Uzayan diller

Milliyet Gazetesi internet sitesinden sıcağı sıcağına bir haber…

"Irak Kürdistan Demokrat Partisi lideri Mesut Barzani'nin 'sağ kolu' olarak bilinen ve 'Dış İlişkiler Sorumlusu' olan Safin Dizai, Türk tanklarının Kuzey Irak'a geçemeyeceğini öne sürerken, 'Kürdistan halkı, Türk tankları ve panzerlerinin Kerkük’e girmesine seyirci kalmayacaktır.' dedi."

Haber aynen böyle…

Ya bu adamlarda akıl denilen şey hiç yok ya da "Dur bakalım n’olacak?" diye Türk Milleti'nin sabrını sınıyorlar…

Burada özellikle altını çizerek söylüyorum ki "sabrı sınanan" kesinlikle milletimizin bizzat kendisidir.

Artık sabrı sınanan hükümet kalmamıştır. Onların sabırları, döndükçe dönen vidaya benzer olmuştur.

Artık her gün tekrar gelmeye başlayan şehit cenazeleri için bu hükümetten umudumuzu kestik. Gelecek hükümete bakıyoruz…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gücü, Kuzey Irak’a çoktan yeter de artar bile. Orada ABD olsa bile…

Bu söylem, hamasi bir söylem değil, on beş yıldır o bölgelerde bulunan bir kişi olarak bilerek söylediğim sözlerdir.

Evet, böyle bir harekâta girişilince "hiç kayıpsız" çıkılmayacağı ortadadır. Ama böyle bir harekâtın başlaması demek, artık Türkiye Cumhuriyeti’nin o bölgeye gidip oturması demektir. Kaldı ki biz ABD’den daha avantajlıyız…

Ve… Birilerinin eteklerinin altına sığınarak ulu orta laflar edenlerin, mutlaka dilleri koparılmalı, hadleri bildirilmelidir.

Değilse, gün gelir bizim bırakın o bölge üzerinde hak sahibi olmayı, itibar sahibi bile olmaktan uzak kalırız.

Bu hükümet, zaten 1 Mart teskeresini meclisten geçirememekle yaptığı hatanın şimdi ceremesini çekiyoruz.