Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Şubat '08

 
Kategori
Siyaset
 

Vakıflar Yasası'nı anlamaya çalışmak

Vakıflar Yasası'nı anlamaya çalışmak
 

Türkiye Büyük Millet Meclisi, Vakıflar Yasası'nı kabul etti de ne demek bu?


Azınlıklar, vakıflar, vatandaş hakları derken Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Birliği'nin zorlaması olmadan böyle bir yasayı yapmaktan acizdi; bunu görmüş olduk. 2008'in başında ülkeyi ''türban, türban, özgürlük'' diye geren AKP hükümeti, türban konusundaki destekçisi MHP ile arayı bozmamak için onların kesin olarak karşı çıktığı ''Vakıflar Kanunu''nu daha sonraya attı.

Vakıflar Kanunu ile ilgili kamuoyumuzun bildiği nedir? Toplumumuzun %90'ının bu konu üzerine hiçbir şey bilmediği üzerine bahse girebilirim! Etrafta sürekli ağız kalabalıkları var; AKP istiyor, MHP ile CHP karşı çıkıyor; hepsi bu kadar. Konu üzerine ne zaman bir tartışmaya başlansa, konu sürekli AKP-muhalefet çatışmasına geliyor, türbana geliyor, başka yerlere kayıyor...

Salı günkü ''Can Dündar Soruyor: Neden?'' isimli programda da konu tartışılmaya çalışıldı ama Lozan'dan veya Yunanistan-Türkiye İlişkileri'nden bahsedildi, saatler boyunca Vakıflar Yasası'na neden karşı çıkıldığını, çıkılması gerektiğini anlayamadık.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde iktidar partisi vekillerinin oylarıyla kabul edilen Vakıflar Kanunu, Avrupa Birliği'ne uyum çalışmaları doğrultusunda yapıldı ve Avrupa Birliği'nin de pek hoşuna gitti. Bir önceki cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in yeniden görüşülmesi için gönderdiği Vakıflar Kanunu aynen kabul edildi ve şimdi onay için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün önünde bekliyor.

Tartışmaları getiren Vakıflar Kanunu'nun içeriğine gelelim:

_ Cemaat vakfı tanımına ''Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma'' kanunu ekleniyor. Buna göre, yurtdışında yaşayan insanlar vakıf kuramazlar, vakıf yöneticisi olamazlar. (Sağlıklı bir madde olduğunu düşünüyorum. Yalnız, ''Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma'' Başbakan Erdoğan'ın ''Üst kimliğimiz Türkiyelilik.'' açıklamasına çok benziyor ki bu üst kimlik tanımına karşıyız.)

_ İstenen belge veya beyannameleri zamanında vermeyen, saklayan vakıf yöneticilerinin görevden alınması yerine 500 ytl lik para cezası öngörülüyor. (Bence eski ceza devam etmeliydi.)

_ Yasanın belki de en önemli maddesi; vakıfların mal edinmesiyle ilgili. Daha önce, devletin iznine tabi olarak mal edinen vakıflar, bu yasayla hiçbir izin almadan mal edinebilecek ve mal üzerinde istenilen tasarrufu uygulayabilecek.

_Vakıflar, amaçları doğrultusunda olması halinde uluslararası işbirliklerine gidebilecek, yurtdışında temsilcilikler açabilecekler. (Bu maddenin de sakıncalı olduğunu düşünüyorum. Yurtdışında temsilcilik açmak sözüm ona bölücülerin, Türkiye Cumhuriyeti'ni bölmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmektir, ''uluslararası işbirlikleri''nin uluslara ne kadar zarar verdiğini gördük, bu maddenin bedeli çok ağır olabilir.)

Türkiye'de muhalefetin ne kadar başarısız olduğunu da bu yasayla görmüş olduk. Konu üzerine hiçbir yapıcı teklif getiremeyen muhalefet üyelerinden sürekli duyduğumuz ''Böyle yasa olmaz.'' lafıydı. En önemli dört maddesine baktığımızda kanunun birkaç noktası dışında iyi niyetli olduğunu gözüküyoruz ve muhalefetin yasayı toptan reddetmek dışında bir öneri getirmesi halinde çok daha iyi olabileceğini düşünüyoruz.

Vakıflar Yasası hazırlanırken ''Dış ülkeler ne veriyorsa biz de onu veririz.'' bakış açısı son derece yanlıştır. Çünkü; Prof. Baskın Oran'ın da belirttiği gibi ''Öncelik yurttaşın değil vatandaşındır.''

AKP hükümetinin hazırladığı ve tek başına Meclis'ten geçirdiği yasalara ne kadar şüpheci baksak da böyle bir yasaya ihtiyaç vardır, Avrupa Birliği'nin hoşuna gitmesi de bu yasanın Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusallığına aykırılık taşıdığını göstermez. Çeşitli boşluklar olsa da, yasayı tümden reddetmek çözüm değildir, muhalefet bu mentaliteyle davrandığı sürece asla daha iyiye gidemeyiz...

 
Toplam blog
: 641
: 316
Kayıt tarihi
: 16.12.07
 
 

Bir uluslararası ilişkiler öğrencisinin gözünden dünya ve bonusu olarak da futbol... ..