Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ocak '12

 
Kategori
Deneme
 

Uzaktaysan, uzaktasındır...

Uzaktaysan, uzaktasındır...
 

Kimileri uzakta olur. Gidebilir bazıları. Normaldir. Ablan olur, annen olur, kardeşin olur, arkadaşın olur. Olur da olur yani, herkes gidebilir bir gün. Bazısı döner, bazısı temelli kalır gittiği yerde. İlk başta hiçbir şey hissedilmez. Onlar dönmedikçe bir şeyler hissetmeye başlarsın.

Önce özlersin mesela. Önüne gelen her şey sürekli onu/onları anımsatır. Belki bir yastık, belki bir koku, belki de sessizlik. Özleyeceksin ya, illa ki bir şeyler onu hatırlatır sana. Görmezden gelmeye çalışırsın bazen. "hatırlamazsam, özlemem." diye düşünürsün. Ama biraz daha fazla özlersin her geçen dakika. En sonunda dayanamaz sesini duymak, yüzünü görmek istersin. Milyonlarca imkan var elimizde. Ararsın, messenger'da görüntülü konuşma yaparsın, 3G boşuna mı var olmadı telefondan görürsün yüzünü.

Yetmez..

O uzakta ya, eskisi gibi ne yaptığını bilmiyorsun ya, merak etmeye başlarsın. Giderek artar merakın. Televizyonda bir haber görürsün. "Falanca şehirde olay çıktı..". Gözlerin yerinden oynar, kulakların duymaz olur. Tir tir titrer ellerin.. "Ya ona bir şey olduysa" diye binlerce cümle kurarsın beyninde.. Kalbin ritmini şaşırır.. Öyle candır ki o senin için, ihtimaller bile öldürür seni acıdan.. "Falanca şehirde kar yağdı..." ile başlayıp devam eden haberi izlerken aklına gelir o parmakları buz tutturan hava.. Bilirsin keskindir o şehrin soğuğu.. Sanki oradaymış gibi , onunlaymış gibi parmakların soğur, soğur ve biraz daha soğur.. Özlemeye devam edersin.. "Üşür.", " Hasta olur." "Acaba üzerini sıkı giyindi mi ?" gibi cümleler geçerken aklından telefona sarılırsın hiç değilse uyarayım diye.. Ararsın, cevap gelmez.. "İnsanlık hali, işi vardır" der mesaj atarsın. Gün geçer cevap gelmez.. "Unutmuştur, yoğundur." dersin.

Ama inanmaz içindeki çocuk buna.

İhtiyaç duyarsın ona. Eskisi gibi yanında olsun istersin. Sabah uyandığında ona günaydın diye bilmeyi, akşam yorgun argın, üşümüş olarak eve döndüğünde onu  görebilmeyi, sesini duyabilmeyi belki de öğlen arası yarım saatlik bir kahve molasını onunla geçirebilmeyi istersin. Hiç olmadı aynı şehirde olabilmeyi istersin. Ama hiç biri olmaz.. Olmadıkça anılar üşüşür aklına. Arkadaşlarınla gittiğin bir mekana girerken onunla da aynı yere gelmiş olduğunu hatırlarsın. Sahilde tek başına otururken, yıllar önce yine aynı yerde onunla oturup vizörden size bakan kadına poz verdiğinizi hatırlarsın. İstemiyorum dersin ama istediğindendir bütün bunları hatırlayışın. Çünkü özlemi bastırmanın anlık yolu, hatırlamaktan geçer.

Canın yanar hatırladıkça..

Artık mesafeler fazla gelmeye başlar. Yanına gitmek istersin gidemezsin. Belki o da seni özlemiştir diye düşünürsün. Belki her gün, belki iki günde bir ya da daha fazla aralıklarlar "yanımda olsa gösterirdim" dediğin şeylerin fotoğrafını çeker yollarsın. Bir olur, iki olur. Üçüncüsünde fazla gelirsin ona. Bir ya da iki tuşa basıp resmi görmek hiç değilse ":)" yazıp göndermek ona fazla gelir. "Yoğun." dersin yine kendine yalan söyleyerek.. Hangi yoğunluk candan ötedir ki ?

Can kırıklarını süpürür, toplarsın.. Yapıştırmaya çalışmak anlamsızdır..
 
Takvime çarpar bir gün gözün.. Günlerden o gündür ve onun - kısacık bir süre için bile olsa - gelmesine bir buçuk hafta kalmıştır.. Yüreğin pır pır eder. Planlar kurarsın. Her gün köşeye üç-beş kuruş atarsın. O gelecek. Elbet bir yerlere gideceksiniz.. Az biraz köşede paran olsa iyi olur.. Aklına geldikçe yanından geçenlere "O gelecek.." dersin sevinçle.. Günler geçmeye devam eder özlersin, merak edersin , ihtiyaç duyarsın , gün sayarsın..
 
Yüreğindeki yararlar kabuk tutar..
 
Sonra bir gün dank eder kafana.. Buz gibi bir gecenin ayazında yüzünü kesen rüzgar getirir aklını başına. Buz kesmiş parmaklarının arasında duran telefonunu cebine atarsın. Gözünden bir kaç damla yaş düşer..  İçin acır biraz daha. İliklerine işleyen soğuk, kalbine iner. Buz tutarsın. Damarlarından akan kan, can olmaktan çıkar, basitleşir.
 
Yaraların tekrar kanar..
 
İçinden ne geçiyorsa dökersin o anda..
 
Uzaktaysan özlersin..
Uzaktaysan merak edersin..
Uzaktaysan uzaktasındır, ama yakında olduğunu hissettirirsin..
Uzaktaysan, özleniyorsan, ihtiyaç duyuluyorsan, sürekli anlatılıyorsan birilerine haberin olmadan, merak ediliyorsan ve biri sen geleceksin diye gün sayıyorsa bunun kıymetini bilmelisin.
Bir bakarsın o biri bir gün olmaz.
Bir bakarsın o biri bir gün fazlaca uzakta olur, arayamazsın, göremezsin, sesini duyamazsın.
O zaman pişman olmak fayda etmez..
 
Sonra susarsın. Kapatırsın gözlerini geceye. Göz kapaklarının sızdırdığı yaşlara aldırmazsın..

 
Toplam blog
: 112
: 512
Kayıt tarihi
: 05.08.10
 
 

Yazarım, çizerim... Hayalperestin önde gideniyim... Uykuya aşka aşık olduğumdan daha çok aşığım....