Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Eylül '08

 
Kategori
Futbol
 

Uygun kazandı Aragones kaybetti.

Uygun kazandı Aragones kaybetti.
 

Fener maçı kaybetti ama o'nu kazandı...


Mübarek kadir gecesi hurafelere itimat etmemek lazım ama deplasmanlarda giyilen ve “uğursuz” kabul edilen sarı formalardan kurtulup gelmişti Sivas’a Fenerbahçe. Formalar değişmişti ama yine takımda bir uğursuzluk vardı. İlk 11’de Uğur’un yerine geçen hafta sola geçince “güzel” gözüken Emre girmişti. Bu Uğur’suz kadroda Dede’nin zorlu Sivas deplasmanında Emre’nin defansif gücünden faydalanma amacında olduğunu düşündük. Maç öncesi Alex’in sakat haberleri hepimizi tedirgin etse de, kaptan’ın yine dümene geçtiğini görünce rahatladık. Zaten Alex’i çıkarın kadrodan, Marco’suz, Deivid’siz ve Semih’siz ama Selçuk’lu Maldonado’lu Fener’in ne kadar yavan kaldığını göreceksiniz. Hele tüm bunlara birde ayaklarından çok ağzı çalışan Emre’de eklenince...

Maç başladığı anda Fenerbahçe’nin bu maça çok konsantre ve hazır olduğunu, eksik kadrosuna rağmen sezon başından bu yana en efektif futbolu oynadığından izler görmeye başladık. Gökhan’ın her maç üstüne koyduğunu ve Kazım’la ilk defa uyumlu olduğunu görmek, Babacan’ın güven verici duruşuyla oyunu okuması, Guiza’nın istekli ve mücadeleci oyununu devam ettirmesi Önder’in, Yasin ve Can’a oranla her zaman kadroda olabileceğini göstermesiyle birlikte geçen hafta dediğimiz bardağın dolu kısmından özetler sunulmuş oldu.

Maç boyunca Lugano ile Mehmet Yıldız’ın kapışmalarını eski Roma’da bulunan Kolezyum’daki Gladyatörlere benzettik. Türkiye’nin en inatçı ve en mücadeleci ve en güçlü forveti ile en inatçı, en mücadeleci ve en güçlü defansının kapışması futbol adına gecenin en güzel görüntüleri oldu.

Sivas’ın ve Fenerbahçe’nin de tehlikeli geldiği ve kazanmak için oynadıkları belli olan maçta etkili topların kalecilerden veya direklerden döndüğünü görürken gecenin en verimsiz oyuncularından Selçuk takımına ve kendisine suni teneffüs yapacak güzellikte bir gol attı Alex’in kornerden yaptığı asistle…Bu gol hem üzerinde baskı olan Selçuk’u rahatlattı hem de Fenerbahçe’yi soyunma odasına galip gönderdi. Bu yarıda Fenerbahçe pozisyon vermesine rağmen sezonun en güzel oyunlarından birine imza atıyordu.

Sivas’da ilk yarı bu golle Fenerbahçe’nin üstünlüğü ile biterken kimse ikinci yarıda tamamen tersine dönecek bir Fenerbahçe beklemiyordu belki de…

Ama ikinci yarıya verimsiz gözüken Emre’yi Uğur ile değiştirerek başlayınca Dede, Uğur’un Emre’yi dahi aratacak futbol ortaya koyacağını hesaba katmamıştı. Taraftara posta koyan Uğur Boral oturup bu 45 dakikada neler yaptığını mutlaka bir seyretmeli. Koca 45 dakika takımı eksik bırakan Uğur’un en verimsiz maçı oldu.

Yazımızın başında takım Uğur’suzdu dedik ama Uğur olsada belli ki uğursuzluk devam ediyordu ve takımda bu sefer de kaptan Alex sakatlığının da etkisiyle tamamen oyundan düşmeye başladı. Böylece önce Uğur’la 10 kişi kalan takım şimdi de Alex’le birlikte 9 kişiye dönmüştü. Bunu biz görüyorduk ama henüz Dede idrak edememiş ve 45 dakika “savunma” yapabileceğini sanmıştı.

Oysa, geçen sene büyük maçların hepsini kaybeden Sivas bu sefer Fener’i yenmek için var gücüyle saldırıyor ve genç teknik adam Bülent Uygun forvetleri birer birer çoğaltıyordu. Önce Balili, ardından Tum’la Fener’in üstüne yüklendikçe Fener geri çekiliyor ve oyundan düşmeye başlıyordu.

İkinci yarı öyle bir yüklendiki Sivas, köşeye sıkışıp abandone olan boksörlere döndü Fener, kenardan seyreden ve elinde Burak-Kâzım, yada Kâzım-Burak değişikliğinden başka bir alternatifi ve çözümü olmayan Aragones’in havlu atacağını düşündük bir ara. Havlu değil ama goller gelmeye başlamıştı bile. Maç göz göre göre ya da tabiri caizse bağıra bağıra gitmeye başlamıştı. Önce 77’de Murat ile sonra da Sezer ile Fener nakavt oldu ve üçüncü deplasmanında üçüncü mağlubiyetini alarak karanlık bir sokağa girdi.

Son sözümü gecenin en ışıldayan ama 88 numaralı formasıyla 88’de gol yiyerek en talihsiz adam olan Babacan Volkan’a bırakıyorum. Belki de Aragones’in en doğru yaptığı şeydi kaleyi ona bırakmak. Fener maçı kazansa gecenin kahramanı o olacaktı. Yorumlarımda daima 80 kere milli olan Babacan’ın başarılı olduğunu ve güvendiğimi söylüyorum. Yaptığı kurtarışlarla tüm Fenerliler’e “bana güvenebilirsiniz” mesajı verdi.

Fenerbahçe Engin, Rüştü ve Volkan Demirel’den sonra bir kaleciyi daha Türk Futbol’una sunacaktır Babacan’la…

Salı gecesi Kiev maçı bir dönemeç maçı olacaktır.

Sezonun çöpe gitmemesi için kazanmak tek yol,

Ahmet ÇELİKSÜNGÜ

26.Eylül.2008

 
Toplam blog
: 252
: 936
Kayıt tarihi
: 17.03.08
 
 

74'ün İstanbulunda, Sultan şehri Üsküdar'ın, kız çocuklarına "Zeynep" erkeklerine "Kamil" adı kon..