- Kategori
- İlişkiler
Üzerinde ne vaar?!
- Aloo!
- Efendiim!
- Napıyon yavrum?
- Hiiç, ne yapacam, evi toparladım, bulaşıkları yıkadım, şimdi de televizyon izliyorum. Vah vah vah, nasıl acıdım kadına yav!
- Kadın kim, n’olmuş?
- Hani birbirinden ayrılmış aileleri falan buluşturuyorlar ya televizyonda, kadıncağız kırk yıl önce kaybettiği ablasını buldu şimdi.
- Haa, tamam tamam, iyi olmuş. Neyse sen boşver onu şimdi. Başka ne yapıyon?
- Başka bişi yapmıyorum, akşama ne pişireyim diye düşünüyorum bir yandan da.
- Üzerinde ne var?
- Kimin, kadının mı?
- Senin üzerinde diyorum be, ne yapacam elin kadınının üzerindekini?
- Üzerimde bişi yook, ne olacak ki?
- Yavrum yani elbise olarak.
- Haa, eşortman var. Hani pazardan aldığım pembe adidas.
- Üstte?
- Üstte de bir tişört var. Niye soruyon şimdi sen bunları? Merak etme sokağa çıkmam bu kıyafetle.
- Mevzu sokak mokak değil şimdi yav. Azdım ben!
- Azdın mı? Allah Allah kimse değil de sen??? Hayırdır, viagra falan mı dağıttılar öğlen yemeğinde?
- Ciddiyim sevgilim, fena halde özledim seni.
- Ayol daha kaç saat oldu ayrılalı? Hem yanımda ilk akşamdan düşüp sabaha kadar horul horul uyumuş olmasan belki inanacam da...
- Ya, ne biliyim, akşam yemekleri ağır mı geliyor ne bi türlü açamıyorum gözümü.
- E, ne diyorsun şimdi bana? İşyerine mi geleyim?
- Hayır canım, işyerinde ne yapacan? Hani telefonda şey yapıyorlarmış ya...
- Napıyorlarmış telefonda?
- Ya, anla işte, hani birbirlerini hayal ediyorlarmış çiftler?
- Neyini hayal ediyim hayatım, bildiğimiz Melih!
- Hee aynı Melih'miş. Sen de Ancelina Coli'ysin sanki! Neyse, şimdi sen de bana "üzerinde ne var" falan diye sor.
- Takım elbise giymedin mi sen sabah, n’oldu bişey döktün üstüne?
- Oolum beynin istop mu etti senin bugün ? E, o programlara bu kadar bakarsan normal tabii.
- Ne varmış izlediğim programda, ne güzel ağlıyoruz işte!
- Bebeğim yani beni hayal et diyorum, mesela vücudumu falan düşün.
- Vücudunu mu? Hayatım unuttun galiba, biz sekiz yıldır evliyiz. Hayal mi kaldı, artık her şey acı gerçek!
- Ulan bi fantezi yapalım dedik içine ettin bıraktın haa! Zaten kabahat senle fantezi düşünende.
- İyi, tamam tamam, hadi söyle ne yapacaksak yapalım.
***
- Bak şimdi, sen benim vücudumu hayal edecen, ben de senin. Üzerimizdekileri yavaş yavaş çıkardığımızı düşün.
- Tatlım sen işyerinde değil misin? Nasıl soyunacan orda?
- Hayatım tuvaletteyim, zaten soyunmayacağız, soyunduğumuzu hayal edeceğiz.
- İyi peki madem, tamam. Takım elbiseydi değil mi, gri?
- Evet evet. Kravatımı çözüyorum şimdi?
- Sevgilim korkutuyorsun beni... Niçin öyle korku filmi efekti gibi konuşuyorsun?
- Yavrum, tuvaletteyim diyorum, gelen melen olur, duymasın diye.
- Haa tamam, benim üzerimde de siyah tişört var, ama yakası biraz bollaşmış bunun, bir de yağ damlamış tuh!
- Boşver lekesini yakasını, öyle ayrıntılara girme. Şimdi o tişörtü yavaşça çıkarıyorsuuuun.
- Çıkaracam mı gerçekten?
- Yav yok ben hayal ediyorum bunu!
- Haa anladım, iyi tamam, hayal et sen. Ben de seni mi halay, ay pardon hayal edecem?
- Evet, evet!
“Sarı badadiiiyeeezz, soovaaaann, dolmalık gabaaaakkk!”
- Allahh!!! O ne be?
- Zerzevatçı geçiyo caddeden.
- Kahretsin! O da tam zamanını buldu, yahu niye yasaklamıyo belediye bunnarı!
- Hayatım hazır seyyar satıcı gelmişken kabak alıp akşama dolma mı yapsam acaba?
- Bi sus allasen, şurda iki satır fantezi yapalım dedik, sen dolmadan bahsediyon. Bu arada ben ceketimi haşin bir hareketle çıkarıp atıyorum tamam mı?
- Atma oraya, daha yeni verdik kuru temizlemeciye.
- Atmıyorum canım, hayal hayal! N’oldu bugün sana, maaşallah beynin full kapasite çalışıyor haa, nazar değmesin.
- Hihihi! Ay ne biliyim, birden atıyorum deyince...
- Sonraa, ensenden tutup çekerek sert bir şekilde öpüyorum.
“Diing doongg, diing doongg, diing doongg”
- Sevgilim bi dakka, kapı çalıyoo.
- Ulan herkes bizim fantezi yapmamızı mı bekledi bugün?
***
- Geldim sevgilim. Komşu Naciye Hanım, ödünç salça istedi de onu verdim.
- Tamam tamam, hadi çabuk, tuvalete girdiğim yarım saat oldu nerdeyse, arkadaşlar şüphelenecek şimdi. Biz daha fanteziye başlayacağız.
***
- Şimdi sen “ah, benim azgın tekem” falan diyorsun.
- Ah benim azgım keçim! Ay pardon sevgilim, keçi miydi, yoksa koç mu?
- Teke teke! Keçinin erkeği yani.
- Hah tamam, ne biliyim teke mi gördüm ben, karıştırıyorum hepsini. Şu yarışta koşanlar mı onlar?
- Yuh, Fatoş, olum nerede büyüdün lan sen? Oolum onlara at denir at. Hah bak “benim koca aygırım” da diyebilirsin bana; atın erkeği.
- Tamam, ah benim koca baygınım.
- Hay senin baygırına da!...
“Canım aplacııımm, ühü ühü ühü!”
- N’ooluyo lan, kim o ağlıyor orda?
- Kimse yok yav, televizyondan geliyor ses, iki kardeş kırk yıl sonra buldular birbirlerini, sarıldılar şimdi.
- Yani senin kulağın bende değil televizyonda... Süper motive olmuşsun olayımıza, aferim sana!
- Sevgilim n’apiim sen de durdun durdun programın en heyecanlı yerinde aradın.
- Ben sana ne diyim Fatoş, ağız tadıyla bir fantezi bile yaptırmıyorsun, ondan sonra da akşam kafayı vurup yatıyorsun diyorsun.
- Özür dilerim canım. Tamam şimdi sesini kısıyorum televizyonun. Hadi devam edelim. Ah benim azgın kekem, ısır beni!
- Keke mi?!! Neyse, boşver tamam. Kısrağım benim, ne biçim koşacaz senle şimdi zümrüt çayırlarda!
“Diiiiiiittt”
- Aloo aloo, Meliiih, çayırda niye koşuyoruz? Meliih orda mısın?
“Hay anasını, şebeke gitti şimdi de!"
- Aloo, şebeke koptu sevgilim. Neyse devam ediyoruz: ne renk çamaşır var üzerinde?
- Kırmızı donumu giydiydim. Çayırda koşacaz dedin ona uygun renkte çamaşır mı olması lazım?
- Tamam Fatoş tamam, sen sus da beni dinle sadece!
***
- Arkadaşlar Melih Bey yarım saattir çıkmadı tuvaletten, bir aksilik olmasın?
- Gerçekten öyle, fazla kalmazdı normalde.
- Yahu kalp krizi falan geçirmesin adam, bi bakın şuna.
- Valla ben de kuşkulandım, gidip soralım, siz de gelin ne’olur n’olmaz...
- Tamam hadi, inşallah bir aksilik yoktur.
***
- Melih Beeey! İyi misiniz?
- Öhö öhö!
- Melih Bey, ses verin lütfen iyi misiniz?
- Öhö öhö, ohheaahghh, huuaagghhıı!
- Çocuklar adam gerçekten kalp krizi geçiriyor galiba, şu çıkardığı sese baksanıza?
- Ne yapalım?
- Kapıyı da içeriden kilitlemiş, kilidi kırıp çıkaralım bence, bu durumlarda acil müdahale hayat kurtarır.
- Doğru valla. Bu arada biri de ambulans çağırsın hemen.
***
- Aha şimdi yedik naneyi! Hep senin yüzünden, beş dakkalık fanteziyi yarım saatte bitiremedik. Arkadaşlar gecikmemden kuşkulanıp tuvaleti bastılar işte.
- Ne diyorsun anlaşılmıyor, neden bu kadar kısık sesle konuşmaya başladın?
- Arkadaşlar tuvaleti bastılar diyorum tuvaleti! Onlar duymasın diye kısık sesle konuşuyorum.
- Tuvaleti mi bastılar, ihi ihi ihi! E, ne yapacan, ne diyecen adamlara?
- Gitsinler diye tuhaf sesler çıkardım, onlar da kalp krizi geçiriyorum sandılar, galiba kapıyı kıracaklar!
- Al sana fantezi, otuz iki kısım tekmili birden! Devam et kalp krizi numarasına bari, çakmasınlar.
- Zaten başka çare yok da, hay Allah, gömleğin düğmelerini falan da çözmüştüm terlemeyeyim diye, böyle görürlerse yandık, bir de alt taraflar pek müsait değil, onları nasıl açıklayacam?
- Ne biliyim, kriz geldiğini anlayınca can havliyle soyundum falan dersin.
- Tamam, hay aklınla bin yaşa!
***
- Dayan Melih abi, kapıyı kırıp kurtaracağız seni. Derin nefes al, öksürmeye çalış.
- Öhö öhö öhö, aughhhhııı, huuaammmghh!
- Arkadaşlar omuzuna güvenen biri girişsin şu kapıya.
- Tamam çekilin ben atıyorum, yaa Allahhh,
“Gümmm”
- Hah açıldı! Aferin be Cüneyt, e spor yapan adamın hali başka!
- Eyvah valla durum kötü! Melih Bey iyi misiniz? Sıkın dişinizi ambulans yolda.
- Gel abi koluna girelim, sen ver şu telefonunu bana, ellerini serbest bırak abi, yukarı doğru kaldırıp indirelim de kan deveran yapsın.
- Haayıırrr, öhö öhü ahhggghhıı, telefonummmhh!
- Abi ver bişi olmaz, ceketinin cebine bırakırım ben. Çocuklar koluna girin siz de.
- Adamacağız kriz geldiğini anlamış galiba baksanıza gömleğinin düğmelerini de çözmüş. Çekin pantolonu yukarı.
- Telefonu da elinde, telefonla yardım istemiş olmalı.
- Yoooghhh, telefonummmgghh.
- Sen sakin ol Melih abi, kurtaracağız seni evvelallah. Telefonunu merak etme gelen aramalara ben usulünce cevap veririm. Telefon da açıkmış zaten, "Aşkım" yazıyor ekranda, yengeyi aramış demek. Aloo!
- Aloo sevgilim, gitti mi arkadaşların, atlatabildin mi?
- ......
- Aloo, niye sustun canım? Devam ediyor muyuz? Bak benim de ne geldi aklıma: şimdi ben işyerine geliyormuşum, sen beni kapıda karşılıyormuşsun, beraber asansöre biniyoruzmuşuz veeee...
- Pardon yenge, affedersiniz, ben Suat! Melih abi biraz rahatsız da o yüzden ben baktım telefonuna... Biz Melih abiyi asansöre bindiriyoruz şimdi zaten, ambulans da gelmek üzere merak etmeyin.
- ???!!!
- Ver şu telefonumu hulaaeeynnn, çağırmayın ambulans mambulans, iyiyim ben!!!