Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Temmuz '10

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Vakit'in korkutucu gücü

Vakit'in korkutucu gücü
 

Penguen'in Vakit Gazetesi hakkında bir kapağı


Her sabah rutin olarak yaptığım "gazetelerin baş sayfalarını" okuma "merasiminin" eğlenceli kısmıdır Vakit gazetesinin baş kısmı çoğu zaman. Üst üste baktığınızda mide bulantısı yapıyor olabilir, fakat günlük olarak gülüp geçmek çok da zor değil.

Tabii bu iyimser bir yaklaşım. Gazetenin gözü dönmüş bir okuyucu kitlesi ve o kitleyi harekete geçirebilme gücü var. Bunu Danıştay baskınında gördük örneğin, İşte O Üyeler manşetiyle... Sonra İdil Biret'in konserini Alperenler'in basması geldi. Geçtiğimiz hafta da Sonisphere Festivali'ni hedef gösterdiler.

Bu kez bir şey olmadı, elbette bir şey olmadı, çünkü bu bir stadyum konseriydi. Stadyumu basmak kolay bir şey değil. On binlerce insan var orada. Vakit Gazetesi tüm bu yayınlarına rağmen soruşturmaya uğramıyor, adeta AKP'nin yaramaz çocuğu muamelesi görüyor. "Bak haylaz neler yazmış gene" şeklinde bir yaklaşım var sanıyorum.

Cumhurbaşkanı'nın, başbakanın uçaklarından inmek bilmiyor bu gazete. Subayların eşlerini "yahudi" şeklinde, PKK'yı Alevilerin kontrolünde diyerek yaftalamaktan sakınmıyor. Yeter ki istedikleri şey olsun diye uğraşıp duruyorlar. Bu sezon bir tiyatro oyununun oynanmasını bile engellediler.

Bizim, çoğu kişinin eğlenceliymiş gibi yaklaştığı bu gazetenin elinde bulunan bu güç korkutucu bana göre. Özellikle İdil Biret konseri gibi nispeten butik etkinliklere karşı insanları galeyana getirme gücü...

Darbelere karşı bu Vakit dediğimiz gazete ve bunu demokrasi adına yapıyor(!) Fakat demokrasiden anladıkları elbette islami demokrasi. Farklılıklara kapalı, kendileri gibi yaşayan insanların olduğu bir demokrasi... Okuyucularının da gözleri kara, örneğin bu festival haberinin altına "buraya bomba koyulabilir, bu istihbarat dikkate alınmalıdır" şeklinde asparagas haberler koyuyorlar. Üstelik festivalde çıkan gruplardan Alice in Chains'in blogundan okuduğumuza göre bu haberler sahne alan gruplara kadar ulaşıyor.

Komik diyerek geçemiyorum doğal olarak bu gazeteyi ben şu anda. Korkutucu daha çok... İTÜ Meyhanesi başlıklı haberde "ulu orta içki satışı yapılmak" suç olarak niteleniyor, bu festivalin haberinde "türlü rezilliklerin yaşanması bekleniyor" denilerek kahinlik sergileniyor. Her yılbaşının klasik haberi "yılbaşında türlü rezilliklere imza attılar" şeklinde yansıyor gazeteye.

Tüm "ahlak" değerlerinden vazgeçip bir kadını en çıplak haliyle sitelerine koymaktan çekinmiyorlar ve bunu sırf ideolojik olarak karşı durdukları parti zarar görsün diye yapıyorlar, öte yandan kolu açık kadınların resimlerini sansürlüyorlar... Sonra elbette ahlaktan bahsediyorlar. Mahkeme kararlarını takmayıp "Ergenekon Terör Örgütü" diyip diyip duruyor, birileri karşı çıkınca da bu ifadeyi birden ETÖ'ye çeviriyorlar. İlhan Selçuk'un, Türkan Saylan'ın hayatlarını kaybetmeleri nefretlerini dizginleyemiyor. Saldırıya, iftiraya devam ediyorlar.

Ertuğrul Günay'ı bile "Nazım Hikmet" üzerinden vuruyorlar, her şey kendi istedikleri gibi olsun istiyorlar. Birileri bu gazeteye hatırlatmalı artık. Türkiye'de herkes onların istekleri doğrultusunda bir yaşam sürmek zorunda değil. Gençlerin o stadyuma gidip sevdikleri müziği dinlemeleri ve bunu yaparken bir iki kutu bir şey içmelerinin nesi kötü? Aslında başbakanları metalci işareti yapan çocukları kendilerine hakaret etti sanıp tutuklatmıştı, bu durumda şaşıracak ne var?

Sadece konusunu okudukları ve izlemedikleri "Yala ama Yutma" isimli oyunun oynanmasını engellediler. Sırf bu gazete o oyunu sevmedi diye oynanmadı o oyun...

Her 19 Mayıs'ta "çocukların kıyafetleri tepki çekti" diye haber yapıyorlar, o tepkiyi kim gösteriyor bir bilebilsek. Kendilerinin istediği tepkiyi gösteren birilerini hep buluyorlar.

Siz kendi işinize baksanıza artık! Yeter! Türkiye sizin standartlarınıza göre yaşaması gereken bir ülke değildir. Türkiye neyse ki bir din devleti de değildir. Dolayısıyla insanlar içki de içebilirler, metal müzik de dinleyebilirler, istedikleri dine de inanabilirler, istedikleri konuda istedikleri oyunu da izleyebilirler.

Bu gazete yarın da Sivas Katliamı'nı “olay” olarak niteleyecek, Aziz Nesin tahrik etti diyecek ve tüm her şeyi yaptığı gibi bunu da Ergenekon'a bağlayacak.

Vakit mide bulandırıyor.

 
Toplam blog
: 142
: 1092
Kayıt tarihi
: 27.09.09
 
 

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakülteliyim. Seyahat benim için bir tutku, her fırsatta bir yerlere ka..