Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ağustos '10

 
Kategori
Anılar
 

Vahap Dayı ve Hacı Bektaş

Vahap dayı da kim diyeceksiniz değil mi?

Ben bile soyadını bilmiyorken, siz nerden tanıyacaksınız ki onu…

Vahap dayı, Karaköy Perşembe pazarında hamallık yapardı.

Yirmi yıldır tanırdım onu.

Kimsesi olup da kimsesiz kalanlardandı.

Şişhane yokuşunda mal taşırken, kalbi dayanamadı ve kimsesiz de öldü...

Yüreği o kadar büyük ve öyle sevgi doluydu ki, hep bu dünyaya çok bu güzel yürek derdim.

Sorguladığında sevgisiz, duyarsız yürekleri; kırılır, incinir, yaralanır yüreği derdim.

Sevmeyi enayilik bilenler karşısında ezilir yüreği, dayanamaz derdim...

Derdim demesine ama hiç lafa dökemezdim.

Dökmezdim de zaten.

Çünkü öyle çok ihtiyacımız vardı ki böyle yüreklere.

Ve öyle çok ihtiyacımız var ki...

Her sene Hacı Bektaş’a kurban adıyordu Vahap dayı, kesiyordu da.

Beni de ortak ediyordu kestiği kurbanına. Ben de seve seve ortak oluyordum tabi.

Çünkü vahap dayı Hacı Bektaş’a inanıyordu, ben Vahap dayıya...

Hacı Bektaş'a en son gittiğinde; yeter artık, bence daha gitme Vahap dayı dedim, çünkü artık sen Hacı Bektaş oldun. 

Dinler mi?

Dinlemediği gibi bilemedi de ne demek istediğimi.

Ah canım Vahap dayı..... Beni duyduğunu biliyorum .


Kuşlar önce Hacı Bektaş'a uğrayacaklar, orda kurbanını kesip kanını alnına sürmek için sana geri dönecekler.

Ama bilesin ki kurban sanadır aslında, Hacı Bektaş'a değil.

Yine anlamayacaksın ne demek istediğimi, biliyorum...

Olsun, duymanda yeter benim için...

Ama sen de onlarla bana bir işaret gönder olur mu .

Gönder ki uğradıklarını bileyim.

Ve yüreğine sahip çık Vahap dayı.

Ellerinden öperim.

hatice atalay 

 
Toplam blog
: 206
: 1273
Kayıt tarihi
: 24.09.08
 
 

Don Kişot, Matematikçi, Öğretmen, Öğrenci ..