Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mayıs '16

 
Kategori
Anılar
 

Vadilerden tepelere giden şikâyet

Vadilerden tepelere giden şikâyet
 

Görsel alıntı


Devlet tayin ettiği görevlilerin huzurlu ve verimli çalışmalarını, mutluluğunu, çocuklarının geleceğini, özlemi ve aile birliğini nazara almaz.

Çalışan eşlerden birini Karsta görevlendirirken, diğerini Edirne’de görevlendirir.

Bunun nedenini de ev taşıma giderini, yolluğu ve kadro yokluğunu sebep gösterirler.

Hal bu ki birçok yerlerde bir kişinin ifa edeceği görevi 10 kişi ifa ediyor ve gereksiz kadro şişkinliği hızla devam ediyor.

Neyse biz anımıza gelelim.    

Savcı Nuri Tekin ülkemizin birkaç İl ve İlçelerinde görev yaptıktan sonra Mersin Cumhuriyet Savcısı olarak atanmıştı.

Kendileri avdet ettiklerinde görev bölümü yapılmıştı. Ek görev bölümü ile uhdesine nöbet ve bir hazırlık evrakına bakma görevi verilmişti.

Yeni yılda görev bölümü yapılınca Nuri Tekin’e nasıl olsa eşi İstanbul’da görevli, çocukları orada okuyor, kendisi yalnız kalıyor diye bu kez müracaat savcılığı görevi tevdi edildi.

Adliyelerde müracaat savcılığı hayli zordur. Gerek Emniyet ve gerekse Jandarma birimleri sanki sözleşmiş gibi evrakları mevcutlu zanlılarla birlikte gündüzün saat 15-16 sularında adliyeye intikal ettirirler.

Tek bir savcının onca mevcutlu evraklara bakması, onları dikkatle, özenle incelemesi ve gereğini takdir etmesi saatleri alır.

Birkaç ay sonra Savcı Nuri Tekin müracaat savcılığı görevini benden alınız diye şikâyet etmeye başladı.

Başsavcı Mustafa Canbolat ise Savcı Nuri Tekin’in müracaat savcılığı görevini yılsonuna kadar devam etmesinden yanaydı.  

Bir gün öğleden sonra Nuri Tekin telefonla gel çay içelim dedi. Aslında gaye çay içmek değil uhdesindeki görevin alınmasını konuşacak onu bilerek gittim.

Biz konuyu konuşurken, mevcutlu evraklar geldi. Eskiden örgüte yardım ve yataklık suçunda hayli cezası vardı.

Aynı günlerde de örgüte yardım ve yataklık suçunun işleniş şeklini ve ceza miktarını değiştirmişlerdi. 

Sivil Polis memurları evrakı Nuri Bey’e verdiler Nuri Bey evrak inceledikten sonra zanlıları içeriye getiriniz dedi.

Odaya 7-8 kişi getirildi duvarda sıralandılar ancak bazıları oturmak istiyor, bazıları da işkence gördüklerini, yorgun ve bitkin olduklarını ima ediyorlar.  

Savcı Nuri Tekin Polislere oturun dedi. Suçlulara da sizde çökün duvara yaslanın dedi. 

Çay ocağına telefon açtı benim odama 15 çay getiriniz dedi. Sakın çay söylemeyin diye müdahale edemezsiniz, takdir onun.

Savcı Nuri Tekin zanlılara hitaben “ Yahu nedir sizin bu derdiniz davanız, henüz gençsiniz size yazık oluyor yapmayın bırakın bu işleri” dedi.  

Çaylar geldi polisler ve sırtını duvara dayayıp çökenlerde çaylarını içti.

Cumhuriyet savcısı iddia makamıdır. Suçun vasıf ve mahiyetine göre suçluyu evrak üzerinde de serbest bırakma yetkisine sahiptir.  

Bu evrakta da öyle yaptı “ Suçun vasıf ve mahiyetine, delil durumuna göre sanıklar şimdilik serbest” imzalı not yazısıyla evrakı kaleme havale etti.  

Peki, sonra ne oldu?

Cumhuriyet savcısı Nuri Tekin 20 gün sonra başka yere tayini oldu. Kabahati zanlılara nasihatlerde bulunmaktan öte onları duvar dibine çöktürüp çay ısmarlamaktı.

Savcı Nuri Tekin 1. derecenin son kademesine gelmişti. Atandığı yer tenzili rütbe sayılırdı.

Elbette terör örgütü mensuplarına çay ikram etmek, onları duvar altında oturtmak, Emniyet görevlilerinin hoşuna gitmemişti.

Onlarda üstlerine ” Savcı örgüt mensuplarına çay içirdi ve serbest bıraktı” notlarını götürdüler.

Aşağıdaki vadiler yüksek tepelere not ilettiler, yüksek tepelerde Savcı Nuri Tekin’e al bizden de sana bir tatsız kahve dediler.  

 

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..