Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '07

 
Kategori
İnsan Kaynakları
 

Üzüm yemek mi? Bağcıyı dövmek mi?

Üzüm yemek mi? Bağcıyı dövmek mi?
 

Birkaç gün önce televizyon haberlerinde bir sendikanın yanlarına bazı öğretmen adaylarını da alarak, öğretmen adaylarının işe alınmamalarını protesto eden bir haberini izledim. Doğrusunu isterseniz bana göre oldukça düşündürücü ve provaktif bir eylemdi bu. Çünkü, bu güne kadar maalesef öğretmenler hep birileri tarafından kullanılmıştır. Neymiş efendim 94 puan almış, atanması yapılmamış, atanması yapılacakmış. Peki MEB mecbur mu her öğretmen adayını işe almaya? Bu durumda değil. Onların da çalışabileceği yerler var. Ama eğer bakanlık tarafından burslu ya da zorunlu hizmet karşılığı okutulduysa Bakanlık onların atamalarını yapıyor zaten.

Burada çarpık bir durum var aslında; ben MEB tarafında okutulmuş ve mezun olduğunun ertesi günü atanmış bir öğretmenim. O zamanlarda Eğitim Enstitüleri ve Yüksek Öğretmen Okulları MEB elinde idi ve bakanlık ihtiyacı kadar öğrenci alır ve yetiştirir, kimse açıkta kalmazdı. Ama şimdi böyle değil, yetiştiren başkası, işe almasını istediğiniz başkası. Çarpıklık burada bence.

İkiyüzbinden fazla boşta gezen öğretmen adayı varmış, atanma bekleyen. Evet, çok yazık bir gencin üniversiteyi bitirdikten sonra boşta kalması, bunun kadar acı verici bir şey olduğunu düşünemiyorum ben. Türkiye’nin öğretmen ihtiyacı bana göre en az boşta gezenler kadar vardır tahminim. Çünkü şu anda birçok okulda sınıflar kalabalık ve bu sınıflar ikiye üçe bölündüğünde bu sayıyı istihdam etmeye yeter.

Ancak şunu belirtmek istiyorum öncelikle; maalesef YÖk plansız programsız eğitim fakültesi açıyor ve binlerce gencin bu okullardan eğitim alıp mezun olmasını sağlıyor. Bu ülkenin kaç yılda ne kadar öğretmene ihtiyacı olacağı DPT tarafından her yıl belirlenmektedir, neden ihtiyaçtan fazlası bu okullarda yetiştirilir, neden? Üstelik kalite de düşüyor, yani kaliteli öğretmen de yetiştirilemiyor, eskisi gibi. Gerçekten de bozuluyor kalite. Yapılamaz mı bu işin planı programı sayın YÖk yetkilileri tarafından.

Ben şahsen kasıt arıyorum bunda, çünkü herhangi bir işkolunda ihtiyaç duyulan eleman sayısı çok, talep de az ise o elemanın değeri düşer, yani eleman enflasyonu olur. Aşırı mezun veriliyor, istihdam edilemiyor ve yetiştirilen bu gençler bir takım kuruluşlarca ve özellikle de dershanelerce sömürülüyor. Aylık 150-200 ytl ye öğretmen çalıştırıyor dersaneler. Yazık değil mi bu insanlara, yazık değil mi onca harcanan emeğe ve masrafa?

Sayın sendikaların bunlarla uğraşmasını beklerim ben bir öğretmen olarak. Sayın sendika yetkililerinin yukarıda adı geçen kurumlardaki öğretmenlerin durumlarıyla ve haklarıyla ilgilenmelerini beklerdim ve bekliyorum, onların örgütlenmelerinin sağlamalarını bekliyorum, onların sorunlarıyla yakından ilgilenmelerini bekliyorum sözde sendikacılardan. Eğer gerçekten eğitimle ilgileniyorlarsa, gerçekten öğretmenlerin haklarıyla ve sorunlarıyla ilgileniyorlarsa. Kulak versinler binlerce çalışanın ve ezilen <ı>(maalesef köle öğretmenler diyorum ben, dershanede çalışan binlerce öğretmene, çünkü hayatları ve gelecekleri patronlarının iki dudağı arasında) öğretmenin sesine. Siz bakmayın vitrinde olup da yüksek ücret alanlara, onlar devede kulak. Derine inin biraz, arka plana bakın.

Meydanlara ve televizyonlar önüne çıkıp ta hükümete, Milli Eğitim Bakanlığının çatmak, onları eleştirmek işin en kolay yolu. Efendim sesimizi duyuruyoruz!!???? Hadi canı oradan, asıl sesi duyulacakların ağızları kapanıyor. Onların sesini duyurun önce.

82 Anayasasını Sosyal ve Ekonomik Hak ve Ödevler bölümünün sonundaki maddede şöyle bir hüküm vardır; devlet bu hakları ve ödevleri elindeki imkânlar ölçüsünde yerine getirmeye çalışır der. Oysa yerine getirmelidir, şeklinde âmir hüküm olmalı ki yukarıda sözünü ettiğimiz işe alma olayı gerçekleşsin ve o yürüyüş yapılsın. O zaman MEB her mezun olan öğretmen adayına iş bulmak durumunda kalsın. Sayın sendika yetkilileri bilmiyorlar mı bu maddeleri.

Dedim ya amaç ÜZÜM YEMEK DEĞİL, BAĞCIYI DÖVMEK, onun için bu olaya ben provakatif bir olay diyorum.

 
Toplam blog
: 22
: 3684
Kayıt tarihi
: 23.04.07
 
 

Emekli öğretmenim. Kütahya ili Tavşanlı ilçesinde yaşıyorum. Hayatı ve insanları seviyorum. İnsanlar..