Üzen espri

Anlamlı bazı espriler, insanları hem güldürür, hem düşündürür. Bazan da sadece üzen espriler vardır. Diyanet İşleri başkanımız sayın Prof. Dr. Ali Bardakoğlu'nu fotomontajla elindeki haçı öperken göstermek, olsa olsa okuyucuyu üzen bir espri örneğidir.

Bu resim, "Tek Tanrı, Yollar Farklı" başlığına uygun da düşmemektedir. Çünkü yolların farklı olduğunda hemfikir olunduğuna göre, iki tarafın seçtiği yol da kendi mantığı çerçevesinde kendisini doğru yola götürür.

Haç, tarih öncesi dönemlerden beri kullanılan dini bir sembol olmasına rağmen, bugün artık tamamen Hıristiyanlığın simgesi olmuştur.

Tek tanrı inancının temeli, kâinatı yaratan bir tek Allah olması ve onun insanlığa tek bir din göndermesi esasıdır. Zamanla yenilenerek gelişen bir tek din vardır. Son şekli İslâm'dır. Mantık da bunu böyle kabul eder.

Tek bir Allah'ın birbirinden farklı kavimlere ayrı ayrı dinler göndermesi, tek tanrı inancıyla da mantığıyla da bağdaşmaz.

Bugünkü Hıristiyanlığın akidesi Tanrının gönderdiği tek dinin, İslam'dan bir önceki versiyonu ise de, Hıristiyanlar ona bazı ilâve ve çıkarmalar yaparak, âdeta farklı bir din ortaya koymuşlardır. Bunun en belirgin özelliği de Teslis akidesi denilen üç Tanrı anlayışıdır.

Haç da çarmıha gerilerek can veren İsa'nın kurban oluş sembolüdür. Ayrıca Haç'a gösterilen bu aşırı ilgi, tarih boyunca müslümanlar tarafından bir nevi puta tapma şeklinde de algılanmıştır.

Bu durumda Müslüman bir diyanet işleri başkanını haçı öperken resmetmekle, ellerini açıp dua eden bir papa görüntüsü arasında en azından bir davranış eşitliği yoktur. El açıp yalvarmak, sadece müslümanlığa özgü olmadığı gibi, Tanrı'dan bir şey beklemek veya dilemek, hiçbir dinde sakıncası olmayan bir davranıştır.

Ayrıca Papa'nın önünde rahlede duran kitabın Kur'an olması kadar İncil olması da muhtemeldir.

Kısacası neresinden bakarsanız bakın, burada Diyanet işleri başkanımıza hem haksızlık, hem de saygısızlık yapılmıştır.