Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Kasım '07

 
Kategori
Bilişim
 

Uzaktan eğitime ne kadar yakınsınız ?

Uzaktan eğitime ne kadar yakınsınız ?
 

Her türlü popüleriteye sahip olgunun sonunda ya efsaneleşmek var yada zamanla yok olmak. Bunu bir çok alanda örneklendirebiliriz mesela dünyaca ünlü şarkıcıları aklınıza getirin hepsi dönemlerinin en popüler isimleri idi. Peki kaç tanesi efsane olarak hep zihinlerimizde kaldı. Yada kaç tanesinin zamanında tüm şarkılarını ezbere bildiğimiz halde bu gün adlarını bile hatırlamıyoruz. Geçtiğimiz ayın ortasında ilk çıktığı zamanda gişe rekorları kıran Matrix filminin ikincisi olan Matrix Reloaded filmi vizyona girdi ve beklediği gibi ilgi gördü. Film ilk çıktığı yılda inanılmaz ilgi gördü ve konuşuldu. Herkes filmden bahseder olmuştu ancak ikincisinin ve hatta üçünsünün çekimlerine başlanacağı haberi çıkana kadar yoğun bir şekilde gündem teşkil etmiyordu. Şimdi serinin ikinci filminin çıkması ile Matrix çılgınlığı alabildiğine sürüyor. O kadarki filmin ikincisi çıkmadan çok öncesinde yayınlanan “Matrix ve Felsefe” adlı kitabın farkına varan insan sayısı çok azdı ama filmin çıkması ile birlikte tüm kitaplar tükendi. Bunun yanı sıra filme paralel olarak “Matrix Avcısı”, “The Matrix And Philosophy ” gibi bir çok kitaplar yayınlandı. Sonuç olarak Matrix Reloaded ve tahminen serinin son filmi olacak Matrix Revolutions sonrasında film sinema tarihinde bir efsane olarak yerini alacak ve geçici bir popülerite olmadığını ispatlayacak. Çok iddalı oldu belki ama bu benim fikrim ve tahmin etmek içinde sinema eleştirmeni olmaya gerek yok.


Uzun bir girişten sonra gelelim bunları asıl anlatmamın sebebine. Vurgulamak istediğim bazı oluşumlarda varolduğu gibi, olgunlaşma ve popülerite süreci sonrasında geçici bir unutulma döneminin Uzaktan Eğitim konusunda da yaşanması aynen Matrix’de olduğu gibi. Aslında buna tam olarak bir unutulmada denemez fırtınadan önceki sessizlik demeyi daha uygun buluyorum. Süreci genel olarak değerlendirmek gerek yani uzaktan eğitim e-learning ile başlamamıştır. Hafızalarınızı biraz zorlayacak olursanız okul ortaokul ve lise zamanlarınızdaki posta ile eğitimleri hatırlarsınız. Bununda öncesi evrimler ve geliştirilmeler geçirdiğinden eminim uzaktan eğitimin. Zaten yaşantımızda kullandığımız araçlar ve de diğer tüm kavramlar zamanla beraber yeniden şekillenmiyolar mı. Yakın zamana kadar uzaktan eğitim alanlar gerçek anlamda uzaktaydılar. Bahsetiğim gibi zamanın getirdiği değişimler sonucunda internet gibi bir ortamın kullanılması ile iletişim şekillerimizde farklılıkların eğitim alanınada yansıması itibariyle e-learning (e-eğitim) hayatımıza girmiş bulundu. Ülkemizde bundan 3 sene öncesinde çok yoğun olarak duymaktaydık ancak sonrasında ilgi giderek azaldı. Belirtmek isterimki bu sadece ülkemize özel bir durum değildi aynı şey tüm dünyada da geçerliydi.

E-learning’in Önündeki Engeller ve Başarıya Ulaşması için Gerekenler

Ülkemiz ele alındığında e-learning kavramının henüz yaygınlaşmamasının ve duyulmamasının nedenlerini incelemek gerekirse öncelikle olarak akla ilk gelen internet alt yapımız. Yakın gelecekte ülkelerinin telekom kurumlarının alt yapılarında VoIP (Voice over IP) Teknolojilerini kullanmayı hedefleyen yada ülke genelinde WAN (Wide Area Network) baglantı sağlamayı düşünen ülkeler varken halen bizim halkımızın çok küçük denebilecek bir kesiminin internet kullanması üstelikde kullanılan bant genişliklerinin %90’ının telefon ile yapılan bağlantılar sonrasında düşük bant genişliklerinde olması çok kötü bir durum teşkil etmekte. Defalarca iptal edilen ADSL ihaleleride olayın diğer üzücü bir yüzü.

Teknolojik bir çok konudaki en büyük eksiklerimizden bir diğeri ise Ar-Ge eksikliği. Az önce belirttiğim düşük bant genişliklerine rağmen e-learning ortamının sağlanması çeşitli ses ve görüntü sıkıştırma formatları veya yöntemleri ile mevcut.Bunların büyük çoğunluğu yabancı çözümler. Gönül isterki bu ve benzeri çözümler için ülkemizde de Ar-Ge çalışmaları yapılsın.

Diğer asıl bir engel ise bu eğitimlerin alınmasına ve uygulanmasına karar verecek kesimin konu hakkındaki bilinçsizliği. Mecbur kalınmadıkça şu an tercih edilmiyor e-learning ama yakın gelecekte herkes kaçınılmazlığının farkına varacak.

E-Learning temelleri internet üzerinden ve bilgisayar destekli olarak eğitimlerin verilmesine dayalı ancak kişisel kullanımdaki ve evlerdei bilgisayarlaşma rakamlarını anmak bile istemiyorum şu an için çünkü durum ciddi anlamsa can sıkıcı. Bilgisayarlaşma konusunda yakın gelecekte büyük hedeflerimiz olmalı. Bu konuda Microsoft Türkiye’nin Windows 2003 Server lansmanında duyurduğu ve yakın zamanda faaliyete geçeceğini belirttiği Toplum İçin Teknoloji Vakfı’nın ilk hedefinin toplumsal bilgisayarlaşmayı arttırmak olması bu konuda sevindirici bir haber.

IDC (International Data Corporation) verilerine göre ABD’de e–öğrenim Pazar

ı 2000 yılında, yıllık % 50 büyüme oranıyla 2, 3 milyar dolar büyüklüğe ulaşmıştır ancak belirttiğim gibi sonrasında bu rakam daha düşmüştür. Fakat 2005 yılında e-öğrenim pazarının 18 milyar dolar olacağı tahmin edilmektedir. Türkiye’de ve dünyada çok yakın zamanda e-learning tarzında eğitimlerin ne kadar kaçınılmaz olacağını hep beraber göreceğiz.

E-Learning’i Kaçınılmaz Yapan Nedenler, Getiri ve Faydaları

İş hayatı ve çalışma temposunun hızının artması, özellikle teknoloji konusunda yetenekli insanların azlığı, rekabetin artması ve bilişim sektöründe çalışan insanların en son yenilikleri en kısa zamanda öğrenme zorunlulukları e-learningi kaçınılmaz hala getiren sebeplerin başında gelenler. Bunların dışında bilişim sektöründe çalışan insanların çalışma zamanlarının esneklikleri gibi çok spesifik gereksinimlerde ister istemez eğitim tercihi olarak e-learningi rakipsiz bırakıyor.

Faydalarının başında sanırım her zaman, her yerde ve her istenildiğinde eğitimin alınabilmesi geliyor. Yani zaman ve mekan bağımsız olduğu gibi derslerin başlangıç ve bitiş saatleride öğrencinin kontrolünde oluyor. Eğitim verilen kuruma ulaşım sürecindeki masraf ve zaman kaybında da otomatikman kar edilmiş olunur.

Eğitimlerin kolaylıkla kişiye göre özelleştirilebilmeside sağladığı en büyük avantajlardandır. Böylelikle kişi yeti ve yeteneklerine göre eğitimi rahatlıkla özelleştirebilir ve gereksiz bilgi tekrarlarından arındırılmış bir eğitim sayesine hedeflerine en kısa zamanda ulaşmış olur.

E-Learning konusunda yazacak ve anlatacak çok daha fazla şey var; bu konuları fırsat buldukça yazıyor olacağım. Şimdilik bu bilgiler yeterince faydalı olacaktır kanısındayım. Son olarak Türkiye gibi 7 ayrı Coğrafik Bölgeden oluşan bir ülke için E-Learning’in çok daha anlamlı ve gerekli bir eğitim tarzı olduğunu belirtmek isterim.

Bu yazım Windows & .NET Magazine / Türkiye dergisindeki köşem Sertifikasyon - Kariyer sayfalarında yayınlanmıştır.

http://barlas.net

 
Toplam blog
: 14
: 736
Kayıt tarihi
: 18.11.07
 
 

Bir çok portal ve web sitesinde Proje Koordinatörlüğü yapan Okan Barlas geçtiğimiz yılların en çok..