Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Kasım '08

 
Kategori
Deneme
 

Vakti geçen vuslat...

Vakti geçen vuslat...
 

damla damla iner gözlerden sıla hasreti...


Gurbet… Adı ağır bir kere. Oturup düşününce bile içini burkuyor insanın. Gurbet; anaya, babaya, dosta, sılaya hasret, memleketin kokusuna, taşına toprağına hasret…

Gurbet acısını en çok giden yaşar. Kalan için alışmak daha kolaydır. Gidene zor gelir alışmak, gidene ağır gelir hasret… Giden unutulur zamanla. Bırakıp gider ya herhangi bir amaç uğruna; soluduğu hava değişir, uyuduğu geceler uyandığın sabahlar değişir, alışkın olduğu insanlar, karışı karışına bildiği sokaklar değişir…

Gittiği yere de alışır dersiniz şimdi. Tabi nelere alışmıyor ki insan değil mi? Alışır elbet; hasrete de yokluğa da alışır. Alışana kadar da ömründen ömür gider bu arada. İnsanın doğduğu yer değil, doyduğu yer derler ya hep, bu yüzden mesafeler girer ya yürekle sıla arasına; hiç düşünmezler mi ki cüzdan boşluğu elbet dolar da, ruh açlığı tamiri imkânsız yıkımlara yol açar…

Sıladan ayrı olunca insan yarım kalmışlık içinde yaşar. İşini gücünü kurar, gezer tozar da içinde hep bir şeyler eksik kalır sanki. Oysaki tamdır görünürde her şey. Hani demiştim ya kalandan çok giden acı çeker diye, işte beden gitmiştir ama yürek sılada kalmıştır. Budur işte yarım bırakan her şeyi, budur eksik olan. Aklı hep doğup büyüdüğü yerdedir. Bir gün geri döndüğünde eskisi gibi olur mu, bıraktığı gibi bulur mu diye düşünüp durur. Gittiği yerde yıllarca kalmış, artık hayatını orada kurmuş olsa da, her şey ne kadar tam görünse de; içten içe yarım kalmışlıklarla bir hayat yaşar…

En acısı da, bir gün geri döndüğünde –aslında geç kaldığını bildiğin halde- o burnunda tüten sılayı, karışı karışına bildiğin sokakları eskisi gibi bulamamaktır. Haliyle zamanla değişecek her şey; ama yürek işte, bıraktığı gibi bulmayı arzulamaz mı? Mesela arkadaşların büyümüştür senin gibi. Aslında sen onlara olan sevgini, özlemini yüreğinde taşırken, o yürekle büyürken onlar sensiz büyümüştür işte. Evet, belki bir gün geri dönersin ama vuslat vakti çoktan geçmiştir. Yıllar sensiz geçmiştir orada. Bu defa döndüğün yerin yabancısı olmuşsundur…

Evet, bir şekilde çıktın doğduğun yerden, sılandan. Daha iyi yaşam şartları için, eğitim için, kariyer için… Herkesin kendine göre haklı nedenleri… İyi bir eğitim aldın diyelim, iyi mevkilere de geldin zamanla. Cüzdanın doldu, karnın doydu, ya yüreğindekiler; havasına, kokusuna, insanına alışamadığın o yerde kimseyle paylaşamadıkların, hasret acısıyla yıllarca gizli gizli ağlayıp yastığına gömdüğün gözyaşların… Şimdi bak bakalım cüzdanındakiler bu acıyı silmeye yeter mi?

 
Toplam blog
: 7
: 2280
Kayıt tarihi
: 01.08.08
 
 

1987 Ankara doğumluyum. Kalem ve kağıt kullanmayı çok seviyorum. 5. sınıftan beri kendi çapımda şiir..