Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ekim '13

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Uyku Eğitimi

Uyku Eğitimi
 

Uyku en iyi meditasyondur ~ Dalai Lama

Geldik kurufasulyenin faydalarına... :) Bu yazımı okumadan önce bütünlüğü muhafaza etmek açısından uyku meselesinin ilk bölümü olan uyku kardeşim... ver elini! başlıklı yazımı okumanızı tavsiye ederim.

Kızım Leyla... 2 yaşına kadar akşam 7:30 da uyudu sabah 7’de uyandı. 2. doğum gününden sonra, okul sonrası bizimle daha çok vakit geçirebilsin diye yatma saatini 8’e uzattık. Artık 7:30 civarında uyanıyor. Gün içinde de 1.5-2 saat süren bir öğle uykusu var. Geceleri nadiren uyanır, uyandığında da bir miktar söylenip tekrar yatar. Sabah uyandığında da gidip kendisini alayım diye “anni men uyandıııııııım” diye seslenir.

“Mutluluğun resmi” ni çizdim değil mi? Tahmin edeceğiniz üzere bu resmi yapıp bitirene kadar epey emek verdim. Şimdi size de bu resmi yapabilmek için gerekli tekniklerden bahsedeceğim. Önce yaşlarına göre çocuklar için ideal uyku saatlerini belirtmek istiyorum:

Yeni doğan- 2 aylık         7:30-8.30

3- 6 aylık                         7:00-8:00

7- 12 aylık                       6:30-7:30

1 yaş- ilk gençlik             7:00- 8:00

Uymanız gereken ilk kural doğru saatlerin dışına çıkmamak. Eğitime karar verdikten sonra da aşağıda sıraladığım maddelerin çocuğunuz için gerçekleştiğine emin olmalısınız:

Altı temiz olmalı

Karnı tok olmalı

Hasta olmamalı

İçinde bulunduğu ortama yeni girmiş olmamalı. Yani ev ya da yatağı çok yeni olmamalı

Kendi evinizde olmalısınız

Yakın zamanda seyahate çıkacak olmamalısınız

Eğitime başladığınız sırada evde misafir olmamalı, yakında gelecek de olmamalılar

Bebeğin konsantrasyonunu/dikkatini dağıtacak yeni eşyalar, kişiler ya da olaylar olmamalı

Eğer mümkünse gündüz uykuları ve gece uykuları aynı yatakta olmalı

Gece beslemeleri bitmiş ya da bitmek üzere olmalı

Eğitimi hergün aynı sırayla, aynı hareketlerle yapmalısınız

Yazımın ilk bölümünde açıklamaya çalıştığım uyku rutininden sonra, bebeğinizin halen uyanık olduğuna emin olarak yatağına bırakın. Eğer son faslınız ninni ise siz ninniyi söylerken uykuya dalmış olmamalı yoksa “kendi kendine uyumayı öğretme” trenini o gün kaçırmış olursunuz. Böyle bir durumla karşılaşırsanız eğitimi ertesi güne erteleyin.

Ninniyi söylerken bebeğinizi kolunuza yüzükoyun yatırararak odanın içinde yürüyebilirsiniz, ama sallamayın. Çoğu bebek karnının üzerine yatmayı sever. Leyla, ninni faslını başını omzumuza dayayarak geçiriyor. Bu fasıl, bebeğin rahatlayıp gevşemesine yardımcı oluyor. Ama uyumamasına dikkat edin. Amacımız yatağında uyumasını sağlamak. Ninni bittikten sonra bebeğinizi yatağına bırakın. Uyku arkadaşını yanına koyun. Mızıldanırsa saat yönünde dairesel hareketlerle karnını okşayın. Eğer odasında bir yatak varsa siz de yanına uzanın, yoksa bir sandalyeyi yatağının yanına koyun ve oturun. Bağırmaya devam ederse yine karnını ya da başını okşayın, arada bir eğilip öpün. Düşük ve sakin bir ses tonuyla ona uyku zamanını geldiğini ve uyuması gerektiğini söyleyin.

Bebeğiniz bağırmaya devam ederse kucağınıza alma isteği uyandıracaktır ama kendinize engel olmaya çalışın. Unutmayın ki 4 ayını geçen bir bebek artık sosyal bir insandır ve her davranıştan bir şeyler çıkarıp öğrenebilir, davranışlarınıza göre tepkiler üretebilir. Bu yaşa kadar da en iyi öğrendiği şeylerden biri bağırınca birinin gelip onu kucakladığı olmuştur. Şimdi sizin öğretmeye çalıştığınız, bağırarak istediği herşeyi elde edemeyeceği ve artık kendi kendine uyumasının zamanı geldiğidir. Dikkat ederseniz ben ağlamak değil bağırmak diyorum. Çünkü ağlamak bir miktar acı, umutsuzluk ve üzüntü barındırır. Oysa ki bu tip bağırmalar bebeğin sadece iletişim kurmak için çıkardığı yüksek seslerdir. Kendilerinden nezaket ve medeniyet bekleyemeyeceğimize göre bu şekilde iletişim kurma çabalarına telaş ve panikle değil de sabır ve sükunetle cevap vermeliyiz. Bu arada bebeğin gözünden yaş akıyor olması sonucu değiştirmez. “anne ben burda yatmak istemiyorum beni sen uyut” mesajı vermeye çalışıyor sadece. Sizi kandırmasına izin vermeyin bu küçük mağara insanının:)

Dokunuşlarınızın bebeğinizi daha çok sinirlendirdiğini farkederseniz derhal kesin. Mümkün olduğu kadar az kızdırmaya çalışmalıyız bebekleri... Eğer sürekli artan bir rahatsızlık farkederseniz ve kucağınıza almanın kesinlikle şart olduğunu düşünüyorsanız öyle yapın. Bu kadar çabadan sonra kucağınıza kavuşan çocuk mutlaka sıkı tutunacaktır, bırakmak istemeyecektir, sizin için de bebeğinizi tekrar yatağına bırakmak çok daha zor olacaktır. O yüzden kucağınıza almanın gerekliliğinden emin olun ve çabucak tekrar yerine bırakmaya hazır olun. Yoksa eğitiminizin kuralları dışına çıkmış ve işinizi zorlaştırmış olursunuz.

Bebeğin kollarınızda uykuya dalması da doğabilecek başka bir sonuçtur ki bunu asla istemeyiz. Bir başka önemli nokta da eğer kucağınıza alacaksanız bunun zamanlamasını doğru yapmalısınız. Aksi takdirde bebek “yeterince ağlarsam beni eninde sonunda kucağına alacak, o yüzden çok bağırayım” şeklinde bir mesaj alır. Kucağınızdayken yine “uyku zamanı, uyuman gerek” gibi telkinlerde bulunmaya devam edin. Tekrar yatağa bırakın, konuşmaya ve okşamaya devam edin. Konuşmadan, sadece yanında da oturabilirsiniz. Eğer çok yorgun düşerseniz eşinizle nöbet değiştirin. Unutmayın ki çocuğunuzun istediği tek şey bir destekle uyumak. Onu elde etmek için bağırıyor. Siz yanındayken, yukarıdaki şartlar da sağlanmışken başka bir isteği olması mümkün mü?

Eğitime başlarken kararlı olmak durumundasınız. Pes etmemelisiniz, aksi takdirde başarılı olamazsınız. Ayrıca, çok daha büyük bir uyku sorunu yaratabilirsiniz. Daha önce de belirttiğim gibi bu eğitim günler sürebilir. Her bir uyku eğitimi seansı umduğunuzdan çok daha uzun sürebilir. Fakat bu zorlukları karşılayabilecek dayanıklılığı sergilemelisiniz. Tereddüt ederseniz çocuğunuzun bunu sezinlemesi çok ihtimal dışı değil. Bu istenen bir sonuç olmamalı. “Ne kadar sürebilir?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Bebek uyuyana kadar! Bazı bebekler için bu 15 dakika sürebilir bazıları için ise 3 saat! Ama ne kadar sürerse sürsün, uyuyana kadar pes etmemelisiniz. Gittikçe sürenin kısaldığını göreceksiniz. Bir gün, bir de bakacaksınız ki bebebeğinizi öpüp iyi geceler dileyip yatırmışsınız, odayı terketmişsiniz ve uyumuş! Eğer vazgeçmeyip yeterince uzun süre çalışırsanız o günü göreceğinizin garantisini veriyorum! Evet bazı bebekler 3 günde bazıları ise 10 günde öğrenirler ama eninde sonunda hepsi öğrenir.

Dikkat etmeniz gereken bir başka nokta şu ki, bu eğitim sırasında bebeğiniz “ne kadar uzun süre uyumazsam annem odada o kadar uzun süre benimle kalır” sonucuna ulaşabilir. O yüzden her geçen gün bebeğinize mesafenizi biraz daha uzaklaştırmanız lazım. Yani ilk gün yanına uzandıysanız 2. Gün sandalyede oturacaksınız, 3. Gün sandalyeyi uzaklaştıracaksınız, 4. Gün kapıya yaklaştıracaksınız, 5. Gün sandalyeyi odadan çıkarıp dışarıdan kontrol edeceksiniz, 6. Gün odaya girip çıkacaksınız, 7. Gün ise saat tutup belli aralıklarla odasına gireceksiniz.

Çoğu bebek 7. Güne kalmadan uyumayı öğrenir ancak öğrenmemişse biraz farklı bir yönteme geçmenizi tavsiye ederim. Bebeğinize iyi geceler dileyip yerine bıraktıktan sonra bağırırsa 5 dakika bekleyin ve bu sürenin sonunda gidin, konuşun sakinleştirin. Mecbur olmadıkça kucağınıza almayın ama. Sonra odayı terk edin. Yine bağırırsa 7 dakikanın sonunda gidin, bir dahaki sefere 10, sonra 15, 25 ve 40. Bir noktada muhakkak bağırmaktan bıkıp yatacaktır. O noktaya asla ulaşamazsak diye endişe etmeyin. Bu yöntemi uygulayıp saatlerce beklemek zorunda kalan aileler tanıyorum. Ama sonuç mükemmel!

Bebeğinizin bağırışını dinlemek zorunda kalmanın çok zor olduğunu biliyorum. Ancak bunu onun iyiliği için yaptığınızı, bunun geçici bir durum olduğunu, sadece kısa bir süre katlanmak zorunda olduğunuzu hatırlayın. Neticesinde iyi uyuyan, uyku problemi olmayan bir çocuğunuz olacak. Kaliteli uykunun çocuğunuzun sağlığı için ne kadar önemli olduğunu hatırlayın. İyi uyuyan çocukların yanetkisi iyi uyuyan ana babalardır. Bu da yabana atılacak bir sonuç değil elbette. Bizler ne kadar dinlenmiş, enerjik ve zinde olursak çocuklarımıza o kadar çok faydamız dokunur.
Daha önce de belirttiğim gibi önemli olan kararlı ve istikrarlı olmak. Başladığınız işi mutlaka bitirin. Yarı yolda pes ederseniz herşeyi olduğundan daha beter hale getirirsiniz. Çocuğunuzun güveni sarsılır çünkü çocuklar anne babalarının davranışları konusunda beklenti içerisindedirler. Çelişkili hareketler kafalarını karıştırır. Disiplin ve istikrar sandığınızdan daha fazla mutlu eder onları...

Uyku eğitimine başladığınızda en zor günler ilk 2 gün olacaktır. Sonrası daha rahat geçecek, inanın. Eşinizin bu konuda size destek olması da çok önemli. Eğer uyku eğitimi kararı verilmişse bunun birlikte verilmiş olması gerekir. Yoksa bebeğinizin her bağrışı sizin eşinizle ilişkinizi etkileyecektir. Bunları da birbirinize destek olarak atlatacağınız zor günler olarak düşünebilirsiniz.

Ben Leyla’yı eğitirken yanında kalma kısmını çok kısa tuttum. Sadece ilk gün kaldım, sonraki günlerde ninniden sonra iyi geceler öpücüğünü verdim ve odayı terkettim. Çünkü farkettim ki beni odada daha uzun tutabilmek için uykusuyla savaşmaya başladı. Ben içeride olmazsam çoktan pes edip yatay poziyona geçeceğini gördüm ve 3. gün odayı terketmeye başladım. Evet bağırdı arkamdan ve evet dayanması çok güçtü ama bunu kendi iyiliği/ sağlığı için yapmak zorunda olduğumdan, dayandım. Yazımın ilk bölümünde bahsettiğim fedakarlık bu işte! Leyla elbette arkamdan bağırdığı günleri hatırlamıyor ve asla hatırlamayacak ama ben hatırlıyorum. O günlerdeki sıkıntıyı yaşamak istemediğimden çocuğuma uyku eğitimini vermemiş olsaydım bugün Leyla uyku problemli bir çocuk olacaktı, ben de uyku problemli annesi... Bugünkü durumla zor geçirdiğimiz 2 gün tartıya konulsa elbette o günler tüy gibi uçup gidecektir. O yüzden: evet, bir müddet acı çekebilirsiniz, sinirlenebilirsiniz, kendinizi hiç hissetmediğiniz kadar kötü ve yorgun hissedebilirsiniz ama dedim ya: bir müddet sadece... O müddetin karşılığı da iyi uyuyan, düzenli uyuyan, kendi kendine uyuyan, uyandığında da kendi kendine uykuya dönen mutlu sağlıklı bebekler ve çocuklar olacak.

Her yöntem her anneye uygun olmayabilir. Bizim için işe yarayan bundan baska yöntem yoktu. Belki sizin için vardır ama... Bu yöntemin bebeğinizde işe yaramayacağını düşünüyorsanız başka yöntemler denemelisiniz. Ama denemelisiniz! Çocukların uyumaya ekmek su kadar ihtiyaçları var. Sürekli sallamaya, salıncağa bırakmaya, sizinle uyumasına izin vermeye, gecede 3-4 defa kalkıp tekrar uyutmaya siz kendiniz için razıysanız bile çocuğunuzun iyiliği için olmamalısınız. Mutlaka bir yolunu bulmalı, çocuğunuza uyumayı öğretmelisiniz. Çünkü bu çocuğunuza vereceğiniz en büyük armağanlardan biri olacaktır.

Eğer yöntemimi uygulamaya karar verirseniz eğitim bitip de şahane uykulara dalan bir bebek sahibi olacaksınız ama hep böyle kalmayacak maalesef. Seyahate çıktığınızda, çocuğunuz hasta olduğunda, ortam değiştiğinde uyku düzeni büyük ihtimalle bozulacaktır. Bizim en büyük problemimiz Türkiye seyahatlerinde meydana geliyor. Saat farkı düzenini bozuyor Leyla’nın... üstelik bambaşka bir ortama giriyor, dolayısıyla ne yapacağını şaşırıyor. Öyle zamanlarda ipleri eline vermiyoruz tabii ki. Yoksa ucunu kaçırır bir daha da zor yakalarız. Yine kendine ait bir yatağı oluyor. Kendisine bunun bir müddet yeni uyku odası olduğunu anlatıyorum ve yatağına yatırıyorum ama bu sefer yalnız bırakmıyorum, ben de yanındaki bir kanepeye uzanıyorum ve uyuyor. Alışması 2 gün sürüyor zaten... Evimize döndüğümüzde de aynı senaryo yaşanıyor ama bu sefer kendi odası tanıdık olduğu için eski alışkanlıkları da çabucak geri geliyor. O yüzden yatağına bırakıp çıkıyorum. Çocuğunuzun hatırlamamasından endişe etmeyin. Sandığımızdan çok daha zekiler. 6 ayda bir gördükleri doktoru bile hatırladıklarına göre neleri neleri hatırlarlar...

Karşılaşabileceğiniz bir başka problem de çocuk kendiliğinden uyumuş olsa bile gece uyanabileceğidir. Bu durumda çocuğunuza biraz süre verin. 5 dakika uygun bir süredir, yapabilirseniz 10 dakika verin. Kendiliğinden tekrar yatacaktır mutlaka. Eğer kararlaştırdığınız sürenin sonunda tekrar uyumamış olursa kontrol etmenizde yarar var çünkü altına yapmış olabilir ya da başka bir (somut) şikayeti olabilir. Ancak kucağınızda uyumasına izin vermeyin.

Eğer bebeğiniz emzik kullanıyorsa yatağına birkaç emzik koyun. Böylelikle emziğini kaybettiğinde elini atıp bir başkasını bulabilir ve tekrar uykuya dalabilir. Sizin sürekli içeri girip emzik yetiştirmenizdense bu yöntem daha rahat olacaktır ve uyku eğitiminin kurallarını bozmanızı gerektirmeyecektir.

Eğer bebeğiniz doğrulup ayağa kalkmaya başlamışsa odasında yanında durmaktansa yatırıp odayı terketmenizi öneririm. Aksi takdirde sürekli kucaklayıp yatırmanız gerekecek ki böyle bir şeyin defalarca tekrarı hem bebeğinizi hem de sizi bitkin düşürebilir. Ancak yalnız kalırsa bir noktada umudunu kesip düşüp yatacaktır. Leyla yatağının kenarlarına tutunup bağırırdı, bir müddet sonra bakardı ki gelen giden yok, boşa zahmet çekmeyip uyumaya karar verirdi. O zamanlar ben de saat tutardım yanına gitmek için ama asla 5 dakikayı geçmedi bağırışları. Bunu da temelinin kuvvetli olmasına bağlıyorum:)

Eğer bebeğiniz hala gece beslenmesine devam ediyorsa (ki 6. aydan sonra bunun bitmiş olması gerekir) biberonda ya da memede uykuya dalmasına kesinlikle izin vermeyin. Beslenme sırasında muhakkak uyanık tutun ve yatağına geri koyduğunuzda uyanık olsun yoksa eğitimin kurallarını bozar çocuğunuzu şaşırtırsınız. En kötüsü de boşuna bağırtmış olursunuz.

Ben Leyla’nın doğumundan itibaren hiçbir zaman memede uyumasına izin vermedim. Çünkü bu çok kolaylıkla alışkanlığa dönüşebilecek bir şey. 2 saat arayla emzirdiğim günlerde bile yataktan kalktım, koltuğa oturdum, Leyla uyumasın diye soydum ve emzirme boyunca uyanık kalması için ne gerekiyorsa yaptım. Tabii eşimin de çok yardımı oldu bu süreçte. Size de mümkünse bebeğinizi yatarak emzirmemenizi ve beslenirken uyumasına izin vermemenizi tavsiye ederim. Beslenmeyle uykuyu ayırabilen bebekler diğerlerine kıyasla çok daha çabuk kendi kendine uyumayı öğrenirler.

Bebekleriyle beraber değişen hayatlarında birşeyleri rayına oturtmuş, bebeğe ve yeni hayata alışmışken, yepyeni kurallar koyup eski alışkanlıkları unutmaya çalışmak anneler için çok çok zordur. Hepimiz alışageldiğimiz durumları devam ettirmeyi yeni durumlar yaratmaya çalışmaya yeğleriz. Yapacağımız değişikliklerin bizler için çok daha sağlıklı ve mutluluk verici değişiklikler olduğunu bilsek bile değişiklik için adım atmak ve o adımları devam ettirmek zordur. Evet bebeği çabucak sallayıp tekrar uyutmak, ya da emzirip uyutmak, ya da salıncağına koyup uyutmak, yanında uyusun diye saatlerce beklemekten ya da bırakıp bağırışlarını dinlemekten çok daha kolay gelebilir. Ama unutmayın ki kolay olan her zaman doğru olan değildir. Yaşayacağınız zorluklar geçicidir. Bebeğinizin kendi kendine uyumaya başladığı ilk gün bütün bu zorluklara değdiğini farkedeceksiniz. Daha güzel bir ödül olabilir mi?

Not: Tarif ettiğim yöntemi 1 yaş sonrası için tavsiye etmiyorum. Bu yaştan sonra uygulanabilecek yöntemler için bir sonraki yazımı okuyunuz lütfen.

Eren Kaya

http://bebekyapimbakimonarim.blogspot.com

 
Toplam blog
: 66
: 6042
Kayıt tarihi
: 24.04.12
 
 

Bir Mart ayında doğdum ve cocukluğumun ilk yıllarını Türkiye'de geçirdim. Sonra biraz Almanya, bi..