- Kategori
- Anne-Babalar
- Okunma Sayısı
- 77
Uzak Şehirlerin Birinde Hala Nefes Alıyorsan Babalar Günü Hediyem Olsun Sana

Şimdi Senin Resmini Koymak Lazım Bu hikayenin Üzerine
Babalar günü diye bir şey varmış! Topu topu 16 yıl be…Arkadaşlıklarım bile 20 yılı devirirken 16 yılda reşit bile sayılmıyor ki insan.
Senden öğrendiğim herşeyi üçle çarparak dolduruyorum hayat cv mi… “Benim Babam” diye başlıyorum cümlelerime. Her hafta bir kitapla gelirdi eve, sobanın üzerinde çaydanlık fokurdarken başına toplardı hepimizi. Düzgün Türkçesiyle tane tane okurken çayın demi ve annemin kurabiyelerinin kokusu doldururdu evimizi. 6 yaşında daha okula başlamadan tanımıştım Hüseyin Rahmi’yi, Reşat Nuri ve Halide Edib’i…
Yorulduğunda köşesini kıvırıp kenara koyduğun kitaba dokunduğum günden beri okuyorum, arada yazıyorum da. Ve bugün ruhumun derin kuyularına doldurduğun mürekkebe kalemimi batırabiliyorsam senin sayendedir.
Şimdi senin resmini koymak vardı bu hikayenin üzerine, fakat öyle çok sayfa açmışım ki hayatımda; her yeni sayfa eskiye dair ne varsa silip süpürmüş…
Aklıma seninle birlikte söyleyip teyibe kaydettiğimiz bu türkü geldi.
Allı Turnam Bizim Ele Varırsan/ Şeker Söyle, Kaymak Söyle, Bal Söyle…
Eğer ki uzak şehirlerin birinde hala nefes alıyorsan Babalar Günü hediyem olsun sana…
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.
