Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Temmuz '08

 
Kategori
Deneme
 

Uyumak istemiyorum

Uyumak istemiyorum
 

"Uyu Ali Uyu!..."


UYUMAK İSTEMİYORUM


Uyu babam uyu! İlkokula başladığımızda küçücük ellerimizle fişleri yan yana getirdiğimizde; “ Uyu Ali Uyu” , “ Yat Ayşe Yat ” diye öğrenmedik mi? Hani derler ya, karpuzda yatarak büyürmüş. İyi ki büyümüşte, şu sıcak günlerde buz gibi serinliyoruz…


Türk toplumu boş zamanlarını nasıl değerlendiriyor dersiniz?


Kahvede mi?


Eh! Bunu iyi bildiniz.


Uyuyarak mı?


Günde sekiz saat otuz iki dakika dediyseniz, bunu da bildiniz.


Yoksa sporla mı?


Onu geçin, sıfıra sıfır, elde var yine sıfır.


Eğlence, kültür, avcılık, balıkçılık, sanat, radyo, müzik hepsini toplasanız % 6, 5 etmiyor bile.


Geriye ne kaldı dersiniz?


Yıllar öncesinde evimizde bulunmayan, zaman içerisinde odamızın en güzel köşesine kurulan, daha sonra hormonsuz meyvelerin tazeliğinde komşularımızı ağırladığımız, yıllar geçtikçe her eve giren ve artık misafirlerimizin uğramadığı, teknolojinin hızla ilerlemesiyle de her odayı istila edip aile bütünlüğünü bozan, kısacası, % 44 müzün karşısından ayrılmadığı Televizyon.


Ya sonra? Okumak mı dediniz?


Okumuyoruz! Okuyup da bilinçlenmekten korkuyoruz. Allah korusun değil mi, ya gerçekleri öğrenirsek! O güzelim gözlerimizi bozarsak, bize yazık olmaz mı? İşin yoksa birde gözlük tak şu yaman sıcaklarda! Daha önce demiştik ya, bir Japon yılda 25 kitap okuyor diye. Bizlerde, bir kitabı 6 kişi okuyacağız diye aramızda kavga edip duruyoruz! Düşünebiliyor musunuz, kitabınız arkadaşınızda, okumayı bekliyorsunuz! Ne zor bir durum değil mi?


Okusun da büyüsün.


Sınıfları doldursun.


Sonra da okey masasına kurulsun.


Sonuç, fifty fifty


Seçim maçı da bitti. Şimdilerde medyaya şenlik doğdu. Sevinenler ve üzülenler, yorumlar derken medyanın gücü insanları nasıl da mıknatıs gibi çekiyor. Liderler ve milletvekili adayları bu seçimde tüm kanallarda zaplandılar. Daldan dala atlarcasına TV kanallarının stüdyolarında terlediler.


Ne yaman sorulardı ama!


Seçmen, saat, gemicik, ip, yüzme, mazot, fındık derken, partilerin ne programını, ne de Türkiye’nin en önemli sorunlarını ve geleceğini öğrenebildiler. Nerde öyle sert soruları soracak gazeteciler, soracakları da zaten yok ettiler.


Gazeteciler sordu, magazin türünde,


Seyirci uyudu.


Uyumayan ise soramadı. Sinirinden dudaklarını kemirdi. “ Ama başkanım, bir önceki seçime göre dış borçlar oldukça arttı. Önümüzdeki 5 yıl içinde, faizi ile birlikte 55 milyar dolara yakın dış borç ödeyeceğiz. Cari açıkları yeni yapılacak özelleştirmelerle mi kapatacaksınız? Gelişmiş ülkeler, yabancılara satışı %20 ile sınırlandırırken bizde bu oran ne olacak?”


Seyirci yine uykuda…


Medya, uyanık.

Medya, şirketçe.


Gazetecilerin ağzından bal akmıyor. Önceden hazırlanmış sorular sanki danışıklı dövüşlü. Sorular havanda su dövüyor.


Herkes mutlu. Soran ve yanıtlayanlar da mutlular. Memur, işçi, asgari ücretli aldığı % 2, 5 - 3 zamlarıyla, çiftçi, sokağa fırlattığı fındıklarıyla memnun. Borsacılar tavan yapmış, zaten memnunlar. ABD ve AB ise, Ortadoğu politikalarıyla oldukça memnunlar. Yani, kargaşa dolu dünyanın Türkiye’sinde herkes memnun, mutlu ve umutlu!


Başımı yastığa koyduğumda bende mutluydum.


Okumayı bırakıyorum. Artık ilgilendirmiyor beni ABD ve işbirlikçisi ülkelerin dünyayı sömürmesi,


Amerika’nın Ortadoğu projesinden bana ne!


Terör, trafik, berdel ve magandan ölenlere ‘Allah rahmet eğlesin’ demekten başka ne söylenir ki?


Hırsızlık, gasp ve kapkaçta artışlar mı olmuş? Kulaklarım tıkalı.


Eğitim sorunları, geçin onu…


İç ve dış borçlar gittikçe büyük bir hızla çoğalıyormuş, ben mi düşüneceğim bunu.


Artık göbeğimi kaşımak istiyorum. Ensemin rahatlığında. Sahi bu aralar yeni dizi var mı televizyonlarda, siz onlardan haber verin! Oh Bee! Maçlarda başlıyor. Gel keyfim gel...


Artık uyumak istiyorum, yorgun bedenimi dinlendirmek için.


Sayıklıyorum “ Uyan Ali Uyan!” diye.


Ve uyanıyorum gecenin karanlığında. Kâbusu bile kötü. Kalkıp kitaplığıma bakıyorum, hepsi yerli yerinde.


Siz yeni kitaplardan haber verin bana, ben uyumak istemiyorum…


Sevgilerimle…


erterd@msn.com

2007 / Bursa

 
Toplam blog
: 300
: 466
Kayıt tarihi
: 06.05.08
 
 

Ertuğrul Erdoğan, 1958 yılının sonbaharında Ankara'da doğdu. 1968 -1980 yılları arasında babasını..