bedenlerin hayali elleridir, bu yazıyı yazmamam için günlerdir ellerimi tutan. 

İşte o Somali’ye yardım toplamak için bir çok kuruluş harekete geçti. Oysa yardım toplamak adı altında, birçok felaket ve insanlık dramı nakite çevrildi bu ülkede. Kirli kokuların ülke sınırlarını aştığı, hatta ülke sınırları dışında o kokunun hesabının sorulduğu örneği ise hepimiz biliyoruz. İşte bizzat o örnekteki kuruluş bile dahildi harekete geçenlere. “Biz bu oyunu gördük” diye haykıracak gücü bulamadıysam kendimde, Somali’li çocukların tasvir etmeye kalkışınca canımı acıtan gözleridir gücümü tüketen. Toplanan yardımların bu sefer gerçek adresine ulaşmasını ümit ettim çaresizce. 

Bunca işsiz, bunca yoksul, bunca aç insanın yaşadığı bir ülkeye mi düşer yardım etmek diye düşünür gibi olmadım değil. Fakat çark ettim hemen. İnanın bana, yanlış bu düşünce. Bırakın toplanan yardımları, çok daha büyük bir servet el altında bile olsa, bu ülkede yaşanan yoksulluk ve sefalet yine bitmeyecektir. Çünkü iktidar erkinin temel direkleri, yokluk ve yoksulluğun yönetilmesi üzerinde oturuyor. Gücün elde tutulabilmesi için, sefaletin de devam etmesi gerekiyor. Umursamasak bile Somali’yi bizler, kendi sefaletimiz yine devam edecek. 

Bu tür yardımların ancak günü kurtarmaya yönelik olup, Somali için kalıcı bir çözüm olamayacağını elbette biliyorum. Olayın gündeme gelmesiyle, ortaya çıkan görüntünün büyük ölçüde şova yönelik olduğunu, gündemden düşmesiyle de şovun sona erip, Somali’nin kaderiyle baş başa kalacağını da biliyorum. Lanet olsun… Biliyorum da bilmesine; Avrupa’nın, kanını emerek ardında bir posa bıraktığı uzaklardaki Afrika’nın bir iskelete dönmüş, iskelet ne kelime; aynı toprakları gibi, kanı emilerek üstü bir deriyle örtülmüş çocuk görüntülerine teslim oluyorum her seferinde. 

Gerçek amaç hangisi ise artık; yardım toplamak içinde, bu insanlık dramını fırsata çevirmek içinde gerekli zaman ve zemin bir kez daha yaratılmıştır. Somali’ye gidilmiş, yardım şovu da gerçekleşmiştir. Mademki gündemin değişme, Somali’nin unutulma vakti gelmiştir artık, o zaman bu yazının yazılma vakti de gelmiştir. 

Bir süredir dünya global krizlerle sarsılıyor. En büyük ekonomiler bile bu sarsıntıdan paylarına düşeni alıyorlar. Bu krizleri aşabilmek için, yeni enerji kaynaklarına duyulan ihtiyaç her geçen gün biraz daha artarken, bir yandan da büyük bir tehdide dönüşmekte. Uygar dünya, varlığını ve gücünü koruyabilmek için, kanını emebileceği yeni bir Afrika arıyor. 

O çocukların görüntüsü, gözlerinizin önünden gitmek bilmiyorsa; Afrika’nın yaşadığı acılara sizinde vicdanınız razı değil demektir. 

Sakın unutmayın Afrika’yı. Yüreğinizin bir kıyısında acılar içinde yatsın. Bizler için büyük bir ibret vesikasıdır o. Çünkü uygar dünyanın aradığı yeni Afrika’da sizlerin ayaklarının altında yatıyor. Yazarın öngürülerinden oluşan bir iddia değil bu. Türkiye’deki enerji kaynakları, yıllar öncesinden açıkça telaffuz edilmiş potansiyel bir hedef. 

Uygar dünya o hedefe ulaşabilmek için her yöntemi kullanacaktır. Çocuklarımızın geleceğinde de bir Afrika olması, vicdanınızın kaldırabileceği bir yük değilse; uygar dünyayı lanetlemek değil, bol keseden dağıtılan çıkarlara da hayır demek gerekiyor maalesef… 

 
Toplam blog
: 57
: 1683
Kayıt tarihi
: 29.05.08
 
 

21/12/1966 doğumlu olup Mersin Meslek Yüksek okulu İşletme bölümü mezunuyum. Bir deri firmasında ..