Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Kasım '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Vakit çok geç olmadan şiddete son!

Vakit çok geç olmadan şiddete son!
 

Vakit çok geç olmadan şiddete son vermeli, yirmi beş kasımlarda bu konuda konuşulacak bir şey bırakmamalıyız. Medeniyetin ve insan olmanın gereği budur."Resim:Alıntı"


Sırf fiziksel olarak erkeklerden daha güçsüzler diye kadına şiddet uygulamak, kaba kuvvet kullanmak çok yanlış elbette. Ne yazık ki gazetelerin sayfalarını açtığımızda hemen her gün bu tip haberlere rastlıyoruz. Sokak ortasında bıçaklanan, çocuklarının gözü önünde kurşunlanan onlarca kadın.

Aile mefhumu içinde bazı konularda iki kişi arasında anlaşamazlık olması doğaldır. Düşünceler aynı olsaydı zaten farklı bireyler olmazdık. Bir makineden çıkmış gibi hepimiz aynı duygu ve düşüncelere sahip olurduk. Madem ki öyle değiliz birbirimizin fikirlerine, düşüncelerine saygı duymak zorundayız. Aksi görüşteysek karşımızdakini tatlılıkla ikna yoluna gitmeliyiz. İnsanlar konuşa konuşa anlaşır, dememiş miydi atalarımız.

Bazı bölgelerde önce kadınlarımızın eğitilmesi, bilinçlendirilmesi, okuryazar sayısının arttırılması, haklarının neler olduğu konusunda bilgi sahibi olmaları, sessiz kalmaları değil mücadele etmeleri gerekiyor elbette. Bu konuda çalışan pek çok sivil toplum örgütünün olması mutluluk verici olsa da keşke tüm bu olumsuzluklar yaşanmasa, kimse bedenen ve ruhen zarar görmese,  insanca yaşamanın zaten hakları olmasına karşın savaşmak zorunda bırakılmasalardı. 

Aile içinde yaşanan şiddetten ne yazık ki çocuklar da nasibini alıyor. Tertemiz, pırıl pırıl zihinler insanlık dışı hareketlerle, davranışlarla doluyor. Kız çocuğunun model olarak anneyi, erkek çocuğun ise babayı örnek aldığını göz önünde bulundurursak anne ve babanın çocuklarına kötü örnek olduğu aşikârdır. Ebeveynler küçük yaşta çocuklarının da ruh yapısı ile oynarlar farkında olmadan. Her gün şiddete uğrayan bir anneden sağlıklı düşünmesi ya da davranması beklenilemez. O içine düştüğü durumdan nasıl kurtulacağının yollarını ararken, bazen de kaderine razı olmuş dayanmaya çalışırken, hayata isyan ederken nasıl olup da çocuklarına yeterli sevgi ve şefkati gösterebilir. Yaşamdaki evreler zincirlerle birbirine bağlıdır. Bu tip bir ailede büyümek zorundan bırakılmış çocuklardan sağlıklı nesiller yetiştirmesini beklemek mümkün değildir. 

Yapılan istatistiklere göre aile içi şiddete maruz kalan kadınların büyük çoğunluğunu üniversite mezunu kadınlarımız oluşturuyormuş ama utandıkları, bunu kendilerine yediremedikleri için sessiz kalmayı tercih ediyorlarmış yen kırılır, kol içeride kalır misali. Erkekler de belki de bunu fırsat bilip kadının karnından bebeyi, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin mantığıyla hareket edip, gövde gösterisiyle kadınları korkutup sindireceklerini zannediyorlar. Kadının da kendileri gibi birer insan oldukları siliniveriyor akıllarından. Ancak hasta ruhlu insanlar karşısındaki insanı döverek, hırpalayarak onların üzerlerinde egemenlik kurabileceklerini sanırlar. Bu tip insanların tedaviye ihtiyaçları olduğu açık seçik ortadadır.

Tabii sadece fiziksel olarak uygulanmıyor şiddet. Ağızdan çıkan fütursuz cümlelerle de, hakaretlerle de hırpalanabiliyor, dövülebiliyor kadın. Psikolojisiyle oynanıp ruhunda tamiri imkânsız yaralar açılmasına neden olunabiliyor. 

Unutmamalıyız ki her şeyin başı eğitimden geçer ve ilk eğitim aile de başlar.  O halde kız çocuklarımızı okutacağız, onlara değer vereceğiz, çocuk denecek yaşlarda gelin olmalarına müsaade etmeyeceğiz, insan gibi yaşamaları için elimizden geleni yapacağız.  Unutmayalım ki erkek çocuklarını yetiştirenler de anneler yani kadınlar değil midir? Mutlu kadınlar beraberinde mutlu erkekler ve mutlu çocuklar getirir. Bağrış çağrış sesleri, tekme tokat gürültüsü yerine yuvalardan şen kahkahaların yayılması daha iyi değil midir?

Bu ölümlü dünyada güzel güzel yaşamak, yaşamdan birlikte keyif almak varken hırgüre, tekme tokada, istenilmeyen şeye zorlamaya kısaca şiddete ne gerek var.

Bir duvar yazısının da dediği gibi “Sevdiklerinizi incitmeyiniz. Gün gelir incitmek için bile onları bulamazsınız.”

Vakit çok geç olmadan şiddete son vermeli, yirmi beş kasımlarda bu konuda konuşulacak bir şey bırakmamalıyız. Medeniyetin ve insan olmanın gereği budur.

 

 

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..