Uzarsa Buda, Kurursa Sula

Uzarsa Buda, Kurursa Sula

        "Türkiye solarsa sulayın, büyürse budayın." 

"Ortadoğu'da İngiltere huzur ve siyasi istikrarı sağlayamadı.
Bizden sonra ABD ve Rusya bu istikrarsızlığı son derece kötü hale getirecekler.
Ortadoğu'da istikrar ancak Osmanlı'nın vârisi yoluyla gerçekleştirilebilir. Buna mani olmak için savaş dahil her çareye başvurun."

Henri Kesenger;

         “ABD, iki sebepten güçlüdür. Ülkesindeki vatan hainlerini bulur ve öldürür. Diğer Ülkelerdeki vatan hainlerini bulur ve kullanır”.

          1950’li yıllar darbe ve iç karışıklık yöntemiyle Orta doğuyu hizaya getirme yıllarıydı. Millici ve Ulusalcı yönetimler iktidardan uzaklaştırılıyordu.

          1953 İran’da Muhammet Musaddık, 1960 yılında Türkiye’de Millici Adnan Menderes, 1967 yılında, millici Cemal Abdülnasır iktidardan indirildi. 

           İstemedikleri iktidarları o Ülkenin sokaklarını karıştırmak için parayla tutulan çeteler, anjiyolar yine CIA ajanları tarafından yönlendirilerek istedikleri iktidarı deviriyorlar. 

CIA, hangi çetenin hangi sokakta, kahvede, mahallede hangi dezenformasyon uygulanacağı bile haritalar üzerinde işaretlidir.

          1978 Yılında Merhum Bülent Ecevit Başbakanlıktan istifa ettiği günün sabahı, sana yağı, sigara, çay şeker erkenden rafları doldurmuştu. Merhum Ecevit “bu mallar dün nerdeydi”? diye sormuştu.

           Daha sonra; Merhum Bülent Ecevit “11 Eylül 1980 akşamı patlayan silahlar, bir gecede susup 12 Eylül 1980 darbe sabahı tek bir kişi vurulmadı terör tarafından” diye sormuştu.

           Şimdi gene her üç kişi bir araya gelse hemen bir anjiyo damalar yanlarına, başlar dezenformasyona. Aman dikkat.

İRAN’IN MİLLİCİ BAŞBAKANI MUHAMMET MUSADDIK;

          Halk desteği öylesine fazla idi ki, İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi, 1951’de kendisini başbakan olarak görevlendirmek zorunda kaldı.

           Muhammed Musaddık, başbakan olarak ilk icraatını, İran petrollerini millileştirerek gerçekleştirdi. İngiltere ve ABD’ye büyük şok yaşatan bu adımla, Musaddık’a destek zirveye çıkarken, İngiliz istihbaratı Amerikan istihbaratı CIA’yi İran’da bir darbe yapmak üzere ikna etti. Böylece dikkatle hazırlanan bir plan uygulamaya kondu:

            Tahran sokaklarının altını üstüne getiren protestocular aralarındaki anjiyoların öğrettiği sloganlar sonucunda meydana gelen kaosla, 19 Ağustos 1953 günü Başbakan Musaddık devrildi. İran ordusu tarafından ev hapsine alınan Musaddık, ‘karmaşayı önleyememekle suçlandı, ardından 1967’deki ölümüne kadar gözetim altında tutuldu.

         Sokakları karıştırmak için para dağıtmak, lobi faaliyetleriyle seçilmiş iktidarları gözden düşürmek veya rakip grupları çatıştırmak… Doğrudan işgal dışında, ABD’nin yıllardır ülkeleri ele geçirmek için kullandığı başlıca yöntemler bunlar oldu. Dünyanın dört bir yanındaki çok çeşitli siyasi çizgilere mensup iktidarlar, sırf Amerikan menfaatlerine uyum sağlamadıkları için alaşağı edildiler. Protestocuların Demokrasi taleplerinden oluşan sloganları ise çoğu kez havada kaldı.

(Amerikan yönetimi, 1953’te Musaddık’ın başına gelenlerin bir CIA komplosu olduğunu ancak 2000 yılında itiraf etti. Tahran sokaklarını karıştırmak için parayla tutulan çeteler, yine CIA ajanları tarafından yönlendirilerek Musaddık’ın devrilmesi sağlanmıştı. CIA, hangi çetenin Tahran’daki hangi sokağı karıştıracağını bile haritalar üzerinde belirlemişti).

MISIR VE MİLLİCİ CEMAL ABDÜLNASIR;

            Cemal Abdülnasır ve bir gurup millici subayların kurduğu Hür Subaylar Hareketi, 1952’de Kral Faruk’u darbeyle iktidardan uzaklaştırıp yönetimi ele almıştır.

            Hür Subayların iktidara gelmesi ile beraber Mısır, Arap dünyasında aktif bir siyaset izlemeye başladılar. Nasır’ın Arap milliyetçiliği ve ulusalcı siyaseti kendisini Mısır ve Arap Dünyası’nda büyük bir lider imajı kazandırmıştır.

             Bu tarz siyasetten Nasır’ın iki amacı vardı; İsrail’e karşı kuvvetli olmak ve ekonomiyi güçlendirmek. Bu anlamda Nasır, Arapları birleştirme düşüncesiyle Arap milliyetçiğini savunarak Arapların kahramanı olmuştur. 

              En çok heyecan veren, büyük bir önem arz eden mesele Nasır’ın 2000 yıldan daha fazla bir sürenin ardından Mısır’ı yöneten ilk Mısırlı olmasıdır.

              Bu anlamda 1956 yılında Süveyş kanalını millileştirmek Nasır’ın ilk adımlarından biri olmuştur. Bu hamleden sonra Mısır Devleti, İsrail, Fransa ve İngiltere’nin saldırılarına maruz kalmıştır. Nasır, kanalın milliliğini koruyarak Araplar arasındaki popülaritesini artırmış ve adeta Arapların lideri konumuna yükselmiştir. Fakat 1967 savaşında alınan yenilgi Nasır’ın

popülaritesini yerle bir etmiş ve Arapların liderliği konumunun sorgulanmasına yol açmıştır. Nasır, kalp krizinden ölmesinden sonra (1970) yerine Enver Sedat geçmiştir.

              2003'ten bu yana ekonomideki atılımlarla düşük gelir sınıfından orta gelir grubuna çıkmayı başardı Türkiye. Geliştirdiği yeteneklerle bölgesinde liderlik adımları atmış, savunma sanayisinde savunma teçhizatı yerli-milli üretimi yüzde 20’den yüzde 80 seviyesine yükseltmiştir.

              Artık Ordumuzun bütün ihtiyaçlarının yüzde 80’ni yerli ve milli olarak üretiyor. Son 12 aylık ihracatını 215 milyar doların üstüne taşımış, mega projelerle küresel oyuncu olma yolunda mesafe almıştı.
Yetmezmiş gibi IMF'ye muhtaç halden çıkarak, onu fonlayan ülke durumuna gelmiş, üretim, finans ve hizmet alanındaki başarılarıyla göze batmaya başlamıştır.

               2021 yılı büyüme yüzde 10,5 olarak gerçekleşti. Cari açık bakımından ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 93,4 olmuş, yakında cari fazla verme bekleniyor.

               Battık yandık diyoruz ama borsamız rekor kırarak son üç ayda 1400 seviyesinden 2000 seviyesine yükselmiş.