Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Kasım '10

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Vadesiz ve/ya eksi faizli tahviller

Kapitalizmin küllerinden yeniden doğan bir canavar olduğu yönündeki şehir efsanesi şunu imler: Bir biçimde kapitalizm hep süregeldi, süregeliyor ve süregidecek.

1990’larda reel sosyalizmin kapitalizm tarafından gayrınizami 9 hareketle birden durdurulmasından sonra, kapitalizmin ebedi galibiyetini ilan edenler de çok oldu: Bu da bir şehir efsanesi.

İnsansal her sistemin belli bir ömrü vardır ama gelecekbilim bunu kerrat cetveli kesinliğinde söylemez, söyleyemez değil, söylemeye kalkışmaz.

Bir sistemin sonunun geldiğinin belirtileri, yani sonun başlangıcı, o sistemi eskiden en güçlü kılan faktörlerin, artık o sistemi yıkmaya başlamasıyla başlar.

Örneğin, tarihteki dünyanın en güçlü devletlerinin tamamı askeri başarılar sayesinde o noktaya gelmiştir ama şimdilerde ABD’nin başına gelmekte olduğu üzere, askeri harcamalar devletin ödenebilir borcunun çok üzerinde bir eksi ekonomik birikim yaratır. Ondan sonra hangi noktada o devletin biteceği başka etkenlerle de belirlenir. Örneğin, 1877-1919 arasında sürekli savaşan ve öylece de biten Osmanlı İmparatorluğu, eğer 1. Dünya Savaşı’na girmeseydi, biraz daha uzun sürebilecekti.

Kapitalizmin en güçlü faktörleri finans ve borsa alanlarıdır. Para, yatırım, ticaret ve faiz kapitalizmden de önce vardı ve ondan sonra da var olmayı sürdürecek.

Kapitalizmin neo-liberalizm sayılan 1980-2010 arasında tarihte ilk defa sanal sektör reel sektörü toplamda geçmiştir. Bugün dünya borsalarında günlük el değiştiren para, reel sektördekinin katları, hatta üsleridir.

Ancak, reel sektördeki gayrımenkul açmazının yarattığı 2007 krizi kapitalistlere ders olmadı. Piyasalara vadesiz ve/ya eksi faizli tahviller sürülmeye başlandı.

Bu ne demek?

Bir: Deniz bitti, eksi geri dönen yatırım, demek. Ya da bir noktadan sonra işinizi büyütemezsiniz, küçültürsünüz demek.

İki: Vadesiz borç olmaz, demek. Oysa, hem vadesiz, hem de 100 yıl vadeli gibi tahviller piyasaya sürüldü. Anımsayalım: Cumhuriyet osmanlı borçlarının tamamını ödemedi, belli bir oranını ödedi, yani borç verenler zararlı çıktı. Şerh: Meksika’nın piyasaya sürdüğü 100 yıl vadeli yıllık sabit % 6 faizli tahviller şunu imliyor: 17 sonra anaparanızı kurtaracaksınız, sonra ne alırsanız kardır; yani Meksika 20 yıldan önce iflas etmeyecek ya da ettirilmeyecek.

Üç: Eksi faiz, (Özal döneminde olduğu gibi) eskiden tasarufu azaltıp tüketimi canlandırmak için kullanılırdı. Ancak bu sefer, FED’in piyasaya sürdüğü 600 milyar dolar tüketime değil, yine borsaya ve diğer sanal yatırım araçlarına gidiyor.

Dört: Kapitalizmin ilkesi sayılan, maalesef marksist tarihçiler tarafından bile yinelenen biçimde, kapitalizmin kesintisiz bir kapital birikimi yarattığı düşüncesi bir yanılsamadır. Şunu görelim: En dayanıklı tüketim malı olan betonarme evlerin ömrü pek pek 30 yıldır ki o süre içinde en az evin alış fiyatının yarısı kadar da masraf yapılmış olması gerekiyor. Diğer bir deyişle: Tarihte sürekli ve ekonomik olarak baki kalan tek şey, altın türü değerli metallerdir. Bugüne dek çıkarılmış olan altının limit tamamı hala halihazırda mevcuttur. Şerh: M.Ö. 1500’de 1 birim demir 7 birim altın edermiş, şimdi ise 420 birim demir 1 birim altın ediyor. Diğer bir deyişle: Uzun vadede hiçbir garantili yatırım aracı yoktur.

Beş: Uzun vadede hiçbir garantili yatırım aracı yoktur. İşte, kapitalizmin özü budur. Dünyanın en zenginleri listesi her 10 yılda bir üçte birini yeniler.

Altı: Tüm bu koşullar, bu metnin yazılma nedeni de olan, tarihte ilk kez gözlenen bir koşullar bütününü yaratmakta. Sistem tam da kendini sonul maksimum bütünlüğe erdirdiğini sanarken, kendini kendi elleriyle parçalamaktadır. Bunun benzeri durumlar tarihte daha önce gözlendi ama burada bir fark var: Dünya yıllık gayrısafi üretiminin belki yarısı boş küme. Ya da: Türkiye gibi özel koşullardaki yerlerde, tüketim malzemeleri arz-talep dengesindeki reel fiyatının 3 katına satılmakta. 3. Dünya kapitalizm oyununa koşa koşa girdi ama barbarlar dönektir, oyundan koşa koşa çıkmaya başlayacaklar. Yapacakları şey, daha önceleri yaptıkları gibi, gidip uygarları yağmalamak olacak; İstanbul’un Anadolu halkı tarafından 27 yıldır yağmalansı gibi. Bu duruda nizami ekonomi kalmayacak.

Sonuç: Kapitalizm istihdam, insanca çalışma koşulları gibi, 100 yılda taviz niyetine verdiği ortaya çıkan fazlalıkları geri almaya başladı. Bir de üstüne, yandaşlarına bu emekçilerden aldıklarını ulufe diye dağıtıyor. Adı artık proleterya olmayacak olan Dünya’nın 2 milyarlık ezilenlerinin kaybedecek zincirleri bile kalmadı.

O nedenle kriz ve devrim: 2029-2068 arası gibi.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..