Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Prof. Dr. İbrahim Ortaş

http://blog.milliyet.com.tr/ibrahimortas

27 Kasım '07

 
Kategori
Bilim
 

Vakıf Üniversiteleri sorunu-1 Adana yeni üniversiteye hazır mı?

Basından öğrendiğimize göre ATO Vakfı Üniversitesi için ilk adım atılmıştır. Adana Ticaret Odası (ATO) öncülüğünde kurulacak Vakıf Üniversitesinin 2009-2010 eğitim ve öğretim döneminde üç fakülte, iki enstitü ve bir de yüksek okul ile öğretime başlamak istemektedir. Basının aktardığına göre, yeni kurulacak Vakıf Üniversitesi 2009-2010 eğitim-öğretim dönemine yetiştirmek için milli emlak tarafından tahsis
edilecek bir arazi üzerine 15 bin m2 kapalı alanda kurulacakmış. İlk etapta Fen Edebiyat, İktisadı ve İdari Bilimler ile Mühendislik olmak üzere 3
fakülte, Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri Enstitüleri’nden oluşacağı belirtiliyor. Bilemiyorum konu ne kadar tartışıldı. Ancak yeni kurulacak olan üniversite ile yetiştirilmesi beklenen öğrenci mevcut hali ileÇukurova Üniversitesince rahatlıkla sağlanabiliyor ve sağlanabilir. Yeni bir İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ne gereksinim olduğunu sanmıyorum. Mühendislik fakültesi için ön görülen bilgisayar ve endüstri alanları da Çukurova’da mevcut. İleride kurulması düşünülen Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öngörülen endüstriyel tasarım, grafik ve iletişim bölümleri
de Çukurova’da mevcut. Ve bu fakültelerde mezun olan öğrencilerimizin çoğu da boşta geziyor.

Bilindiği gibi işsizlik oranı en yüksek öğrenim görmüşler arasındadır. Bu bağlamda kentin yeni bir üniversiteye ihtiyacı var mı? Varsa gerçekten bu üniversitenin şimdilik Adana için kurulma zorunluluğu var mı? Kurulacak üniversitenin misyonu ve vizyonu nedir? Yeni üniversite Adana’nın hangi sorununa çözüm arayacak?
Var olan Çukurova üniversitesi hangi sorunu çözdü veya çözemiyor da yenisi
ile bu sorunlar çözülecek? Çözemiyorsa sorunun kaynağı nedir? EĞER YENİ BİR ÜNİVERSİTE KURULACAK İSE Dünyadaki yeni gelişmelere bağlı olarak yeni bir paradigma ile donatılmış bir üniversitenin kurulması gerekir. Bu üniversitenin aceleye getirilmeden, çok farklı boyutlarda TARTIŞILMASI GEREKİR.

Üniversite Okul Değildir
Yeni üniversite açılımı söz konusu olduğunda hep sanayileşemeyen ülkemizin
son yıllarda, MESLEK OKULU gibi üniversite açma anlayışı gündeme
gelmektedir. Ülkemizin Cumhuriyet döneminde yetiştirdiği saygın birkaç
bilim adamından Prof. Dr. Cahit ARF tam da Çukurova Üniversitesi’nde
yaptığı bir konuşmada Üniversiteyi şöyle tanımlamıştı: “Üniversite
kurulmaz, Üniversite olunur”. Üniversite her şeyden önce bilimsel birikimin
yansımasıdır. Bu bağlamda Adana’da açılacak ikinci üniversite için çok sayıda liseli
boşta kalıyor gerekçesi dışında gerekli önkoşulların yeterince
sağlanamadığını düşünüyorum.

Kent Yeni Üniversite İçin Hazır mı?
Yetkililere sormak gerekir: “Adana Kenti İkinci bir Üniversite için bir çok
yönden hazır mı?”
Şöyle ki; akademisyen açısından
Üniversite için yeterli alt yapımız mevcut mu?
Yeterli öğretim üyesi var mı?
Kütüphanesi ve gerekli veri iletişim ağı sağlam mı?
Laboratuvarları çağına uygun olarak donatılmış mı?
Bina, arazi, ve diğer olanaklar mevcut mu?
Sosyal ortam buna uygun mudur?

Adanalı vatandaş gözünde yeni üniversitenin rolü ne olmalı?
Adanalı öğrenci gözünden üniversite nasıl olmalı?
Adana sivil toplumu yeni üniversiteyi nasıl karşılıyor?
Yeni kurulacak üniversitenin kentten beklentisi nedir?
Kentin gözü ile üniversite
Yönetici gözü ile üniversite
Sivil toplum gözü ile üniversite
Vatandaş gözü ile üniversite
Öğrenci gözü ile üniversite…
Sonuçta para ve makam gözü ile değil, kentin topraklarından bir parça daha
kaparak değil, odaların ve dernek üyelerinin aidatlarıyla birilerine sosyal
statü sağlayarak değil, gerçekten şehrin üniversite ihtiyacı esas alınarak
duruma bakmak gerekiyor.

Yeni Üniversite mi Kenti Geliştirecek, Yoksa Kent mi Üniversiteyi
Geliştirecek
Bir diğer sorulması gereken soru
o Kent mi Üniversiteyi Geliştirecek,
o Üniversite Mi Kenti Geliştirecek
Bu sorunun tartışılmasını ve Adana’nın beklentilerine uygun yeniden konunun
tartışılması görüşündeyim.
Her şeyden önce ne aradığımızı net olarak ortaya koymamız gerekir. Ayrıca
ne istemediğimizi de bilmemiz gerekir.
Bunun için de var olan Çukurova Üniversitesi tecrübesinin iyi ve aksayan
yönlerinin her yönü ile masaya yatırılması gerekir. Dünyada kent-üniversite
ilişkileri konusundaki örnek modellerin incelenmesi sağlıklı olacaktır.
Adana’da ikinci üniversite için en azından Eskişehir modeline bakılması,
gerekiyorsa Çukurova Üniversitesi’nin ikiye bölünmesinin daha sağlıklı
olacağını düşünüyorum

Yeni Üniversite Çukurova Üniversitesi İçinden Çıkmalıdır
Adananın sorunlarını akademik boyuta tartışalım. Adana’nın ihtiyacı ikinci
bir üniversite ise, yeni bir üniversite her yönü ile nasıl sağlanır, onu
konuşalım. Unutmayalım, üniversite bina ve para ile kurulabilir ancak
felsefesi ve kültürel alt yapısı olmadan gelişmez. Güçlü bir Çukurova
Üniversitesi yaratılmadan açılacak yeni üniversite her iki üniversiteyi de
geliştirmeyecektir. Yeni vakıf üniversitesi, Çukurova üniversitesi’nden bir
kaç kişiyi yüksek ücretle bünyesine katarak orada ders verdirterek
araştırma yapma şansını ortadan kaldıracaktır. Bu durumda her iki
üniversite için de geleceğin bilim adamları kaynağı zayıflayacağı için HER
İKİSİ DE ZARAR görecektir.
Açık söyleyeyim, eğer Adana’ya ikinci bir üniversite kurulacak ise,
Eskişehir örneğinde olduğu gibi Çukurova’nın bünyesinden ikinci bir
üniversite çıkmalı ve kamu üniversitesi olmasını isterim. Adana Ticaret
Odasının da sürece maddi ve manevi destek sunmasını isterim. Bir zamanların
büyük köyü bugünün metropolü Adana zengin tarım potansiyeli, girişimci iş
çevreleri ve üniversitenin insan gücü ile bütünleşince güneyin merkezi
konumuna gelmiştir. Adana’nın daha fazla gelişmesi için, hepimizin değişik
kanallardan daha fazla çaba harcamamsı gerekir. Üniversite olarak büyüyecek
ve yeni tohumlar üreterek yeni alanlar açacak ise bununda kendi dinamiği
içinde gelişmesi gerekir.

Her Önüne Gelen Üniversite Açmamalıdır
Vakıf Üniversiteleri sorunu ülkemiz yükseköğretimi içinde son 20 yıldır
kendi içinde ayrı bir yer oluşturuyor. Türkiye’de ve Kıbrıs’ta hizmet
veriyorlar. Sıfırdan yetiştirdikleri araştırıcı örneği neredeyse yoktur.
Neredeyse ücret ödememek için asistan bile almadıkları söylenmektedir. Var
olan vakıf üniversiteleri kamu arazileri ve kamusal kaynakla yetişmiş, isim
yapmış bir kaç ismi bünyelerine katarak biraz da reklam yapmaya
çalışıyorlar. Ancak yinede öğrenci tarafında arzulanan ölçüde ilginin
oluşmadığı da bir gerçek. Tabii şimdi özel üniversite talebi oluşmaya
başladı. Yabancı kaynaklı üniversiteler ülkemizde şube açmak
istemektedirler. Bütün bunlar önümüzdeki dönemlerde ciddi baskı
oluşturacaklardır. Bu konun aceleye getirilmeden ve her arsa, bina ve para
bulanın yatırım yapacağı bir alan olmamsına dikkat etmek gerekir. Yarın
vakıf ve özel üniversite hatta yabancı üniversiteler aranan bütün koşulları
sağladı, hatta hatta başka imkanlar da sundu buna evet mi diyeceğiz. Korkum
odur ki dün dershaneler konusunda yaşadığımız sorunu, yarın vakıf veya özel
üniversiteler de yaşayabiliriz. Bu da üniversite öğretimini salt okul
olarak gören anlayışı geliştirecektir.

Vakıf Üniversiteleri Kendi Kadrosunu ve Kaynağını Kendisi Yaratması Gerekir
Aralık ayı başında Ankara’da bir konferans veren Alman Yüksek Öğretim
Sendikaları başkanı Romuin Beich “Almanya’da açılacak özel Üniversiteler
diğer üniversiteler kadar her yönü ile alt yapıyı kurmak ve geliştirmek
zorundadırlar”. Aksi taktirde kurulamaz demişlerdi. Ülkemizde açılacak
vakıf adı altında açılacak üniversiteleri mutlaka kendi kaynağını kendisi
yaratmalı, kamu üniversiteleri ile aynı alt yapıya sahip olması gerekir.
Hatta kurulduktan sonrada kendi akademik kadrosunu kendisi Yüksek Öğretim
sistemine bağlı olarak kendisi yaratabilmelidir.
Bu bağlamda Vakıf Üniversiteler, eğer farklı bir model oluşturacak ve kendi
kaynağını kendisi sağlayabilecekse bir yere kadar açılsın derim, yoksa kamu
üniversitelerinin bütçesinden ve kadrosundan bir kasımını tırtıklamak veya
hazine arazilerini ele geçirmekle üniversite olunamaz.

Yeni Açılacak Üniversitelere Bilim Felsefesi Açısından Bakılması Gerekiyor
Ayrıca üniversitenin felsefi ve bilimsel boyuta araştırma yapama
zorunluluğu da unutulmamalıdır. Son yıllarda açılan vakıf üniversitelerinin
araştırma kapasitesi de ayrıca sorgulanmaktadır. Yasal zorunluluk olmasa,
fen-edebiyat fakültesi bile açmayacaklar. Bir hocam “Doğrudan fayda
sağlamayan, değişim değeri sıfır olan bilimin (üniversitelerin)
özelleştirilmesi; temel bilimlerin öldürülmesi demektir”. Yeni açılacak
üniversitenin, böyle bir mantık içinde baştan üniversite olmayacağı
kanaatindeyim.
Sonuç olarak, Adana da kurulacak ATO üniversitesi, Çukurova
üniversitesinden bir kaç hocamızı götürerek üniversite kurulmaz
düşüncesindeyim.. Eğer odalar bir şeyler yapmak istiyorlarsa çağ
üniversitesi örneğini dikkate alabilirler. Türkiye’de vakıf üniversite
potansiyeli çok yüksek değildir. Hepsi devlete bakıyor. Kaynağını kamudan
almak istiyor. Vakıf üniversitelerin çoğunun kontenjanı boş kaldığı bir
gerçek. Bunlara bir yenisini eklemek, Adanalıya ait arazilerin 300-500
dekarını bunlara havale etmek, sonra da diploma dağıtmak, bu ülkeye de,
Çukurova’ya da bir fayda sağlamaz.
Çukurova gibi potansiyel bir bölgedeki üniversitelerden farklı bir bakış
açısı ile kendi kaynağı ile gelişecek bir üniversiteye evet, mevcutlara ile
aynı programı uygulayacak ve kamunun kaynağını kullanacak üniversiteye ise
mesafeli durmayı tercih ederim.
Keşke farklı bir yapılanma ile kurulsa ve Adana’ya farklı bir atmosfer
kazandırsa, bundan sevinç duyarım.

 
Toplam blog
: 190
: 1163
Kayıt tarihi
: 21.06.07
 
 

1985 yılında Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi’nde mezun oldum. 1986 yılında Şanlıurfa Köy Hiz..