Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Eylül '09

 
Kategori
Deneme
 

Uzmanlık uzmanlık alanımdır.

Uzmanlık uzmanlık alanımdır.
 

Bir süredir, kendimi yaşamdan kopuk hissediyordum. Televizyon izlemiyordum. Gazete okumuyordum. Dünyayı kurtarma geyiklerine ve/veya 'akşamın yorumu' panellerine de ilgi göstermiyordum. İyi bir münzevi olamadığım için olsa gerek, yaşamın bulanık sularında tekrar hareket etmeye başladım. Ülkemizde iyi haber almak çok az kişiye mahsus. Önce şehit haberleriyle sarsıldım.. O gencecik insanların aileleriyle empati kurabilmek ne kadar zor. Ölümün soğuk yüzünü çok yakından tanıdığım için ne kadar zor olduğunu biliyorum. Allah sabır versin..

Avrupa'nın kültür başkentinde yaşananlarsa bir başka acı salıyor insanın yüreğine.Hayır, niyetim acı tüccarlığı yapmak değil. Ülkemizde nice acılar yaşandığını herkes biliyor zaten. Taş olsa çatlar derler ya eskiler, insan dayanıyor işte. Yaşamını yitiren herkese rahmet, ailelerine sabır diliyorum. Tüm bunlara rağmen hayat öyle veya böyle -çok büyük acılar içindeki insanlarımız için de- devam ediyor. Bundan böyle de devam edecek. Yaşam çok karmaşık olaylar bütünü. Algılamaya çalışmaktan öteye geçmek, en azından benim için zor.
Tüm bu yaşananlar elbette sokakta farklı şekillerde yankılanıyor. İşyerlerinde, kahvelerde, 'cafe' lerde, insanın var olduğu hemen her mekanda konuşuluyor. Yurdum insanı hemen her konuda uzman olduğundan, binlerce otorite görüşü dinlemek mümkün. Sanırım sel ve şehitler, milli maç hakkında ahkam kesilmesine az da olsa engel oldu.

Ben 'uzman' ları iyi tanırım. Hemen her konuda bir makale döktürecek kadar donanımları vardır. Gerçi uzman sayımızın, özellikle futbol ve siyaset alanında rekor seviyede olduğu düşünülse de, buzdağının görünen kısmı bizi yanıltıyor. Bizde her konuda uzman olma meselesi Nasreddin hoca fıkrasına benzer. Öyle ki 'Benim uzmanlığım seninkini döver' atakları, çoğu zaman 'sahi biz neyi konuşuyorduk' dumurları yaşatıyor bize. Bilirsiniz, Nasreddin Hoca'nın çocukluğunda yaşanır. Köyün çocukları hamama giderler. Hoca'yı altetmek için hepsi birer yumurta götürürler. Hamamda tavuk taklidiyle yumurtaları ortaya çıkarırlar. Hoca bunun üzerine göbektaşına çıkar ve horoz gibi ötmeye başlar. Bu kadar tavuğun olduğu yerde bir horoza ihtiyaç olduğunu söyler..Bizde uzmanlık genelde hep böyle seyreder.

Uzman her konunun uzmanıdır. Edebiyat, felsefe, siyaset, spor hiç farketmez. Hemen her konuda ahkam kesmek uzmanın vazgeçilmez tutkusudur. Sen ney mişsin be abi dedirtene kadar da konuşur. Yine sıkıntılı ve acılı olaylar yaşadığımız bu günlerde de uzmanlar huşu ile görevlerini yapıyor.

Bir de yazan uzmanlar var. Sizin adınıza konuşan, karar veren ve yazan tipleri var. Bir de sırça köşk uzmanları var. Yapılan hiçbir şeyden tatmin olmayan, avamı beğenmeyen ama kendi soyluluk nişanesi nedir onu da açıklayamayan uzmanlar. Milli mesele haline getirilen her savın arkasında onlar vardır. Öylesine kaptırmış giderler ki gündem onların tekelindedir. Onlar belirler, onlar değiştirirler.

Sen neymişsin be abi! Hayır, hayır! Bu şarkıyı da onlar söyler. Beğenmemek asli şiarlarıdır.

İşte böyle arkadaşlar. Hemen her yerde bunca uzmanla karşılaşmak -Hoca misali-; bunca uzmanın olduğu yerde birde uzman uzmanı olmalı değil mi? Şimdilik uzman uzmanıyım. Fakat acaip hırs yaptım. Bu hırs ve azimle uzman profesörü olmaya da adayım. Siz bir de o zaman görün neler döktüreceğimi..

Esen kalın, hoş kalın.

 
Toplam blog
: 39
: 401
Kayıt tarihi
: 29.04.09
 
 

Sıradan bir özel eğitimciyim, özel bir rehabilitasyon merkezinde çalışıyorum.. ..