Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '07

 
Kategori
Eğitim
 

Üzümlere ala düşünce

Üzümlere ala düşünce
 

Hepimizin hayatımızda iz bırakan asla unutmam dediğimiz kişi mutlaka vardır. Geçtiğimiz günlerde gazetede “ kız çocuklarının okullaşmasına destek kampanyası” ile ilgili yazıyı okuyunca rahmetli dedem geldi aklıma. Dedem 1995 yılının mart ayında 97 yaşına vefat etti. Annemler iki kız kardeşler. Çok acı çekmiş dedem zamanında , hiç gün görmemiş ve hayatını toprakta çalışmakla geçirmiş.Toprakla verdiği mücadeleyi anlamak için dedemin ellerine ve ayaklarına bakmak yeterliydi. El tırnakları ve ayak tırnakları siyah, iyice körelmiş ve kalınlaşmış; geçen yılların her biri birer çizgi olup sanki yüzüne kazınmıştı. Her gün kur’an-ı kerim okur, çok az konuşurdu dedem. Başından geçen bir olayı anlatmıştı uzun yıllar önce bana. Gençlik yıllarında köyünde, kerpişten , önünde terası bulunan iki odalı , topraktan yapılmış bir köy evi, odaların üzüm bağına bakan iki küçük penceresi olan bir köy evi. Köy evinde ustalığını kendisi yaparken, elinde çantası ve evrakları olan bir devlet memuru gelmiş yanına”kolay gelsin Osman amca , evin üzüm bağlarının arasına çok yakışmış. Evinde uzun yıllar yaşamak nasip olsun. Bir söz vardır amca , dünyada ev-ahirette iman – el içinde de oğul lazım insan oğluna “ demiş. Gerekli kayıtları yapıp yanından ayrılmış. Dedem bana bu sözleri 20-25 yıl önce söylemişti. Belki de yaşam boyu gördüklerini bir cümle ile bana böyle mi ifade etmek istemişti. Çünkü ninemin felç olmasıyla birlikte, üzüm bağındaki evini terk etmek zorunda kalmış, kızlarının yanında rahat edememiş, hep aklı üzüm bağlarında kalmıştı. Zaman zaman köyüne, bağına, bahçesine gitmişti. Bir ömür vererek yetiştirdiği üzüm bağlarını çaresizlikten, gözüm görmesin diyerek yıktırmıştı. Maalesef artık gücü yetmiyordu. Onlar benim çocuklarım gibi demişti. Kerpiçten, iki odalı toprak evin pencerelerinden bakınca sadece yaşlı bir armut ağacı gözüküyordu. Belki de benim her yıl üzümlere ala düşünce hüzünlenmem bu yüzdendir.

Tarlada çalışmak, toprağın sürülmesi, hasat ve bezeri etkinlikler, kaba kuvvet gerektirdiği için , erkeklerde kadınlardan daha güçlü olduklarından, köylük yerde erkek evlatlar daha çok işe yarıyormuş. İki kızı olan dedem, belki de toprağı bu yüzden fazla kazımıştı. Dedemin iki kız torunu var. İkimize de “okuyun” az da olsa, elinize ekmeğinizi alın, dünyanın bin bir türlü hali var demişti. Benimde iki kızım var. Genlerim dedeme çekmiş sanırım. Kızlarımın okumaları için her türlü fedakarlığa hazırım. İyi ki de doğmuşlar onları çok seviyorum.

Devlet istatistik Enstitüsü verilerine göre okuma-yazma bilmeyen kadın sayısı hala yüksek. Eğitimin ilk aşamasını ve en önemli temel yapısını anneler gerçekleştirmektedir. Bu yönüyle yarınların anneleri kızlarımızın eğitilmesi gerekmektedir. Maalesef hala geleneklerimiz ve ön yargılar evliliği kadınlarımıza güven, saygınlık ve mutluluk getirebilecek tek kurum olarak göstermek suretiyle kızlarımızı, hayatta koca bulmayı tek amaç bilmeye itmektedir. Günümüz artık teknoloji çağı ve her çok şey değişti. Aydınlık yarınların kaba kuvvetle değil, eğitimli ve bilgili nesillerin yetiştirilmesine bağlı olduğunu unutmayalım. Hiç bir şey 20-25 yıl önceki gibi değil. Dünyanın bin bir türlü hali olduğunu hiç hatırımızdan çıkarmadan, mutlaka bir meslek sahibi olsun kızlarımız. İlle de üniversite okumak zorunda değiller. El sanatları alnında kabiliyetleri varsa, aileler ona yöneltebilirler. Bilgisayar veya yabancı dil kurslarına katılabilirler. Kısacası ille de kendilerini geliştirip bir gün ihtiyaç duyarsam diye kendilerine inanmaları gerekiyor. Ancak bu yolla toplum içinde saygısını, evlendikten sonra da aile içinde demokratik bir aile yapısını koruyabilirler. Çocuklarımız en değerli varlıklarımız ve geleceğe bıraktığımız temsilcilerimizdir.

“ Kızlarını okutmayan milletler, oğullarının hüsranına ağlar.”

“ Bir adam yetiştir, bir kişi yetiştirmiş olursun; bir kadın yetiştir, bir aile yetiştirmiş olursun.”

resim: ailem.zaman.com.tr

 
Toplam blog
: 15
: 826
Kayıt tarihi
: 14.06.07
 
 

Ölüdeniz'de yaşıyorum. Denemelerimi Milliyet blog kanalıyla geliştirmek istiyorum. Yazmak kendini if..