Vah Meral Akşener, ah Şevket Kazan

28 Şubat Süreci bir askeri darbedir…Bu konuda bir şüphe dahi yok…

Türkiye’de başarılmış son Darbe olan 28 Şubat yapanların ifadesiyle 1000 yıl sereceği süreceği söylense de şükür ki daha sonraki darbe planları teşebbüs aşamasında kaldı…

2002 yılında güçlü bir siyasi iktidara sahip olmamız ve bu yeni iktidarın liderlerinin dirayetli ve kararlı duruşu sayesinde askeri ve sivil darbe planlayıcıları sadece hayal dünyalarında darbe özlemini gerçekleştirdikleri gibi bir çoğu darbenin rüyasını bile göremez hale geldi…

Milletin desteğini alamayan zihniyet dış destekçilerin kışkırtmasıyla darbe planlamaya, seçilmiş iktidarları bu yolla alt etmeyi hayal edip bu yolda çalışma yapmaya devam ediyorlar ve edeceklerdir….

15 yıl önce darbe yapanların yargılanacağını söylemek gerçekten gerçekleşmeyeceği düşünülen bir hayaldi…

Ankara 5.Ağır Ceza Mahkemesi gerçekleşen son darbeyi yani 28 Şubat darbesini yargılıyor…Geçtiğimiz gün 73. duruşması yapıldı ve o dönemde alaşağı edilen Hükümetin İç İşleri Bakanı Meral Akşener ve Adalet Bakanı Şevket Kazan hem mağdur hem de tanık olarak dinlendi…Mağdur sıfatı taşıyorlar çünkü darbe ile devrilen Hükümetin en önemli bakanlarından birileri..Tanık sıfatı taşıyorlar çünkü biz seyrederken okurken onlar bizzat içindeydiler darbe sürecini an be an bütün unsurlarıyla yaşadılar..

Meral Akşener 28 Şubat’ta DYP den Milletvekili ve İç İşleri Bakanıydı…Şevket Kazan Refah Partisi milletvekili ve Adalet Bakanıydı…O dönemde DYP kapatılmadı ama bir dahahayat bulamayacak biçimde dağıtıldı…Refah partisi kapatıldı…

Meral Akşener şimdi MHP milletvekili ve TBMM Başkanvekili…Şefket Kazan aktif siyasetten uzak..

Bu davada daha önce dinlenen Emekli Korgeneral Çetin Saner Akşener’e yönelik “Yağlı Kazığa Oturturum” sözünü söylediğini kabul etmiş ve bu gün için bu sözünden “Hicap duyuyorum” demişti…

28 Şubat davasında her ikisinin ifadesini hayret ve dehşet içinde okudum….

Demokrasinin kalesi tecelli ettiği yer olan TBMM Başkanvekili Merak Akşener ifadeside Emekli Korgeneral Çetin Saner’in “Yağlı Kazığa Oturturum” sözünün  şahsına değil devletin İçişleri Bakanı’na yapılmış bir tehdit olarak kabul ettiğini belirtti ve “Asıl Türk milleti mağdur oldu, kendimi mağdur saymıyorum. Şikâyetçi değilim.” demiş.

Bakan olduğu dönemde yaşadıklarını anlatan Kazan, Mahkeme Başkanı Fevzi Şıngar'ın, "Şikayetçi misiniz" sorusu üzerine, "Hayatımın en zor kararıdır, bu dosya için şikayetçi olmak. Ben şikayetçi değilim" diye konuştu.

Kazan'ın avukatı bile şikayetçi olmamasına dayanamayıp  Kazan'ın duygusal bir ortamda konuştuğunu belirterek, tekrar şikayetçi olup olmadığının sorulmasını talep etmiş.Mahkeme Başkanı tekrar sormuş, Şevket Kazan “Savcılıkta şikayetçiydim ama ben de insanım bu aşamada şikayetçi değilim” demiş…

Darbe ile iktidardan indirilmiş bu iki Bakanın Mahkemede şikayetçi olmaması sözün bitiği yerdir aslında…

Şimdi bu iki şahıs kendine oy verenleri, kendine inananları aldatmış olmadılar mı?....

Seçim sathında salonlarda meydanlarda atıp tuttukları demokrasi nutukları iki kelimeyle yerle bir ettiklerini, yalanladıklarını, yürek ve cesaretlerinin kaç gram olduğunu kağıttan birere kahraman olduklarını gösterdiklerini anlayabiliyorlar mı?

Milletin oylarıyla milletvekili iktidar olanların bu zihniyet ve hali demokrasimizin neden gelişemediğinin belgesidir.

Milletin süslü laflarına inanıp gözünde büyüttüğü değer verip Bakan başbakan yaptığı bazı siyasetçilerin aslında milletin adamı olmadığını yaşaya gördük görmeye devam ediyoruz…

“Milletin seçtiği hükümeti devirmek darbedir ve benim bakan olup olmaman önemli değil ben bu milletin bir ferdiyim ve darbe yapan kim olursa olsun şikayetçiyim!” deme cesaretini bile gösteremeyecek kadar acz içindeki siyasetçilerin söz sahibi olduğu bir ülke asla onurlu, bağımsız, medeni bir hayat süremez…

Türkiye maalesef uzun yıllardır bu yapıdaki  siyasetçilerle yönetilmiş milletin önüne hep bu tip siyasiler konulmuştur…

Bu iki şahsa ve bunlar gibi siyasileri gördükçe milletin Recep Tayip Erdoğan’ın etrafında kenetlenmesinin sebebini daha iyi anlıyoruz.

27 Nisan Muhtırasında Millet iradesini korumak için dimdik durması  Ak Parti ve Recep Tayip Erdoğan’ın dönüm noktası ve milletin yıllardır özlediği kendi yanında olan siyasetçi tipini görüp gönlünde kalıcı yer etmesinin sebebidir…

Kişisel olarak da siyasi duruşum adına kesin kararımı vermeme sebep olan bu süreçtir..

Türk milleti iyi ki son olarak Meral Akşener, Şevket Kazan örneğinde  gördüğü üzere ilk sıkıştığında milletin yanında kaçıp statükoya sığınan siyasetçi tiplere iktidar yolunu kapatıyor ve milletin adamları ile milletin adamı görünümlü statükonun adamlarını ayırd ediyor..