Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mayıs '16

 
Kategori
Ruh Sağlığı
 

Üzüntü İnsan sağlığını etkiler

Üzüntü İnsan sağlığını etkiler
 

Üzüntü kelime anlamı olarak  “olması istenilmeyen olaylardan doğan ruh tedirginliği, teessür.” diye geçmektedir kaynaklarda.

Kişiye göre üzüntü algısı ve süresi değişkenlik göstermektedir. Kimi insanda kaybedilen kıymetsiz bir mal üzüntü doğururken, kimisinde geçmişte yaşadığı kötü bir hadiseyi hatırlamak bile üzüntü sebebi olabilir. Üzüntünün insan da alacağı durumu yine kişinin üzüntüye ne kadar tepki verdiğine bağlıdır. Kısa üzüntü ve kederleri atlatamayanların depresyona girdikleri tespit edilmiştir.

Üzüntü belirtisi, şahsiyetlerin farklılığına göre değişik derecelerde açığa çıkmaktadır. Sık üzülen insanlar; kimseyi incitmeyen, herkesi hoşnut etmeye çalışan, iyiliksever, aşırı duyarlı, titiz, mesuliyet duygusu güçlü, yakınlarına aşırı bağımlı olan, mükemmeli arayan, izzet ve şereflerine düşkün, öfke duygularını dışarı vermeyen, umumiyetle çabuk etkilenen kişiler olarak görülür. İnsanda üzüntü uyarıcısının meydana çıkışı, yukarıdaki özelliklerin bulunuş sayısına bağlıdır. Hayatta ağır yükleri taşıyan bu kişiler, beklentilerinde aksama olduğu zaman kendilerini ezik hissederler. Yapısındaki titizlik ve mesuliyet şuuruyla üzüntü uyarıcı tesir reaksiyona girerek, hassas olan reseptörleri uyarır ve neticede üzüntü meydana gelir. Uyarıcı reseptörlerin sayısı, fizyolojik yaratılışa; hassaslığı ise, yetişmeye bağlıdır. Reseptörlerin hassaslığını oluşturan faktörler; aile, okul, arkadaş ve çevredir. Dış tesirler ve eğitim kişide bir şahsiyet oluşumunu sağlar. (1)

Öğrenciler üzerinde yapılan incelemede 100 üzerinden 60 puan alan iki öğrenci üzerinde yapılan bir gözlemde, bu durum birinde (alışkan olarak bilinen) üzüntüye sebep olurken, diğer öğrencide (tembel olarak bilinen) aşırı sevince sebep olmaktadır. (2)

Üzüntü halinin hamilelik durumlarında da Özellikle hamileliğin 8’inci haftasından itibaren bebekte hafıza ve dokunma hissi oluşmaya başladığından ,anne adayı strese girdiğinde, mutsuz olduğunda kortizon adrenalin salgılar, bu da plasentadan bebeğe geçmektedir. Bu duygu durumu anne adayının hamileliği süresince bütün düzenini ve hayata bakışını belirler, anne adayının psikolojisinde ortaya çıkan değişimler bebeğin de sağlığını ve gelişimini de etkilediği tespit edilmiştir.(3)

Hassas kişiliğe sahip insanların, üzüntü halinde baş ve mide ağrıları çektikleri, sosyal hayattan uzaklaştıkları, kendilerini yalnızlığa ittikleri izlenmiştir.

Üzüntü, keder ve depresyon sonucu; hücrelerde proteinlerin yıkılması, kan şekerinin yükselmesi, kan yağlarının artması, vücut savunma hücrelerinin azalması, kalp üzerindeki menfi tesirleri; beynin önemli merkezlerinden limbik, paralimbik, talamus vb. bölgelerinde görülen aktivasyon tesirleri, tiroid hormon seviyesinin yükselmesi üzüntünün insan sağlığı üzerindeki tesirlerinin ne kadar geniş olduğunu ortaya koymaktadır. (4)

Yine üzüntü, stres durumları insandaki yararlı hücreleri etkileyerek bağışıklık sistemini bozmaktadır. Bağışıklık sistemi bozulduğunda insan daha sık üst solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanır. Kansere kadar giden bir tablo oluşturur. Stres ve üzüntü bağışıklık hücrelerini baskı yapar. Kanser hücrelerini öldüren katil hücrelerini bulunmaktadır bağışıklık sisteminde. Üzüntü ve strese maruz kalma sonucunda bunlar baskı altında kalıyor ve yenileri yapılamayarak sayıları azalıyor. Bu durumda vücut hastalığa açık hale gelebiliyor.(5)

Üzüntü halinin hassas kişilik yapısında kalp hastalıklarının 3 misli fazla olduğu, kalp krizinden ölümün 5 misli fazla olduğu bilinmektedir. Ohio State Üniversitesinde yürütülmüş bir çalışma "Homecysteine" adlı aminoasidin stresli kişilerde arttığını gösteriyor. Bu amino asit kalp hastalıkları riskini artıran bir maddedir. Finlandiya'dan Dr.Thomas Kamarck 'da zihinsel stresin kan damarı lezyonlarını ve damar sertliğini artırdığını, kan kolesterol yüksekliği ile stresin ilişkisini doğrular araştırmalar yayınlamıştır (6)

Bu sayılan hastalıkların yanı sıra üzüntünün, saç dökülmesi, cildin yaşlanması, çatlaması, esnekliğin kaybetmesi gibi fiziksel sorunlarda yol açtığı gözlenmiştir.(7)

Doktorların ilaçlardan sonra tavsiye olarak üzüntü veren durumlardan kaçınmaları gerektiğini hastalarına özellikle ilettikleri bilinmektedir.(8)

 

Kaynakça:

1.       Öztürk, Prof. Dr, Orhan M.; Ruh Sağlığı ve Bozuklukları, H. Ü. Tıp Fakültesi, 6. Basım, Ankara, 1995,

2.       Sızıntı Dergisi- Dr. Arslan MAYDA Psikoloji - Ocak 1998

3.       Medikal Akademi.com-Hamilelik Bilgileri

4.       Sızıntı Dergisi- Dr. Arslan MAYDA Psikoloji - Ocak 1998

5.       Radikal Gazetesi

6.       E-Psikiyatri Prf.Dr. Nevzat Tarhan 04.01.2013

7.       Milliyet Blog-Mert Aslanoğlu 11.06.2015

8.       Milliyet Blog-Mert Aslanoğlu 11.06.2015

 

Ahu Öztürk 2016/Şubat

 
Toplam blog
: 20
: 596
Kayıt tarihi
: 24.11.15
 
 

Sanki uzun bir yolculuktayım, cam kenarı yerim, geçerken bir dağ kenarından Ferhat'ı gördüm yorgu..