Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ağustos '10

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Uzun süren evliliklerde, erkekler eşlerinden önce ölmelidirler....

Uzun süren evliliklerde, erkekler eşlerinden önce ölmelidirler....
 

http://www.potensan.com/sex_pill.shtml


Kimin ne zaman öleceğini ancak Allah bilir. Ancak bir gerçek var ki, ilerlemiş yaşlarda eşlerini kaybeden çiftlerden erkekler, kadınlara göre çok daha fazla etkileniyorlar. Sık sık aklımıza gelmeyen, fakat kaçınılmaz bir son olan ölüm kapıyı çaldığında, bu ölenden çok geride kalanları etkiliyor. Amansız hastalıklara yakalanan kişiler için ölüm bir kurtuluş olurken, geride kalan hele erkek ve bakıma muhtaç yaşlı biriyse o zaman o kişiler için hayat bir azap oluyor.

Bana yukarıdaki yorumu yaptıran nedenler ise yakın zamanda çevremde tanık olduğum olaylardır. İlk bakışta insanların çocuklarının olması, ebeveynlerin yaşlılık zamanlarında çocukları tarafından bakımlarının üstleneceğini akla getirse de gerçek hiç de öyle değildir. Belki yanlız kalan kadın, çocuklarının evine yerleştiğinde, çocuk bakımı, yemek yapma gibi işlerle kızı veya gelinine yardımcı oluyorsa da, erkekler için aynı durum geçerli değildir. Yaşlı adam evde bir fazlalık gibi görünür. Böyle durumlarda kendisine kalacak emekli maaşı hatırına o kişiyle evlenecek kişiler bulunabilir. Evlenme programlarında evlenmek için çıkan yaşlı erkeklerin hali aslında perişandır.

Ancak kişinin hali vakti yerindeyse, kendisine bir bakıcı tutarak bundan sonraki hayatını kimseye yük olmadan geçirebilir. 80 li yaşlarda çok zengin bir ihtiyar tanıyorum. Otuzlu yaşlarda bir Moldovya'lı bakıcı tutmuştu. Bana hayatının en mutlu anlarını yaşadığını anlatıyordu.:)) Ben bunun bir istisna olduğunu düşünüyorum. Bunun dışında ellili yaşlarda eşini kaybeden bir adam ise eşi ölünce, hayata küsmüştü. Çocukları olmasına rağmen çocuklarının yanına gitmediği gibi, oturduğu evi kiraya vererek, ayrı bir stüdyo daire tutmuş, her tarafa da eşinin fotoğraflarını koyarak, o fotoğraflara bakıp bakıp ağladığını anlatıyordu. Kayınvalidesi kendisine ikinci kere evlenmesi gerektiğini söylediğinde ise "Bunu duymamış olayım, yoksa sizinle de bir daha hiç görüşmem" şeklinde cevap verdiğini söylüyordu . Ben de bu nedenle evli çiftleri ölüm ayırsa bile bazı aşkların ölümden sonra bile devam edebileceğini öğrendim.

Buna karşılık eşlerini kaybeden kadınlar belli bir zaman sonra hayatlarına normal bir şekilde devam edebiliyorlar. Kendisi gibi dul arkadaşlarıyla seyahate çıkıp, eğer yoğun bir hastalık döneminden sonra eşi öldüyse, kendilerini bir dönem sonra bir rahatlama içinde hissediyorlar. Tanıdığım yaşlı bir karı koca geçtiğimiz yıllarda zamanlarını hep birlikte geçirirler, yaşlılıkları sıhhatlerini olumsuz etkilese bile, mümkün olduğu kadar yürüyüş yapmaya gayret ederlerdi. Kadın kocasını bu yıl kaybetti. Kocasının 10 yıldır kanser olduğunu ancak, bunu kendisine söylemediklerini, çünkü kocasının ailesinde kanserin genetik olduğu, annesini ve babasını kanserden kaybeden kocasının "Eğer ben kanser olursan intihar ederim." dediğini anlatıyordu. Bunca yıl hastalığını kocasına belli etmemeye çalışan kadın, her zaman yorgun ve bitkin görünürdü. Ancak bu yıl kocasını kaybettikten sonra kadını tanıyamadım. O yorgun ve bitkin kadın gitmiş, yerine dinç, hatta o yaşta denize bile giren bir kadın gelmişti. Bundan da şu sonucu çıkardım. Demek ki kadınlar, ölüm acısına erkeklerden çok daha fazla dayanabiliyorlar. Şimdi bir bakıcı kızla birlikte yaşamlarını sürdürüyorlar.

Bir erkek, eğer yoksul ve kimsesizse, o zaman gidebileceği tek yer darülaceze gibi düşkünler yurdu oluyor. Tabi bundan sonraki hayatı ise bakıcıların merhametine kalmış.oluyor.

Onun için erkeklere yapılacak tek tavsiye eşlerinin kıymetlerini bilmeleridir. Çocuklarına ise hiç güvenmesinler. Çünkü hiç kimse insana eşi gibi bakamaz.

 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..