- Kategori
- İlişkiler
- Okunma Sayısı
- 817
Uzun saçlı adama notlar-1

Adını biliyordum. Çok iyi gitar çaldığını, iyi şarkı söylediğini, flamenkoya aşık olduğunu bildiğim gibi...Uzun saçlıydı ve benim onu tanıdığım gün gitar çalıp Doğan Canku’dan Sonsuza Dek’i söylüyordu...
Adını biliyordum. Yüzünün o en tanıdık, en yalın haliydi benim ona karşı olan savunmasızlığım, karşı koyamayışım...O kocaman bedeninde küçücük bir çocuk yüreği taşıyordu. Uzun saçlıydı ve benim onu sevdiğimi anladığım gün gitar çalıp Doğan Canku’dan Sonsuza Dek’i söylüyordu...
Adını biliyordum. Ama adına yazdığım öyküler yoktu, şiirlerde...yaşanmışlık sayılabilecek ne varsa, bölük pörçük ama an ve an, küçücük gerçeklikler vardı elimde sadece. Bir de gerçekliklerin yetmediği zamanlarda ona dair kurduğum düşler...Uzun saçlıydı ve benim onu düşlerime ortak ettiğim gün gitar çalıp Doğan Canku’dan Sonsuza Dek’i söylüyordu...
Adını biliyordum. Adıma dair duyduğu çelişkileri, bana “nereden girdin hayatıma” diye sorarken yaşadığı o kararlı kararsızlığı, bana “ben” olduğum için dokunan ellerinin taşıdığı o hüzünlü pişmanlığı...Uzun saçlıydı ve benim onun başka düşlerin ortağı olduğunu öğrendiğim gün gitar çalıp Doğan Canku’dan Sonsuza Dek’i söylüyordu.
Adını biliyordum. Ama mektubun sonuna yazmadım. “Eğer bir gün bu şehre dönecek olursan aynı çocuk yürekle, yüzünün aynı tanıdık ve yalın haliyle, ve bana “ben” olduğum için dokunan ellerinle, ve eğer ben hala bu şehirde ve yaşıyor olursam hayata dair kurduğum bir yığın mavi düşle, yine birbirimizin düşlerinden çalar mıyız dersin?” diye bitirdim mektubu. Ve sahneden iner inmez gözlerinin beni arayacağında emin bakacağı ilk yere bıraktım. Uzun saçlıydı ve benim onu orada, o dört duvar arasında, ortağı olduğu düşlerin içinde, ait olduğu yaşamın kıyısında, var olduğu ve olacağı her yerde ama benden bir parçayla bıraktığım gün, o hala gitar çalıp Doğan Canku’dan Sonsuza Dek’i söylüyordu. Bense onu hala seviyordum.
Elbet birgün yollar çaresizce tükenip son bulacak
Zaman işte yeniden başlamış olacak
İnanırım kalbim onunla sonsuza dek yaşayacak
Kaybolup gidecek maziyle birlikte...
Resim: Salvador Dali
*** "Anadolu'da bir kızım var, öğretmen olacak" projesi için;
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=45243
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

yarum baslıgı tesadüf dedim evet ve hatta ilginç,yazınızı bir kez okudum,sayfanızda geçen sure galiba 30 dakika falan oldu.....neyse sevgi ile kalın......
griadam 28.04.2007 22:10- Cevap :
- tekrar beklerim efendim :)) sevgi ve saygılar... 30.04.2007 9:07
Tüm dünyayı değiştirmeye talipler mi ,bizim zamanımızdaki gibi ? Eğer öyleyse , helal olsun " Yarasa Kadın"ın tüm düşleri,bu uzun saçlı adama....
Neşe İleri 20.04.2007 15:57- Cevap :
- öyle midir acaba ben de bilmiyorum ki...:) 20.04.2007 16:56
Boşver... Yaşanmasaydı eğer daha mı güzel olacaktı herşey?
- Cevap :
- yaşandı ki bunlar yazılabildi zaten :)) sevgiler... 17.04.2007 12:50
Benim de saçım uzundu...Yetmişlerin başında...İspanyol paça (32 Cm.) pantolon ve bol yakalı, vücuda yapışan gömlekler giyerdik biz. "Yeyeci" derlerdi bize...Belki şaşıracaksınız ama o otoriter babam bile ses etmezdi... Deniz, Mahir, Ulaş ağabeyler gönderdi bizi berber koltuklarına. Şu sıralar kırlaştı saçlarım...Tepeden dökülmeler de var...Vakti zamanında kızların yüreğini hop ettirirdik yani...Uzun ve dalgalı saçlarımızla... Bir başkaydı eskiden...Sular içerdik testiden...Kuşlar konardı telgrafın tellerine...Biliyor musunuz kimdir bu şair? Çaylar demliydi, teşekkür ederim. Sizi de beklerim. Saygılarımla.
Ümit Culduz 14.04.2007 4:21- Cevap :
- ben uğruyorum zaten sık sık merak etmeyin :)) sevgi ve saygılar... 16.04.2007 15:58